YAZARLAR

İnşaatın 'ağaları'... Yapı paydos mu?

Gelin biraz 'inşaat bulmacası' çözelim. Şu anda 4 büyük şirket ciddi darboğazda. Malum, yasalar resmen açıklanmadan isim vermeyi yasaklıyor ama, şu 'ekmek kırıntıları' sizi doğru adreslere götürecektir: İlki, farklı sektörlerde faaliyet yürüten devlerden birisi. Diğerini, Frank Sinatra hayranları hemen bulacaktır zaten. Öbürü, diktiği AVM'lerle övünüyordu; sonuncusu ise Ankaralı olanların gayet iyi bildiği bir mekanla özdeşleşmiş...

Demek ki, 15 Temmuz sonrasında 'demokrasi nöbetçileri'ni kuru-pilavla beslemek de yetmedi. FETÖ üyeliğinden alındı, serbest bırakıldıktan sonra yurt dışına kaçtı, Twitter'dan "İflas ettim, kalan malı mülkü satın, size yeter" mesajını attı. 53 yıllık inşaatçı, Renault ve Hyundai'nin yetkili bayilerinden İnanlar Holding olayı, 'FETÖ bağlantılı dolandırıcılık vakası' olarak etiketlenip, bir kenara ayrıldı.

Oysa yüzde 7.5'lik büyümeyi sırtlayan inşaat sektörünün binlerce konut yapmış yarım yüzyıllık şirketinin iflası, öyle 'FETÖ' ve 'mağdurları' türünden dramatik hikayelerle geçiştirilecek gibi değil. Nereye bakılsa, İstanbul'un yeşil parsellerine kondurduğu 'terrace' markalı villalarıyla karşımıza dikilen İnanlar'ın hali, inşaat sektörünün de aynası gibi. Zira, TOBB kayıtlarına göre, bir yılda kapısına kilit vuran inşaat şirketlerinin sayısı yüzde 111.8 yükseldi. Üstelik sektör aynı dönemde yüzde 8.9 büyümüşken!

İnşaat elbette tek başına kriz çıkarmaz ama, kriz anında çıra gibi etrafını tutuşturduğu da bilinir. Dolayısıyla bu 'öldüren büyümenin' zemin etüdü, muhtemel yangının da çapını ele verir.

DEVLET 'İSTİNAT DUVARI' OLDU

2017'de inşaat harcamaları, 2016'ya göre yüzde 25.7 arttı ve 533.8 milyar liraya çıktı. Gel gelelim harcamaların ne kadarının özelin, ne kadarının kamunun olduğu önemli. İşte orada hesap hayli şaşıyor. Harcamaların içinde kamu projelerinin payı neredeyse yüzde 70'lere çıkmış halde. Bunu bizzat Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği yöneticisi Osman Nemli söylüyor. "İnşaatı 3. havalimanı, 1915 Çanakkale Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi dev yatırımlar sürüklüyor" diyor ve ekliyor: "Kamunun büyük projeleri devam ettiğinde inşaat sektörü hızlı büyüyecek gibi gözüküyor. Bir defa demiryolu taşımacılığı konusunda, hükümetin çok kararlı politikası var. Yeni hatların yapılması, mevcut hatların iyileştirilmesi, tren sefer sayılarının artırılması yönünde de çalışmalar, Türkiye'nin her yerinde yapılan çok ciddi yol çalışmaları var."

Bu açıklamanın altında-üstünde inşaatın büyümeyi sırtladığı, istihdamı yüklendiği türünden 'gurur' ifadeleri de yer alıyordu, lakin tek bir şey yoktu: Özel sektörün durumu. Görünen o ki, inşaat şirketlerinin 'istinat duvarı' devlet olmuş. Ağzından çıkan tüm olumlu cümlelerin kamuya dair olması boşuna değil yani. Gelin onların söyleyemediği bazı gerçekleri aktaralım...

* 2015’te 116.2 milyar lira olan konut kredileri, 2016 sonunda 146.1 milyar liraya, 2017 sonunda ise 181.2 milyar liraya yükseldi. 2017'de kredi artışı yüzde 25 gibi rekor bir düzeyde oldu. Nitekim anı dönemde bankacılık sektöründe toplam kredilerdeki genişleme yüzde 2’de kaldı. Yani inşaata verilen krediler, toplam kredilere oranla 12 kat daha fazla genişledi. İşte bu kredi musluğu 2017 Ekim'inde yüzde 1'in üzerine çıkan faizler nedeniyle bıçak gibi kesildi ve şirketlerin cirolarında kısa sürede yüzde 10'luk erimeye yol açtı.

BÜTÜN KIRMIZI ÇİZGİLER BAŞ AŞAĞI

* Mart itibariyle konut satışlarının yüzde 14 düştüğü açıklandı. Ancak asıl büyük darbeyi gösteren veriler bunlar değil. Evet yüzlerce konut yapılıyor, ve evet bu yatırımlar büyümeyi de etkiliyor. Peki teşvikle, banka kredisiyle yapılan bu konutlardan para kazanabiliyorlar mı?

* Çok fazla yorum yapmaya gerek yok aslında. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nin verilerinden hazırlanmış son 4 yılı kapsayan şu 4 grafiğe bir bakın sadece. Rakamları dahi okumanız mühim değil, sadece kırmızı çizgilerin nereden nereye geldiğine dikkat etmeniz kafi.

Elbette görmek isteyenler için bu veriler çok şeyler anlatıyordur, ama onları sıkıcı bulanlara da şu sıralar finans kulislerinde hızla yayılan bazı 'fısıltıları' aktaralım.

KİM BU 4 BÜYÜK İNŞAAT ŞİRKETİ?

Malum, yasal zorunluluklar resmen açıklanmamış bilgileri yazmayı engelliyor. Hele bir de 'baskın seçim' geçmeden, kolay kolay kimse de açıklama yapmaz zaten. O halde şimdilik aktaracağımız bilgilerin arasındaki 'ekmek kırıntıları'nı takip edin, sizi doğru adreslere götürecektir...

Şu anda Türkiye'nin tanınmış 4 büyük inşaat firması yaptıkları projeler, aldıkları krediler, satamadıkları konutlar ve kur baskısı nedeniyle darboğaza düşmüş durumda. Bu şirketlerden en büyüğü, enerjiden beyaz eşyaya çok farklı sektörlerde faaliyet yürüten dev holdinglerden birisi. Tıpkı Ülker, Doğuş gibi bankalarla yapılandırma masasına oturmaya hazırlandığı ifade ediliyor.

Diğerini Frank Sinatra şarkılarının hayranları kolayca bulacaklardır. Onun da konkordato ilan etmesine ramak kaldığı belirtiliyor. İflasın eşiğinde olduğu söylenen üçüncü inşaatçı ise daha düne kadar Türkiye'nin her yanına diktiği AVM'lerle övünüp duruyordu. Kim çok AVM yapmış ve övünmüş, biraz Google mesaisine bakıyor. Son firma da çok köklü ve Ankara'da öğrencilik yapanların buluşma, adres tariflerinin vazgeçilmez mekanıyla özdeşleşmiş.

Bu dördü en büyükler içinden örnekler sadece. İrili ufaklı yüzlerce firmanın olduğu düşünülür ve üzerine 2 milyon konut stoku biriktiği ve batık kredi miktarının 15 milyar dolara ulaştığı iddiaları eklenirse, ülkede konut değil domino taşları dikilmiş demektir. Ve bir büyüğün batması yangın için yeter de artar bile...