YAZARLAR

CHP Kadın Kolları'ndan AK Partili kadınlara çağrı: Kadın hareketini birlikte büyütelim

Bir hayalim var. “Adalet ve Birlikte Yürüyüş” ya da adına ne derseniz deyin… Doğudan başlayarak tüm Türkiye’yi içine alacak şekilde, tüm kadınlara çağrı yaparak bu karanlığa, kara gidişata dur demek için onlarla birlikte yürümeyi planlıyorum. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu memleket bizim, bu memleketten vazgeçmeye niyetimiz yok. Bu memleketin karanlığa sürüklenmesine asla izin vermeyeceğiz. Kadınların sağduyusuna, öngörüsüne, vicdanına ve kadın mücadelesinin bu ülkeyi başarıya götüreceğine inanıyorum.

Siyasetçilerin özellikle de siyasi iktidarın son yıllarda giderek tırmandırdığı kutuplaştırıcı dilden kadınlar, çocuklar, LGBTİ’ler payına düşeni fazlasıyla alırken Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı cinsel istismar suçlarına ilişkin düzenlemeleri içeren yasa tasarısı Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Tasarı, çocuk istismarı suçunun cezasını ağırlaştırıyor diye propaganda yapılıyor, “kimyasal hadım” gibi maddeler göz boyuyor ama işin aslı düzenlemenin kamuoyuna henüz yeterince anlatılamadığı. Birçok yönüyle itiraz edilen “kimyasal hadım” aslında bir hadım değil. Tasarıda yer aldığı şekliyle, mahkûmun cezaevinden tahliye edilmesinden üç ay önce başlamak üzere tahliyeden itibaren beş yıla kadar cinsel isteği ilaçla baskılanacak. Hepsi bu. Önleyici tedbirlerin olmaması, tasarıya getirilen en temel eleştiri.

Tasarıda “12 yaş”ın sınır olarak belirtilmesi ise “AK Parti iktidarının zihninde, evlilik için yaş sınırının 12 olduğunu bir kez daha ortaya koydu” eleştirisine neden oldu. Cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda cezayı ortadan kaldıran ve tepkiler üzerine yasalaşamayan düzenlemeyle ilgili dönemin Adalet Bakanı, şimdinin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, çok sayıda “mağdur” ailenin BİMER’e, CİMER’e şikâyette bulunduğunu söylemiş, “Bunlar cinsel istismar suçunu işleyen kişiler değil. Tamamen ailelerin küçüğün rızasıyla yapılmış işler” diyerek büyük bir tartışmaya neden olmuştu. O gün aralarında CHP’li kadınların da bulunduğu binlerce kadın, kadın örgütü sokağa çıkarak tepki gösterdiği için düzenleme yasalaşmadı. Bugünkü tasarıda ise CHP’nin hem onayladığı hem de onaylamayacağı maddeler var. “O günkü düzenleme Meclis gündemine getirilmek istendiğinde 81 ilden CHP’li kadınlarla Meclis’in önüne giderek tepkimizi dile getirdik ve cinsel istismarcılara af niteliği taşıyan düzenlemenin yasalaşmasını engelledik” diyen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse ile bu kez ne yapacaklarını ve CHP’li kadınların gündemini konuştuk. Köse, kadınları ve çocukları hiçleştiren uygulamalara, açıklamalara en başta AK Parti içinde siyaset yapan veya AK Parti’ye oy veren kadınların karşı çıkması gerektiğini söyleyerek onlara “sokağa birlikte çıkalım, kadın hareketini birlikte büyütelim” çağrısında bulundu.  Devamı Fatma Köse ile söyleşimizde…

Meclis’e sunulan tasarının en tepki çeken maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki gibi 18 yaşın altındakileri “çocuk” olarak tanımlamak yerine 12 yaşı sınır kabul eden düzenleme. Şöyle deniyor, “cinsel istismar suçunun nitelikli halinin 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı işlenmesi ve ağırlaştırıcı nedenlerden herhangi birinin bulunması durumunda fail hakkında müebbet hapis cezasına hükmedilecek.” Bu ne demek?

Böyle bir şey düşünülebilir mi! Adı üstünde çocuk! 12 yaş neyin sınırıdır? 12 yaşın altı-üstü gibi bir anlayışı kabul etmiyoruz. İyi hal indirimleri ve 12 yaş sınırı, çocuk yaşta evliliklerin önünü açar. Biz CHP olarak bu maddeye kesinlikle karşıyız. Bizim buna onay vermemiz mümkün değildir. Tasarı Meclis komisyonlarında görüşülürken konunun muhataplarının, kadın ve çocuk örgütlerinin görüşüne başvurulması gerekiyor. Biz de CHP olarak bu konuda bir açıklama hazırlığı içindeyiz.

CHP’Lİ FATMA KÖSE’DEN AK PARTİLİ KADINLARA: KADINLARIN, ÇOCUKLARIN HAKLARINI BİRLİKTE ARAYALIM

Tasarıda tartışılacak pek çok madde var. Örneğin, yayın yasağı maddesi… Mağduru korumanın yanı sıra bazı olayların karartılması, kamuoyundan gizlenmesi için de kullanılabilir bu madde değil mi?

Cinsel istismar yasa tasarısında yayın yasağı getirerek neyin önünü kapatacaksınız diye soruyoruz. Çocuklara taciz ve tecavüzlerin mi üstünü, kapatacaksınız? Çocuk evliliklerinin mi üstünü kapatacaksınız? Bu yapılmak istenenler bir kadın olarak içimi acıtıyor.

Siyasetin kutuplaştırıcı söylemi toplumun her kesimini olduğu gibi kadın hareketini de olumsuz etkiledi. Eskiden İslamcı feministlerle sosyalist feministler sokakta birlikte eylem yapardı. Artık tek tük yazan, çizen isim dışında İslamcı kadınlar neredeyse sessizliğe gömüldü. Oysa onların da bu tip düzenlemelere veya kendine hoca diyen/dedirten bazı erkeklerin açıklamalarına tepkili olduklarını biliyoruz. CHP Kadın Kolları’nın bu kadınlara söyleyecek bir sözü var mı?

Son 15 yıldır kadın ve çocuk bedeni üzerinden siyaseti dizayn etmeye çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ekonomi bu kadar dibe vurmuşken, komşularımızın hepsiyle sorunlu olduğumuz bir dış politika yürütülürken sadece gündemi değiştirmek için bile kadın, çocuk meselesini kullanıyorlar. Biz kadınlar bir araya geldiğimizde, birbirimizden güç aldığımızda başarıyoruz. Nasıl ki çocuk istismarcılarına af yasasını geri çektirdiysek, sahneden indirilen kadınlar için yine Meclis’te sesimizi duyurup Meclis Başkanı’na geri adım attırdıysak Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi bu ülkeyi yine kurtaracağız. OHAL koşullarında bile sokağa ilk çıkan kadınlardı. Bizde cesaret var, umut var. AKP’den beklediğini bulamayan kadınlar var, özellikle feminist kadınlar. Buradan onlara bir çağrı yapmak istiyorum. Sesinizi duyurmak, sokağın sesi olmak istiyorsanız gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine yön verelim. Hiç eve kapanmasınlar, buyursunlar kadın mücadelesini birlikte büyütelim. Merdiven altında, sigortasız, güvencesiz çalıştırılan kadınların, çocukların haklarını birlikte arayalım. Büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz haklarımızın heba edilmesine izin vermeyelim.

“LAİKÇİ TEYZE İFADESİNİ AYIPLIYORUM… BİZ HALKIZ”

Siyasal İslamcılardan özgürlükçü sola kadar geniş bir yelpaze, “halkı hakir gören, aşağılayan, elitist” bir kadın tiplemesinden nefret ediyor ve o tiplemeye “laikçi teyze” deniyor. Bu tiplemeye duyulan öfke öyle bir boyutta ki, Ekşi Sözlük’te “laikçi teyze nefreti” diye bir başlık var. Bu tipleme çoğunlukla CHP’li kadınlarla özdeşleştiriliyor. Gerçi benzer bir güç zehirlenmesini bugün siyasal İslamın alan açtığı dindar kadınlar da yaşıyor ama o başka bir sohbetin konusu olsun. Ne düşünüyorsunuz bu kadın tiplemesi hakkında?

Bu imajın kırıldığını düşünüyorum. Bunu söyleyenler keşke bizi tanıyabilseler, bizim çalışmalarımızı izleyebilseler. Biz neredeyiz ki bu halka üstten bakalım? Biz halkın ta kendisiyiz! Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz çünkü. Biz duyulmayan, görülmeyen emeklerin temsilcisiyiz yani halkız. Ben bir Anadolu kadınıyım. Laiklik tabii ki bizim olmazsa olmazımız, vazgeçilmezimiz. Laiklik bir kadın devrimidir aslında. Laikliği aşağılayarak laikçi teyze gibi bir ifade kullanılmasını ayıplıyorum.

‘AK PARTİLİ KADINLAR SESİNİ ÇIKARSA SAPKIN FETVALAR VERENLER KENDİ DEHLİZLERİNDE BOĞULUR’

Kadınları, çocukları hiçleştiren “fetvalar” hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bizim dinimiz aslında o kadar ulvi bir din ki, bu hocalar keşke Kuran’ı Kerim’i okuyup doğru anlayıp ne kadar aydınlık bir din olduğunu öğrenseler. Sapkınlığın sonu yok! Ancak ‘çocuklarla evlenilebilir, bir erkek kendi annesinden tahrik olabilir’ gibi açıklamalara, 12 yaşı evlilik sınırı olarak gören anlayışa, uygulamalara en başta AKP’de siyaset yapan, AKP’ye oy veren kadınların karşı çıkması lazım. Eğer onlar seslerini yükseltirse kendisini hoca zanneden ve böyle fetvalar veren bu adamlar kendi dehlizlerinde boğulurlar.

Bu söylemlerin sonunda kadınlar artık sokağa çıkamaz hale geldi. Akşam saat bilmem kaçtan sonra kadınlar sokağa çıkmasın bile diyebiliyorlar. Yeter artık, yeter! Tüm baskılara, ikincilleştirmelere rağmen kadınlar, kadın hareketi yine ayakta. Bu memleketi kadınların vicdanı, öngörüsü ve cesareti kurtaracak.

Cinsiyetçi dilin verdiği zarar ortadayken Sayın Kılıçdaroğlu da ara ara tepki çeken açıklamalar yapıyor. Örneğin, “Erkek işsizse, eve yeteri kadar para gelmiyorsa bu erkek hıncını gelir karısından alır” demişti. “Cinsel istismarcıya af” düzenlemesine karşı çıkan kadınlar CHP Grubu’na gittiğinde onlara hitap ederken Meclis Başkanı’nı kast ederek “kadınlardan korkan birisine erkek denemez!” ifadesini kullandı. Çok sık “adam olmak, adam gibi” deyimlerini kullanıyor. İnsan bunları duyunca Sayın Kılıçdaroğlu’nun bir an önce toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi alması gerektiğini düşünüyor. Uyarmıyor musunuz kendisini?

Sayın Genel Başkanımıza “adam gibi” vb. tabirler konusunda bir hatırlatmada bulunayım(gülüyor). Bizim parti okulumuzda “toplumsal cinsiyet eşitliği” eğitimi veriliyor. Aslında 81 ildeki kadın örgütümüzün mutlaka bu eğitimi almasını istiyorum. En çok ihtiyacımız olan toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve gerek karar mekanizmalarında gerekse siyasette eşit bireyler olarak yaşamamız. CHP’de siyaset yapan erkekler “bayan” dedilerse beni gördüklerinde hemen “kadın” diye düzeltiyorlar. Biz bunu CHP’ye yerleştirdik. Eğitimlerimiz sürecek.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun Suriyeliler’le ilgili açıklamaları da tepki çekiyor. Dünya Romanlar Günü programında konuşurken Romanların “Suriyelilere baktığın kadar bana bakmıyorsun. Onlara verdiğin para kadar bana vermiyorsun. Onlar birinci sınıf vatandaş. Ben Fatih'ten beri buradayım, hâlâ üçüncü sınıf vatandaşım” demesi ve içinde bulunduğu durumu kabul etmemesi gerektiğini söyledi.

Genel Başkanımızın mültecilere yönelik açıklamalarına dikkat ederseniz, herkes kendi memleketinde mutlu olsun istiyor. Zaten yapılan tüm araştırmalarda da bu insanlar, savaş hali bitince ülkelerine dönmek istediklerini söylüyor. Genel Başkanımızın düşmanlaştırıcı, ayrıştırıcı bir söylemi yok.

'DEMEK Kİ SAYIN GENEL BAŞKANIMIZIN HELAL PARA KAZANMASINDAN RAHATSIZ OLMUŞ'

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Aydın İl Kongresi’nde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için “Devletten aldığı maaş dışında tek kuruş kazanmamış adama ana muhalefet partisini emanet ederseniz olacağı bu” dedi. Ne demek istedi?

Helal maaş almak, helal para kazanmak ne zamandan beri suç oldu bu ülkede, ayıp bunun neresinde? Cumhurbaşkanının bu açıklamaları aslında bilinçaltının dışa vurumu. Demek ki Sayın Genel Başkanımızın helal para kazanmasından rahatsız olmuş. Ben Sayın Genel Başkanımla gurur duyuyorum, tüm partililerimiz de gurur duyuyor. Çalmadık, çırpmadık, hırsızlık yapmadık. Biz helal kazancın peşindeyiz. Bu da bizim için onurdur, gururdur. Bu açıklamanın hemen ardından sosyal medyada parti amblemi kullanmadan #HelalMaaşHelalLokma etiketiyle yaptığımız paylaşım TT(trend topic) oldu. Demek mi bu memleketin insanlarının dürüst siyasetçiye ve helal kazanca bir özlemi var.

'DOĞU’DAN BATIYA BÜYÜK KADIN YÜRÜYÜŞÜ PLANLIYORUM'

“Adalet ve Gelecek” temalı 13’üncü Kadın Kolları Kurultayı sonrası “Doğudan Batıya Kuzeyden Güneye İstikbal için Cesaret” sloganıyla bir proje başlattınız ve bu proje kapsamında il il geziyorsunuz. Nasıl bir yol haritası var CHP Kadın Kolları Başkanlığının?

Amacım 81 ile giderek kadınlarımızla buluşmaktı, bunu yaptım. Kadınların sorunlarını yerinde, hissederek dinlemek, önerilerini toplamak, hem sorunları hem de talepleri, çözüm önerilerini CHP’nin seçim bildirgesine koymak istiyorum. Kadınlarımızın seçme ve seçilme haklarını elde etmesinin 83’üncü yıldönümü olan 5 Aralık’ta Ankara’da Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşmasını gerçekleştirdik. 81 ilden 39 bin kadını bir araya getirdim o toplantıda. Bu bana kadınlar adına umut verdi. Demek ki onlara ulaştığınızda, birlikte yol yürüdüğünüzde, sorunlarını bildiğiniz ve çözüm odaklı hareket ettiğinizde bu kadınların yüzü size dönüyor.

Bir hayalim var. “Adalet ve Birlikte Yürüyüş” ya da adına ne derseniz deyin… Doğudan başlayarak tüm Türkiye’yi içine alacak şekilde, tüm kadınlara çağrı yaparak bu karanlığa, kara gidişata dur demek için onlarla birlikte yürümeyi planlıyorum. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu memleket bizim, bu memleketten vazgeçmeye niyetimiz yok. Bu memleketin karanlığa sürüklenmesine asla izin vermeyeceğiz. Kadınların sağduyusuna, öngörüsüne, vicdanına ve kadın mücadelesinin bu ülkeyi başarıya götüreceğine inanıyorum.