YAZARLAR

Rent a friend

Yalnızlığın dibi bu. Bizi hücre hücre, zerresine kadar yalnızlaştıran sistemin bu yalnızlığımızdan da para sızdırma hizmeti. Geliyor saat açıyor ve biraz esnafsa, 10-15 dakika fazla da takılabilir ki o kadar da insanlıktan gitsin canım.

Şu kapitalizm müthiş. Her şeyi satabiliyorsun ve alabiliyorsun. ABD’den kuzen gönderdi, güzel yazı çıkar bundan diye: “Rent a friend” (Kiralık arkadaş sitesi). Yok, hemen, seks için yaygın olarak kullanılan ve dünyanın en eski mesleklerinden biri olan ‘pezevenkliği’ kısmen aradan çıkaran sitelerden biri zannetmeyin. Bunda sadece arkadaş kiralıyorsunuz. Diyelim ki bir yemeğe gideceksiniz, dalga sörfü yapacaksınız ya da bir film izleyeceksiniz… Tek başına ne zevki var ki, arayın arkadaş kiralayın. Ama keyifli anlarda da değil sadece. Mesela vergi dairesinde sıra bekleyeceksiniz ya da hastanede ameliyat öncesi stres zamanları ve belki de cenazenizde yalnız defnedilmek istemiyorsunuz… O zaman da “Rent a friend”.

Yalnızlığın dibi bu. Bizi hücre hücre, zerresine kadar yalnızlaştıran sistemin bu yalnızlığımızdan da para sızdırma hizmeti. Önce suyu kirletip, sonra temiz su diye plastiklere doldurup doldurup satması gibi bir şey. En iyi tarafı, çok gerçek olması arkadaşın. Geliyor saat açıyor ve biraz esnafsa, 10-15 dakika fazla da takılabilir -ki o kadar da insanlıktan gitsin canım-. Saatini 10 dolar olarak öneriyor site ama etkinliğe göre anlaşabiliyorsunuz tabii ki. Yani mesela bir ameliyat öncesi biraz artabilir ücret, kritik bir sağlık hizmeti çünkü ama güzel bir yerde yemek saati 4 dolara düşebilir ya da bir cenazede eşlik, nasıl olsa konuşmak ve müşteriyi memnun etmek zorunluluğu olmadığı için 3 dolara verilebilir. Serbest bu. Kendi aranda anlaşıyorsun. Fiyat narhı yok dostluk pazarında.

Site burjuvaziye özgü bir nezaketle yalnızlığınızı yüzünüze vurmuyor. Çok seyahat ediyorsanız mesela, başka bir ülkeye gittiniz ve yalnız yemek istemiyorsunuz, arayın bir lokal arkadaş diyor. Kiralık otomobil şirket reklamlarından çalınmış bir fikir muhtemelen ve pek farkı da yok. Burada site sizden para kesiyor mu bilmiyorum ama zaten önemli olan arkadaşlığın satılır bir şeye dönmesi. Hayat paylaşmakla güzel! Ne kadar paran var? 17 dolar. Ver bir saat kırk dakika kadar arkadaşın olsun yanında. Paran azsa cezaevi ziyareti gibi iyi kullanman gerekir zamanı. Kiralık otomobilden tek iyi tarafı kaza yapma şansın yok, ama belki vardır.

Her şey ‘face’e dönüştü, derinliği en fazla bir karış. Çocukluk arkadaşlığı, okul arkadaşlığı -ki okul sıralarının tek çekilir tarafı- ve daha da önemlisi mahalle arkadaşlığı filan, birbirimizin “Şu öldü” mesajlarını ‘like’ etme inceliği dışında hiçbir şey artık. Ivan Illich’in 40 yıl önce sözünü ettiği “Ambulans sireni ile ortadan kalkan dayanışma” bugün, bulaşıcı kurumsallık, ışık hızıyla organize tüketicilik ve hayatın zerresine bulaşmış yabancılaşma olarak her tarafımızda ve son sığınaklarımıza, arkadaşlığa da sızdı artık.

Slavoj Žižek, seks için postmodernizmin geliştirdiği, hoşgörülü, pragmatik görgü kurallarından söz ediyordu. Sevişmenin kalp için iyi geldiği, kan dolaşımını hızlandırdığı, öpüşmenin kasları geliştirdiği, sizi rahatlattığı ve hepsinin çok sağlıklı olduğu gibi şeylerdi bunlar -yani ‘sağlıklı bir tüketici olmak için sevişin’ idi bu- ve o, bu ‘görgü kurallarına’ aldırmadan seviştiği için ‘korkunç romantik’ idi. Arkadaşlığın sağlığa yararları ne acaba? Öğrensek de eczaneden alsak.

İnsanların birbiriyle tanışma anlarının gizemi ve heyecanı, sanal dünyada kusurlarını efektlerle imha ettiğin ve herkesin beğeneceği fotoğraflar ile vitrinden seçtiğin, seçildiğin bir şey artık tanışmak ve aşık olmak. Rent a friends’le bir adım daha öteye gidip, nasıl aşık olduğunu bile kiralık arkadaşına anlatıyorsun herhalde.

Bu salak teknoloji ile insana dair ne varsa nesneleşiyor. Bir barda, kafede ya da arkadaş evinde tanışma anı bile yok artık. Bir program indir seviş, aşık ol ya da arkadaş kirala. Her şey bir telefon kadar yakın artık ve her şey -ev, araba, hayatımız ve arkadaşlık- satılık ya da kiralık uygun fiyata…

Ve bugünlerde Barselona’ya gelirseniz boşuna araya siteyi sokmayın. Eh burada euro tabii ki.


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...