YAZARLAR

Yerinde bir soru: ‘Başkomutan kim?’

Herşeyden önce “savaş hali” durumunda karar verecek olan yetkili kurum tartışmasız biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Fakat siz şu işe bakın ki Türkiye savaşa girmiş ama TBMM’nin neredeyse umurunda değil…

Münasebetsiz bir biçimde “Zeytin dalı” gibi barışı simgeleyen bir adla anılsa da basbayağı bir savaş halinde olduğumuz apaçık. TSK yanına “Suriye’nin Kuvayı Milliyesi” adı verilen ÖSO’yi alarak (şimdilik) Afrin’e savaş açmış durumda.

Pekiyi bu savaşın “Başkomutanı” kim? Olup biteni kendisinden beklendiği gibi aktaran medyaya bakacak olursak sorunun cevabı apaçık: “Cumhurbaşkanı”.

“Ama nasıl olur, 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar yürürlükte bulunan Anayasa’ya göre söz konusu makam TBMM değil mi?” Evet TBMM, çünkü yeni anayasanın bazı hükümlerinin geçerli olabilmesi için söz konusu seçimin yapılması gerekiyor. “Başkomutanlık”tan söz edilen 107. Madde gibi yani….

Anayasa Mahkemesi’nin sitesinin “menu”sünü tıklayıp “Anayasa” sayfasına geçince, karşınıza “Açıklamalar” başlığı altında şu bilgiler çıkıyor:

“6771 sayılı Kanun ile Anayasa’da yapılan değişiklikler, söz konusu Kanun’un 18. maddesine göre üç ayrı tarihte yürürlüğe girecektir:

1- Birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarih.

2- Birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarih.

3- 6771 sayılı Kanun’un halkoylamasında kabul edildiği 16 Nisan 2017 tarihi.

(…)

Yürürlük tarihi , ‘birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarih olan değişiklikler, yerine işlenmiş biçimiyle EK-1’de yer almaktadır. Yürürlük tarihi, ‘birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarih’ olan değişikliklere ise yerine işlenmiş biçimiyle EK-2Dde yer verilmektedir.”

Demek ki, 6671 sayılı Kanun’un 16/4/2017 tarihinde halkoylamasıyla kabulüyle gerçekleşen Anayasa değişikliklerin hepsinin yürürlüğe girdiği tarih aynı değil Değiştirilen bazı anayasa maddelerinin geçerli olması için sözü edilen takvimde yer alan seçimlerin yapılması gerekiyor.

İşte, bu anayasa maddeleri içinde yer alan 104. madde de Anayasa Mahkemesi tarafından belirtilen “zamanı gelince” uygulanacak hükümlerden birisidir. 104. maddenin Cumhurbaşkanı’nın görevleri faslı altında sıralananlar içinde bizi özellikle ilgilendiren bölümleri şudur:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek.” / “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek.”

Demek ki Cumhurbaşkanı’nın “Başkomutanlık” yetkisini bugünden üstlenmesi Anayasa’ya aykırıdır. Cumhurbaşkanı, bu unvan için sözünü ettiğimiz şartların (2019 seçimlerinin gerçekleşmesi) oluşmasını beklemek zorundadır.

Bu durumda şu soruyu da cevaplamamız gerekiyor: 2019 seçimlerine kadar bu ülke “Başkomutansız” mı kalacak?

1. Değil tabii ki… Anayasa’nın yürürlükte olanSavaş hali ilânı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme” başlıklı 92. Maddesi bu konuya ilişkin çerçeveyi çizmiş durumda:

MADDE 92.– Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.

Burada biraz duralım ve Prof Kemal Gözler’in konuya ilişkin şu değerlendirmesine göz atalım:

(…) savaş hali ilân etme ve “Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine’ ve ‘Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verme’ yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Görüldüğü gibi bu alanda temel yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Ancak Silahlı Kuvvetler ile ilgili bazı konularda yetkinin yürütme organına ait olması kaçınılmazdır. Bunlardan birisi de ‘başkomutanlığı temsil’ yetkisidir. 104’üncü maddeden açıkça anlaşılacağı gibi, başkomutanlık Cumhurbaşkanına verilmiş değildir. 104’üncü madde, Cumhurbaşkanına sadece ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığını temsil etme’ yetkisini vermiştir. Bu husus, anayasanın 117’nci  maddesinde de açıklığa kavuşturulmuştur. Maddeye göre, ‘başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur’. Aslen Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî kişiliğine ait olan ve Cumhurbaşkanının tarafından temsil edilen bu başkomutanlık görevleri, yine Anayasanın 117’nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Genelkurmay Başkanı tarafından ‘Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirilir.”

Prof. Gözler’in bu bilgilerin sonrasında yaptığı şu değerlendirme de önemli: “Dolayısıyla, burada başkomutanlık hakkında özet olarak üç şey söyleyebiliriz: 1) Başkomutanlığın sahibi, Türkiye Büyük Millet Meclisidir. 2) Başkomutanlık, Cumhurbaşkanının tarafından temsil olunur. 3) Başkomutanlık görevleri Genelkurmay başkanı tarafından yerine getirilir. Kanımızca, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığını temsil etme’ yetkisi, Cumhurbaşkanının ‘icraî’ değil, sembolik ve törensel bir yetkisidir. Zira, yukarıda da belirtildiği gibi, başkomutanlık esasen Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Cumhurbaşkanının bunu sadece ‘temsil’ etme yetkisi vardır. Başkomutanlık görevi fiilen Genelkurmay Başkanı tarafından icra edilmektedir. Buna göre, Başkomutanlık adına icraî işlemler yapan makam Genelkurmay Başkanlığıdır. Bu nedenlerle, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin başkomutanlığını temsil etme’ yetkisi, Cumhurbaşkanına tek başına verilmiş bir yetkidir….”

Anayasa 92. Maddeyi hatırlayarak şu yorumu yapmak zorundayız: Herşeyden önce “savaş hali” durumunda karar verecek olan yetkili kurum tartışmasız biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Fakat siz şu işe bakın ki Türkiye savaşa girmiş ama TBMM’nin neredeyse umurunda değil… Kendisinden “Başkomutan” olarak söz edilen Cumhurbaşkanı, savaş durumunda kendisi adına başkomutanlığı (yine Anayasa icabı) üstlenmek/yürütmek durumunda olan Genelkurmay Başkanı’nın suskunluğu altında Afrin’e neredeyse ulaşmak üzere… “Başkomutanlığın sahibi” olan TBMM kendisine Anayasa tarafından tanınmış bir hakkı hiç mi hiç üstüne alınmıyor…Yalan değil, böyle bir suskunluk karşısında “Başkomutan” daha ne yapsın ya da yapmasın!