YAZARLAR

Sadece grid kızlarını yasaklamak yetmez!

Kadınların spor içindeki varoluşu için önemli bir karar vermiş olabilir Formula 1 yönetimi. Zira F1'in ardından dart ve snooker turnuvalarında da kadın hostes uygulaması kaldırıldı. Bu noktadan sonra artık kadınlar spor dünyasının sadece parıltılı yüzü olarak kalmamalı.

"Kadını 'zayıf cins' olarak tanımlamak bir iftiradır ve erkeklerin kadınlara karşı yaptığı haksızlıktır. Eğer güçten kastedilen kaba kuvvet ise elbette kadınlar erkeklerden daha az vahşidir" demişti Mahatma Gandhi. Spor dünyasının kafasından geçen ‘zayıf’ ve ‘güçlü’ kavramlarını da bu mantıkla irdeleyebiliriz. Spor dünyasının ‘güçsüz’ figürü kadınlar bu alemde ya ötekiler olarak görür, ya da ana sahnenin bir dekoru olarak kullanılır. Bu parlak sahnelerin en cafcaflısı da kuşkusuz ki Formula 1 Dünya Şampiyonası. Pilotlar kadar tanınan grid kızları, sadece bir süs olarak yıllarca zihnimize F1’in olmazsa olmaz paçası olarak nakşedildi.

Fakat 2018 itibarıyla artık onları gridde göremeyeceğiz. Formula 1 yönetimi, gerekçesi tartışmalı olsa da (Günümüz toplum kurallarına uymayan kullanım nedeniyle bu karar alındı) aldığı bu kararla iki ölçekli bir bakış açısı da oluştu.

İlki grid kızlarının feryadında vücut buldu. Onlar bu işin de bir meslek olduğunu dile getirirken feministleri hedef tahtasına oturttular. Sputniknews’in haberine göre grid kızlarından Rebecca Cooper ''Kadın hakları için mücadele ettiklerini söyleyen kadınların başkalarına ne yapıp yapmamaları gerektiğini söylemesi gülünç. Bu yüzden bizim sevdiğimiz ve yapmaktan gurur duyduğumuz bir işi durdurmaları saçmalık'' diyerek tepkisini gösterdi. Lauren-Jade Pope ise ''O feministler yüzünden işimizden edildik. 8 yıllık grid kızıyım ve hiçbir zaman kendimi rahatsız hissetmedim. İşimi seviyorum, sevmeseydim yapmazdım! Kimse bizi bunu yapmaya zorlamıyor! Bu bizim tercihimiz!'' ifadelerini kullandı. Yani sonuçta böyle bir iş icad olmuştu ve her işte olduğu gibi bu mesleği ifa etmekten memnun olan bir kesim vardı. Zorla bu işi yapmıyorlardı. Aksine mesleklerini de seviyorlardı.

Lakin işin ilginç kısmı böyle bir işin icad olması denilebilir. İşte o noktada da ikinci bakış açısı devreye giriyor. İlk paragrafta anlatmaya çalıştığım gibi, bu durum kadınların spor içindeki kullanımı açısından değerlendirildiğinde, gerekçesi yanlış gibi dursa da bu karar eğrinin doğruya denk geldiği ana tesadüf etmiş. Zira Formula 1 kadınları pek de destekleyen bir organizasyon değil. Organizasyonun ilk kadın sürücüsü, 1958 yılında gride dahil oldu. Maria Teresa De Filippis, ilk kez Monaco Grand Prix’inde adını duyursa da yarışma şansı bulamadı. Belçika’da ise direksiyon onundu. Filippis’in ardından Lella Lombardi, Divina Galica, Desire Wilson ve Giovanna Amati Formula 1’de yarışma şansı bulan ufak azınlıktandı. Susie Wolff ise testlerde direksiyona otursa da henüz yarış heyecanını yaşama şansına sahip olamadı.

Yani ilk adımı 1958’de atılan kadın sürücü girişimi pek de ilgi görmemiş ve desteklenmemişti. Ama 70’lerde gelen kadınların sadece figür olarak kullanılması ise çok tuttu. Çünkü kadın, Phil Neville’in da buyurduğu gibi sabah kalkar kahvaltı hazırlar, yemek yapar, çocukların bakımıyla ilgilenir, erkekler isterse de onlar için etrafı güzelleştirirler. O kadar. Bunca yıl boyunca Formula 1 de sadece erkekler için dizayn edildiğinden kadın sürücülerin gelişme ve sayısının artma ihtimali de ortadan kalkarken, şemsiye kızları, ya da diğer adıyla grid kızları bir kez daha erkekler dünyasını güzelleştirmeye devam ettiler. Kadın meta olarak kaldı, yapabilecekleri bununla sınırlı değilken bir kez daha erkek egemen dünyanın zincirlerine takıldı.

Sonuç itibarıyla kadınların spor içindeki varoluşu için önemli bir karar vermiş olabilir Formula 1 yönetimi. Zira F1'in ardından dart ve snooker turnuvalarında da kadın hostes uygulaması kaldırıldı. Ama bu ancak ilk adım olarak görülürse bir anlam ifade edebilir. Zira bu noktadan sonra artık kadınlar spor dünyasının sadece parıltılı yüzü olarak kalmamalı. Eğer gelenekten bahsediyorsak ve bu bir iş kolu olarak görülüyorsa, kadınlar ve kadınlar kadar erkekler de bu işi yapmaya devam etsin. Ancak onlar bu işi icra ederken, kadın sürücülerin de Formula 1 kariyerlerini geliştirebilmeleri için yeterli destek sağlansın. Niyetim pozitif ayrımcılık talep etmek değil, kadın erkek eşitliğinin en rahatlıkla olabileceği spor organizasyonunda hak edenlerin yerini alması için önlerinin kesilmemesi. Yani 1958’de başlayan girişimin 2018 itibarıyla canlandırılıp, Formula 1’de yarışma yeterliliğine sahip kadınlarının önünde 5 yeşil ışık birden yanmasının sağlanması.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’