YAZARLAR

Elektrikte 2017’de ithal yakıtlar kazandı

Enerji politikaları tüketimi ve üretimi arttırırken, bu artış ithal doğalgaza yaramış. Yani daha çok doğalgaz ithalatı için çocuklar karanlıkta kalkmış.

2017 yılı elektrikte ithal yakıtların zaferi ile bitti. Hem de o kadar yerli malı söylemine rağmen. Tabii söylem, eylem ile test edilir. Eylem politikadır, uygulamadır. Enerji konusunda yerli (ve milli) malı söylemi, yine artan fosil yakıt ithalatıyla, kısıtlı yenilenebilir artışı ile ve kuraklık nedeniyle düşük performans sergileyen hidroelektrik ile yılı kapattı.

KAHRAMAN DOĞALGAZ

EPİAŞ’ın lisanssız santraller hariç olarak vermiş olduğu üretim bilgilerine göre 2017’de önceki yıla göre daha fazla elektrik üretilmiş. Yaklaşık saatte 5 terrawatt'lık (TWH) artış ile yüzde 5,4 fazla üretim yapılmış. 2016’da 274,8 TWH olan üretim 2017’de 289,7’ye çıkmış. Bu artışın aslan payını doğalgaz almış. Doğalgaz önceki yıla göre 20,5 TWH fazla üretim yaparak hem artışı karşılamış hem kuraklık sinyali veren barajlı ve akarsu tipi HES’lerin boşluğunu doldurmuş. Yani politikalar tüketimi ve üretimi arttırırken, bu artış ithal doğalgaza yaramış. Yani daha çok doğalgaz ithalatı için çocuklar karanlıkta kalkmış.

YERLİ KÖMÜR = İTHAL KÖMÜR

Türkiye’nin yerli kömür ısrarının arkasında hep ithal kömür politikası olduğunu söylerim. Yerli kömür ithal kömürün pazarlama malzemesidir. 2000 yılına kadar bu ülkede 1 MW ithal kömür santral gücü yokken, bugün her 10 birim gücün 1’i ithal kömürle çalışıyor. 2017 yılı ithal doğalgazdan sonra ithal kömürün de parladığı bir yıl oldu. İthal kömür santralleri elektrik üretiminde yerli kömür ile arayı açmaya başladı. Tabi bu durumda hükümetin yerli kömür söylemi çok anlaşılır, çünkü yerli dedikçe ithal kömürü büyüten bir halkla ilişkiler çalışması yaptı. Ancak bu durumu hükümet dışından “ithalata karşıyım ama yerli kömür olsun” diyenler hala anlamadı. Çok açık ki . yerli kömür söylemi ithal kömüre yaradı.

BARAJLAR KURAKLIĞA TAKILDI

2016’da 66,9 TWH elektrik üreten hidroelektrik santraller, 2017’de 8,8 TWH daha az üretti. Yani önceki yıla göre üretim yüzde 13 düştü. Böylece hem barajlı hem akarsu tipi santrallerde üretimde azalma yaşandı. Kuraklık nedeniyle hidroelektrik çalışamadı.

RÜZGAR MİNİ HES’LERİ GEÇTİ

Yılın en iyi haberi, rüzgar santrallerinin bütün dereleri betona boğan o kadar yatırım yapılan akarsu tipi santrallerini üretimde geçmesi oldu. 2017 yılı itibariyle rüzgarda yaklaşık 6 bin 100 MW kurulu güç var. Akarsu tipi santrallerde ise yaklaşık 7 bin 300 MW. Ama buna rağmen 2017 yılında bir yıllık üretimde rüzgar santralleri akarsu tipi hidroelelektrik santrallerini geçti ve yaklaşık 1 TWH da fazla üretim yaptı.

RÜZGAR LİNYİTİ YAKALAMAK ÜZERE

Yerli kömüre verilen yüksek fiyat ve alım garantisine rağmen rüzgar linyiti yakalayacak gibi görünüyor. Rüzgar enerjisi, yaklaşık 9 bin MW kurulu güce sahip linyit santrallerinin üretimini bir yıl içinde tam 193 saat boyunca geçti. Hatta bu 193 saatin 101 saati aralık ayında oldu. Yani linyit ile rüzgar eşit şartlarda yarışsa, rüzgarın linyiti geçmesi çok kolay olacak.

KAHRAMAN İTHALAT

Kuraklık nedeniyle akarsular üstündeki santraller iyi performans göstermediler. Yerli kömür ise devletin verdiği fiyat garantileri sayesinde performans gösterdi. İthal doğalgaz ve ithal kömür her şeye rağmen ülkenin enerjide bağımlılığının adresi oldu.

2017’de lisanslı ve lisanssız rüzgar ve güneş santralleri açılsa da makas kapanmadı. Hatta açıldı bile diyebiliriz. 2016’da fosil yakıtlar elektrik üretiminde %67,2 paya sahipken, bu oran 2017’de %71,3’e çıktı. Yani 2017’nin kahramanı ithal fosil yakıtlar oldu.

Grafik- 2016 ve 2017 yılı elektrik üretim karşılaştırması. Veriler EPİAŞ’dan alınmıştır

KARBON KAÇAĞI

Türkiye nasıl Avrupa çimento fabrikaları kapanırken o kapanan fabrikaların adresi oluyorsa, belli ki Avrupa kömür santrallerini kapatırken o termik santrallerin adresi olacak. O yüzden siz kömürün terkedildiği, güneş enerjisine destek verildiği söylemlerine inanmayın. Büyük ülkeler çimentoyu terk etti, Türkiye çimentoda dünyanın dördüncü büyük üreticisi oldu. Küresel çimento üretimi Türkiye’ye benzeyen ülkeler sayesinde 10 yıl öncesinden daha fazla. Benzer şekilde bugün aynı durum kömürde var. Mesela ilk ithal kömür santrallerimizden biri Sugözü Termik Santrali iklim konusunda oldukça iyi olan Almanya ile beraber yapıldı. Kömür santrali olan pek çok enerji şirketinde Avrupalı enerji şirketlerinin payı var. Kaldı ki şimdi kömürde Türkiye’nin yerlide alım garantisi, ithalatta bağımlılık garantisi var. Sonuç ise yüzde 67’den yüzde 71’e çıkan fosil payı. Yani AB’nin karbon yoğun, iklimi değiştiren yatırımları Türkiye’ye kaçıyor. Bu çimento da böyle, kömürde de böyle.

2017’de iklim dostu enerjilerin birinci olması imkansız değildi ama bu politikalar ile kolay değil. Çok açık ki ne “yerli ve milli söylemi”, ne “yenilenebilir enerjiyi destekliyoruz” söylemi pratikte sıfır çekti. Çok açık ki 2017’de elektrikte kömür ve doğalgaz ithalatçıları kazandı, iklim ve toplum kaybetti.

Grafik- Elektrik üretimi değişimi, ithal yakıtların zaferi !


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.