YAZARLAR

Hitler Güney Amerika’da yaşıyor!

Hitler yaşıyor. Bedenen mi bilmiyorum ama bir yoklamada, çok rahat sesimizin son merhalesine kadar “içimizde” diye bağırabileceğimiz kadar, ruhen her yerde. Sadece cinayetlerden bahsetmiyorum…

Çekici bir konu bu. Zaman zaman buna ilişkin haberler çıkar mutlaka. En son, 1955 yılında Kolombiya’da olduğu iddiası ortaya çıktı. Kaynak CIA olduğundan iki katı çekiciliği vardı bu haberin. Burjuvazinin vazgeçilmez tutkusu olan gizemin arasına bir de istihbarat teşkilatı koyarsanız tadından yenmez.

Arjantin’de Leonardo Bertulazzi ile oturuyorduk. Leonardo, İtalyan Kızıl Tugaylar’ın 22 yıldır aranan liderlerinden biri. Bask eylemcisi bir arkadaşı vardı. Buenos Aires’te uluslararası cezaevinde aynı hücrede kalıyorduk önceden. Çok iyi bir aşçıydı aynı zamanda. Hücrede –iki metreye üç metreydi galiba hücre ya da biraz daha küçük– dünyanın en güzel yemekleri yeniyordu. Dışarıda isyan günleri, içeride diğer hücrelerde Meksika mafyasından bir grup vardı. Ne isterlerse getiriyordu gardiyanlar. Bizim Basko, yemek için malzeme listesi veriyordu Meksika mafyasına. Onlar listeyi, malzemelerin parasını ve gardiyanların payını gardiyanlara veriyorlardı. Herkesin karnı doyuyordu ve çok lezzetliydi yemekler…

Basko geldi, çok sıkıntılıydı. Çok lüks bir restoranda aşçılık yapıyordu iki haftadır. Cezaevinden çıktıktan sonra işsizlik nedeniyle oldukça zor günler yaşamıştı. İşi çok iyiydi şimdi. Daha doğrusu, bir gün önceye kadar öyle düşünüyordu. Dün öğrenmişti; sahibi eski bir Nazi’ydi restoranın. Ne yapmalıyım, diye soruyordu Leonardo’ya. Bir Bask devrimcisinin bir Nazi’nin yanında çalışmak zorunda kalması acıydı. Mültecilik zor iştir…

Şili’de, özellikle Patagonya’da Nazi kasabaları vardı. Yine Los Lagos bölgesinde, Puerto Montt, yine bunlardan biriydi. Özellikle toplama kampı yöneticileri en çok kaçabilenlerdi. Zengindiler çünkü. Öldürdüklerini soymuşlardı ve milyonlarca insan öldürdüklerinden, çok zengindiler. Temiz insanlardı. Ellerini kirletmemişlerdi pek. Gaz odalarında hâlâ ilaçlarını kullandığımız şirketlerin zehirli gazlarıyla boğuyorlardı insanları ve hâlâ fırınlarını kullandığımız şirketlerin fırınlarında yakıyorlardı.  Bu Nazi tetikçilerin ölülerden çaldıkları, bu şirketlerin aracı oldukları ölümlerden  ve hayatlarımızdan çaldıklarının yanında hiçbir şeydi. Zaten siz toplama kampı yöneticilerini görseniz hemen tanırdınız. Etrafta çok var bunlardan çünkü. Belki o günlerden gelme değil ama yeni yetme akbaba dolu her yer. Safkan katil, mezar soyucusu…

Hitler yaşıyor. Bedenen mi bilmiyorum ama bir yoklamada, çok rahat sesimizin son merhalesine kadar ‘içimizde’ diye bağırabileceğimiz kadar, ruhen her yerde. Sadece cinayetlerden bahsetmiyorum. Standart ev eşyalarının milimetrik ölçümlerinde, yüceltilmiş millet nutuklarının kahramanlık satırlarında, düzen ve intizam çağrılarında ve birlik-beraberlik, üniformalarda, rütbelerde, kutsanmış hiyerarşide…

Nefretlerini kusarken tükürüklerinde, otomobillerin hız panellerinde, her şeyi büyük yaptıklarını söyleyenlerin alçaklık komplekslerinde, otobanların her zerresinde, iktidarının altını çizmek için bırakılmış bıyıklarda ve zavallı mini minnacık faşistlerde, her yerde yaşıyor Hitler…


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...