YAZARLAR

Kürtler ve Türkiye

Dar, faydacı açıdan bakalım ulusal çıkarlarımızın korunmasına, artık iki komşumuzu idare edenler İran ve Rusya. Bu muydu siyasal İslam’la Avrasyacıların (her ne demekse o) burada mı buluştu yani ergenlik hayalleri? Hangi Rusya ve İran: ülkelere göre ithalat rakamlarındaki yerleri sırasıyla doğalgazda bir ve iki, ham petrol ve ürünlerinde de üç ve bir.

Irak ordusunun, Haşd-ı Şabi milis gücüyle birlikte yürüttüğü askeri harekât Irak Kürdistan Bölgesi’nin sınırlarını değil 2003’e belki 1991’e hatta belirsizliğe itiyor. Anlaşılan, IKB diye bir kurumsal yapının varlığı artık sorgulanıyor. Bir federal anayasa zorunluluğu olarak kalacaksa IKB, bugüne dek “galat- meşhur” kabilinden Ankara’nın iddia edegeldiği üzere, Dohuk-Erbil-Süleymaniye vilayetlerinin idari sınırlarına geri iteklenecek gibi görünüyor. Yahut keza 1991’in yeşil peşmerge hattına.

Bazı bilinmezler ve ilaveler yok değil. İlaveten IKB’nin İran, Suriye ve ülkemizle olan tüm sınır kapılarının, Erbil ve Süleymaniye havaalanlarının, petrol sahalarının Bağdat denetimine devri gelebilir. Başbakan Abadi’nin sınır kapıları ve havaalanları için 221 memurun atanmasına dair talimatı yayımlandı bile. Bilinmez kısım Kerkük’ün işletmesi bölgesel Kar Group’a ait kuzey kubbesi Khurmala’nın akıbeti. IKB yerleşim birimlerinde de Irak devletinin resmi mevcudiyetinin geri dönüp dönmeyeceği.

Yine bazı ilginç eşleşmeler oldu. Suriye sınırı boyunca Şengal’den kuzeye üç ülkenin sınırlarının kesiştiği Fişhabur mıntıkasına doğru ilerleyen Irak silahlı kuvvetleri Rabia kapısını devralırken karşısında YPG’yi buldu ve bir uzlaşıya varabildi. Aynı doğrultuda, Kerkük petrol sahası boyunca kuzeye yürüyen ordu, oradan Altınköprü’ye döndü ve görüldüğü kadarıyla burayı alıp, duracak. Mahmur da merkezi hükümete geçti, 1990’lardan beri PKK denetimindeki ve artık 14 bin nüfuslu küçük bir kasabaya dönüşmüş Mahmur Kampı’nda ise Irak’ın bir otorite kurup kuramadığını ben henüz öğrenemedim.

Tüm bunlar IKB’nin sonu olabilir de, Irak için taze bir başlangıç değil sanırım. ABD, Abadi’ye Mart ayı seçimlerini kazandırıyor da, aynı zamanda Abadi İran’sız yahut İran’a karşı adım atamayacağını herhalde derinden ve yeniden idrak etmiş bulunuyor. Irak Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, Celal Talabani’nin cenaze törenine katılır, DMO-Kudüs Tugayı Komutanı Kasım Süleymani yine adı geçenin kabrini ziyaret ederken, biz Kürtlerdeki taziye geleneğini hiçe sayarak Erbil Başkonsolosumuzu dahi göndermedik.

Üstelik, enerji kaynaklarımızı çeşitlendirme siyasetimizin bütüncüllüğü temelinde kurduğumuz TEC üzerinden IKB sahalarına erişim, uluslararası “hub” olmak, IKB ile doğal gaz anlaşması derken, Rus şirketi Rosneft (yüzde yirmi hissesini önce Glencore ve Katar Yatırım Fonu’na, oradan Çin CEFC şirketine sattı) IKB’den ülkemize gelen boru hattı ve petrol sahaları dahil en önemli paydaşa dönüştü. Rusya, Bağdat ve IKB temsilcilerini arabulucu olarak Moskova’ya da davet etti.

Bölgesel, haydi güncelleyelim, Irak-Suriye siyasetimizin bir dayanağı Kürt karşıtlığı ise diğeri güçlü Şam ve güçlü Bağdat olageldi. Şimdi IKB’nin akim kalan bağımsızlık referandumunun ardından Bağdat’ın Kerkük ve ötesine hamlesi, Rusya’nın Esat’tan yeşil ışık aldığı Fırat Kalkanı ve sarı ışık aldığı İdlip harekatlarıyla “amaç hâsıl olmuş” gibi. Ovaköy’den yeni kapı olmadı Habur’da muhatap Bağdat. Hükmü kalmamış yahut yönetici klanları birbirlerine karşı oynanmaya açık biçimde iki bölgeye ayrılmış bir IKB. Pekiyi kazançlı çıkan gerçekten Ankara mı, biz miyiz?

Dar, faydacı açıdan bakalım ulusal çıkarlarımızın korunmasına, artık iki komşumuzu idare edenler İran ve Rusya. Bu muydu siyasal İslam’la Avrasyacıların (her ne demekse o) burada mı buluştu yani ergenlik hayalleri? Hangi Rusya ve İran: ülkelere göre ithalat rakamlarındaki yerleri sırasıyla doğalgazda bir ve iki, ham petrol ve ürünlerinde de üç ve bir. İran’da Kürdistan adında eyalet var, Rusya Suriye için Irak benzeri âdemimerkeziyetçi anayasa taslağını dolaşıma soktu bile. Moskova’da hem PKK hem PYD büroları faal.

Gözdağı kısmını diyelim hallettik ki o da şüpheli çünkü tüm bu gelişmelerden PKK’nin de en azından siyasal tabanı genişletme anlamında kazançlı çıkacağı ortada, esin kaynağı olma kısmını nasıl yapacağız? Nedir TBMM’deki üçüncü partinin tutuklu eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın deyişini tekraren “ortak vatanımız” olan Türkiye’nin kendi yurttaşı ve sınırının hemen ötesini kucaklayan Kürtlere anlatacağı hikâye, gelecek tasavvuru?


Aydın Selcen Kimdir?

1969 İstanbul doğumlu ve Saint Joseph Lisesi ile Marmara Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunudur. 1992-2013 arasında Dışişleri Bakanlığı'nda meslek memuru olarak çeşitli görevlerde bulundu. Son olarak 2010-13 tarihleri arasında Erbil Başkonsolosluğu görevinde bulundu. Merkeze döndüğü gün "memuriyetten istifa etti." Genel Energy petrol şirketinde bir buçuk yıl siyasi danışmanlık yaptı. 2015'den beri bağımsız olarak özellikle Irak ve Suriye konularında yazıyor. Galatasaray kongre üyesidir. Alaz adında bir kızı var.