YAZARLAR

Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru nereye açılıyor?

Pakistan gerek Çin’e yakınlığı gerek tarihsel bağları gerekse de stratejik konumuyla “hızla yola koyulalım” denilen ülkelerden oldu. Halihazırda Pakistan’da Çin destekli 200’den fazla proje yürütülüyor. Bununla beraber gündemde yer işgal eden en önemli proje Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru.

Kaşgar denildiğinde pek çoğumuzun aklına Divân-ı Lügati't-Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud geliyordur. Bununla beraber, son üç yılda Kaşgar çok önemli bir projenin başlangıç noktası: Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru. Hindistan’ın “hadi bakalım ilişkileriniz çelikten güçlü mü?” diye sorduğu, Pakistan ile Çin ilişkilerine enerji, ekonomi ve Kuşak ve Yol Projesi üzerinden bakacağız.

BÜYÜME BEKLENTİSİNİN KAPI ARALADIĞI BAĞIMLILIK

Pakistan’ın ekonomi ve insani gelişme indekslerindeki profili incelendiğinde gelir eşitsizliği, yolsuzluk gibi başlıklar üst sıralarda yer alıyor. Kadınların iş hayatındaki görünürlüğü oldukça düşük. Değinilen faktörler açısından BM, IMF ve Dünya Bankası verilerinde İslamabad Güney Asya’daki en geri kalmış ülke konumunda yer alıyor. Örneğin Dünya Bankası Pakistan Ofisi’nin 2016-107 raporuna göre, sağlık ve eğitim harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'daki (GSYH) payı sadece yüzde 3. Ülkedeki yolsuzluklara ışık tutacak cinsten bir oran da vergi konusunda. Vergilerin GDP’deki payı yüzde 12. Bu oranla Pakistan dünyadaki en düşük vergi toplama kapasitesine sahip ülkelerden birisi.

Dünya Bankası 2015 ticaret verileri dikkate alındığında Pakistan’ın toplam ihracatı 22.08 milyar, ithalatı 49.9 milyar dolar. Pakistan’ın ihracattaki ana ortakları, ABD, Çin ve Afganistan. İthalatta Çin yüzde 25’lik pazar payıyla ilk sırada yer alıyor. Onu petrol ve yan ürünlerini ihraç eden Birleşik Arap Emirlikleri (yüzde 13.04) ve Suudi Arabistan (yüzde 6.04) izliyor. Verilerin yanında Pakistan açısından dikkate çekici olan Çin’in son yıllarda pazardan aldığı payın artması. Çin’in komşularına olan ihracatının son üç yılda yüzde 70’ten fazla arttığı gözleniyor.

Bu tablonun karamsarlığı bir yana Pakistan Maliye Bakanlığı 2016-2017 verilerine göre, Pakistan 2013 ve 2014’te yüzde 4, 2016-2017’deyse yüzde 5.28 büyüyerek son on yılın en yüksek büyüme oranını yakaladı. Büyümeyi sürdürmen diğer gelişmekte olan ülkeler gibi İslamabad da ülkesine yabancı yatırımcı çekmeye çalışıyor. Bu alanda en gönüllü olansa yanı başındaki dünya devi Çin.

KUŞAK VE YOL’UN DENİZE AÇILAN KAPISI: EKONOMİK KORİDOR

Kuşak ve Yol Projesi, 65 ülkeyi kapsayan ve bütçesi 3 trilyon dolar olarak ilan edilen, Çin’i Orta Asya, Afrika ve Avrupa’ya birleştiren bir atılım. Proje kapsamında olan pek çok ülke hızla Pekin’le görüşmelere başladı. Pekin’in heybesinde krediler, köprüler, yollar, demiryolları, serbest ticaret bölgeleri gibi pek çok kalem var. Tabii her ülkeye öncü kuvvet olarak yollanan iş adamları heyetleri ve onların iş kapma, alan açma yarışı da.

Pakistan gerek Çin’e yakınlığı gerek tarihsel bağları gerekse de stratejik konumuyla “hızla yola koyulalım” denilen ülkelerden oldu. Halihazırda Pakistan’da Çin destekli 200’den fazla proje yürütülüyor. Bununla beraber gündemde yer işgal eden en önemli proje Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru.

Koridor, Kaşgar’dan başlıyor 3 bin kilometreden fazla yol kat ederek Gvadar Limanı’na ulaşıyor. Gvadar Limanı, sıradan bir liman değil. Çin bu limanı kendi sermayesiyle yaptı ve 43 yıl boyunca da kullanım hakkında sahip. Ağustos 2016'da Gvadar Limanı'nın ilk misafiri ticari bir gemi kıyıya demir attı. Limanı stratejik yapan günlük 13 milyon varil petrol geçişi yapılan Hürmüz Boğazı’na yakınlığı. Çin üretimi için gerekli olan enerjinin büyük bir kısmını ithal ediyor. Ülkenin ana petrol akışı Malakka Boğazı’nda yapılıyor. Malakka’da bir sorun çıkması karşısında kendini güvenceye almaya çalışan Pekin, Gvadar’la bu hedefe ulaşacak.

Pekin, 62 milyar dolar ayırdığı ve her geçen gün bütçesi artan bu projeyle üç hedefi aynı potada eritiyor. Birincisi petrole ulaşma kolaylığı. İkincisi, Gvadar Limanı’nda bir serbest ticaret bölgesi kurarak ticari kazanç. Üçüncüsü, stratejik merkezlerden sayılan Hürmüz Boğazı’na yakın bir noktaya konuşlanma ve buradan Ortadoğu ülkeleriyle safları sıklaştırma.

Çin’in Gvadar Limanı’nda ekonomik bölge kurma projesi Pakistan’da ayrışmaya neden oluyor. Hükümet bunu desteklerken muhalifler, bu atılımın Pakistan sanayisi ve ekonomisi açısından risk taşıdığını, halihazırdaki Çin yatırımlarıyla ülkede tarım başta olmak üzere yerli üretimde sıkıntılar çıktığını ifade ediyor. Limana ilişkin diğer dikkat çekici bir gelişme güvenlik alanında yaşanıyor. Daha önce Çinli işadamlarının bölgede öldürülmesi ve kaçırılması medyaya yansımıştı. Bu yüzden Çin’in güvenlik gerekçesiyle limana birlik konuşlandırıp, üs kurmak istediği iddia ediliyor.

İSLAMABAD’IN ENERJİ PROFİLİ

Pakistan’ın enerji tüketimi ve kaynaklarına ilişkin bir araştırma yapıldığında ABD Enerji Bilgi Dairesi 2016 Raporu da açıkça gösteriyor ki Pakistan petrolde net bir ithalatçı. Üstelik bu bağımlılık yıllar içerisinde de artış gösteriyor. 2012’den bu yana yıllık petrol ve yan ürünleri ithalatı yüzde 10 dolayında artış gösteriyor. Kendi petrol kaynaklarını işletmede ve çıkarmadaysa aşamalı bir artış dikkat çekiyor. 2011’de 70 bin varil olan günlük üretim 2015’te 95 bin varile ulaşmış durumda. Ancak 2015’te ülkenin günlük tüketimi 450 bin varildi.

Doğal gaz alanında son yıllarda keşifler yapılmakla beraber, güvenlik, yatırım finansmanı ve yolsuzluk sebebiyle istenen düzeyde değil. Bu nedenle var olan LNG terminallerinin yanında iki hattın yapımı gündemde. Birisi Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan Hattı (TAPI), diğeri Çin tarafından finanse edilmesi beklenen İran-Pakistan Hattı.

Pakistan’ın enerji üretiminde yararlandığı bir diğer kaynak nükleer enerji. 1966’da inşasına başlanan ve 1972’de faaliyete geçen Karaçi Santrali’ne geçen zaman içerisinde yenileri eklendi. İslamabad’a asistanlığı Pekin yapıyor. Halihazırda Pakistan’da aktif olarak beş nükleer santral bulunuyor. Bunların elektrik üretimindeki payı yalnızca yüzde 5.5. Pakistan 2014’te bunların sayısını 10’a çıkarmak istediğini ifade etmişti.

İŞBİRLİĞİ Mİ BORÇ BATAĞI MI?

Kuşak ve Yol Projesi bağlamında Çin’in ayırdığı 3 trilyon dolar, havaya saçılan bir sermaye değil, Çin bu projeleri de ücretsiz, amme hizmeti olarak yapmıyor. Hükümetlere ve şirketlere düşük kredili borçlar sağlıyor. Pakistan özelinde ilerlersek, Ekonomik Koridor Anlaşması’nda bazı belirsizlikler olduğu biliniyor. 2016’da Pakistan’ın borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 66’ydı. İslamabad 2017 itibariyle 82.9 milyar dolar borçlu. Bu borçların bir kısmı Çin’in Asya Kalkınma Bankası ve Çin Bankası’na. Girişimcilerin ayrıca aldığı borçlar şimdilik buna dahil değil. Örneğin Çin’in Pakistan’da yürüttüğü 19 proje için İslamabad 2024’e kadar ödeme yapmak zorunda. Benzer biçimde ekonomik koridor, Pakistan’ın borcuna 2019’da 14 milyar milyar ekleyecek.

Sonuç olarak, Çin ile Pakistan’ın 60 yılın üzerindeki dostluğu, Pakistan’ın İslami kimliğinin seferber edilerek Afganistan’da düzenin yeniden kurulmasına ve Çin’in sürecin muhataplarından birisi haline gelmesine zemin yaratıyor. Hindistan’ın dengelenmesi de çabası. Ekonomik olarak duruma bakıldığında Çin’in Pakistan ekonomisindeki yeri her geçen gün güçleniyor. Yol ve Kuşak Projesi’yle inşa edilen ekonomik koridorun, hem ekonomik hem de stratejik olarak Çin için daha önemli olduğu açık. Getirilerinin yanında iş gücü, sermaye ve uzmanlığın Çin tarafından sağlanması üzerinde durulmayı hak ediyor. Çin için elindeki fazla sermayeyi yatırım ve borç üzerinden dolaşıma sokması anlamına gelen bu atılımlar, bağımlılığın düzeyi konusunda soru işaretlerine neden oluyor. Halihazırda borçların gittikçe artması, yiğidin kamçısı olmaktan uzak, borcun egemenin üretime ve işbirliğine hatta ekonomik kolonileştirmeye varabilecek kamçısını andırıyor. Bir de buna Gvadar Limanı’nın güvenliğini Çin’in üstlenme gayreti eklendiğinde Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun yüksek bir borçluluğa, ekonomik bağımlılığa ve hatta egemenlik hakkında aşınmaya açıldığı iddia edilebilir.


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzadığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir.