YAZARLAR

Zamane 'putları'

Görünen o ki internet üzerinde biz sıradan kullanıcılara karşı bütünleşen devlet ve şirket çıkarları asıl olarak algoritmalar aracılığı ile kendisini gerçekleştiriyor... Neyi göreceğimizi, ne okuyacağımızı, internet üzerinde ne yapacağımızı seçme irademizi tamamen algoritmalara teslim etmek üzereyiz.

Yirminci yüzyılın son on yılında teknolojik gelişmeler ve ortaya çıkan internet, sayısal televizyon, cep telefonları gibi yeni iletişim teknolojileri uygulamaları, 1970’lerde ortaya atılan enformasyon toplumu tezlerinin somutlaşması olarak ele alındı. Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan “devrim” niteliğindeki gelişme, pek çoklarına göre toplumun, ekonominin, kültürün ve politikanın “yeni” biçimini yaratacaktı.

ENFORMASYON TOPLUMU

1990’larda bilgi ve iletişim sistemlerinin birbiri içine geçmesi, yani yayıncılık sisteminin ve telekomünikasyon sisteminin oluşan yeni bilgi ve iletişim ağı üzerinde yakınsaması bir gelişme olarak nitelendi. Ulusal bilgi ve iletişim sistemleri arasındaki sınırlar ortadan kalktı ve ulusal iletişim sistemleri sahiplik, üretim, bölgesel ya da uluslararası dağıtım açısından bütünleşerek küreselleşti. Bilgi ve iletişim sistemleri diğer toplumsal ve ekonomik sistemlerle de iç içe geçti ve hem finans hem de imalat endüstrileri, küresel bilgi ve iletişim ağı üzerindeki enformasyon akışına eskisinden daha bağımlı hale geldi.

VAATLERİN SONU

1970’lerin enformasyon toplumu tezlerinde savlanan, tüm bireylerin daha fazla enformasyona sahip olması ve etkileşim olanaklarının artmasıyla ulaşılacak olan ve internetin ortaya çıkmasıyla gerçekleşmesine kesin gözüyle bakılmaya başlanan sosyo-ekonomik gelişme, katılımcı demokrasi, uluslararası uyum ve anlayış, bugün artık bir hayalden öteye geçmiyor. 21. Yüzyılın ilk on yılında neredeyse her politika belgesinde gönderme yapılan enformasyon toplumunun artık neredeyse adı anılmıyor.

Bugün interneti temsili demokrasiden doğrudan demokrasiye geçiş olasılığının ilk işareti olarak kutsayan sözler, yerini Rus ajanların Facebook’a verdikleri politik reklamlarla ABD Başkanlık seçimlerini etkileyip etkilemediği tartışmalarına, buna ilişkin alınacak önlemlere, siber savaş, siber güvenlik sözcüklerine bıraktı.

ALGORİTMALAR

Facebook, ABD Başkanlık seçimleri öncesinde yayınladığı siyasi reklamlarla ilgili Kongre önünde kendince af diliyor ve bir algoritma değişikliğine gittiğini açıklıyor. Reklamverenlere sunduğu ırkçı, cinsiyetçi hedef kitle kategorilerini bir algoritma sorunu olarak açıklıyor ve düzeltildiğini bildiriyor. Google yıllardır arama motoru alanındaki hâkim konumunu, kendi ticari rakiplerine karşı bir rekabet avantajı olarak kullanmakla suçlandı. Bu suçlamalara karşı kendisini hep algoritmalarının tarafsız olduğunu açıklayarak savundu. Bu Nisan ayında ise Amerikan demokrasisinin altını oyduğu iddia edilen 'sahte haberler' sorununu azaltmak için arama algoritmasında değişiklikler yapacağını açıkladı. Yaptığı değişikliklerden öncelikle muhalif ve bağımsız haber sitelerinin etkilenmesi ise algoritmaların tarafsız olamayacağını kanıtladı.

YouTube’un patronu Susan Wojcicki, platformda yayınlanan saldırgan içerikler nedeniyle büyük reklamverenlerini kaybettiği haberleri karşısında özür diliyor ve “yapabiliriz, daha iyisini yapacağız” sözü veriyor. Twitter şirket karlılığını arttırmak için en temel özelliklerinden vazgeçmeye ve diğerlerine benzemeye çalışıyor. Bütün bunlar algoritma düzeyinde yapılan değişikliklerle gerçekleşiyor.

İnternetin üzerinde işlediği altyapıların tarafsızlığı konusundaki düzenlemeler tartışılır duruma geldi. Ama tartışmalar bir yana pek çok ülkede altyapı üzerinde filtreleme, gözetim ve denetim işlevi gören algoritmaların çalıştığı, bunlara her yıl hem altyapı şirketleri, hem de onları düzenleyen devlet kurumları tarafından milyonlarca dolar yatırım yapıldığı herkes tarafından biliniyor.

YENİ PUTLAR

Görünen o ki internet üzerinde biz sıradan kullanıcılara karşı bütünleşen devlet ve şirket çıkarları asıl olarak algoritmalar aracılığı ile kendisini gerçekleştiriyor.

Algoritmalar ise şirket sırrı ve kapalı. Bu algoritmalar gerçek ve sahte haberi ayırt ediyor, internet üzerindeki muazzam miktardaki veriyi topluyor, analiz ediyor, hangi reklamı göreceğimize, neye erişebileceğimize karar veriyor. Algoritma bir kez çalıştırıldıktan sonra mühendisler odayı terk ediyor ve hiçbir sorumluluğu olmayan teknik araçlar neyin adil, neyin doğru veya makul olduğuna karar vermeye başlıyorlar.

Algoritmalar, dolayısıyla da bu algoritmaların çalıştığı platformlar kayıtsız şartsız inanılan yeni “putlar” olarak konumlandırılıyor. Neyi göreceğimizi, ne okuyacağımızı, internet üzerinde ne yapacağımızı seçme irademizi tamamen algoritmalara teslim etmek üzereyiz. İnternet, daha demokratik bir toplum, hatta yeni toplumsallıklara dair bütün olanaklarına rağmen, ticari sosyal ağlar aracılığı ile toplumsal iletişimin, ortak deneyimin, sınırları aşma konusunda isteksiz olan milyarlarca insanın kendisini sunduğu, ne yediğini, içtiğini, nerelere gittiğini paylaştığı bir monolog alanına, reklamverenler için paketlenip ürüne dönüştürüldüğü bir alana dönüşüyor. İnternet üzerindeki her etkinliğimiz kaydediliyor, sınıflandırılıyor, gözetleniyor, denetleniyor. Her biri kendi bireysel etkinliklerini, düşüncelerini, siyasi konumlarını kaydeden milyarlarca ayrı varlıktan oluşan dünya nüfusu için ortak düşünceler geliştirmenin, ortak eylemlere girişmenin, dünyayı değiştirmenin olasılıkları giderek daha da görünmez oluyor.

Toplumsal iletişimin yani toplumu oluşturan ilişkiselliklerin önemli bir bölümünün kurucusunun, giderek nasıl çalıştığını, ne yaptığını bilmediğimiz, asla bilemeyeceğimiz algoritmalara teslim ediliyor olması, belki de yeni bir teknoloji tartışmasını beraberinde getirebilir. Belki de bugünün dünyasında teknolojinin neyle ilgili olduğunu sormayı sağlayabilir. Teknolojiyi bir mücadele alanı olarak kavramaya neden olabilir.


Funda Başaran Kimdir?

1990 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdi. 1995 yılının Eylül ayında Yüksek Lisans öğrencisi olarak başladığı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde 1996 yılının Ocak ayında araştırma görevlisi oldu. 7 Şubat 2017 tarihinde 686 nolu KHK ile ihraç edilene dek, 21 yıl boyunca aynı fakültede sırasıyla araştırma görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesör ünvanlarıyla çalıştı. Akademik çalışmaları yanında TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde Yönetim Kurulu üyeliği, yine TMMOB’ye bağlı Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın kurucu yönetim kurulu başkanlığı yaptı. Hala TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın Onur Kurulu üyesidir. Ayrıca Alternatif Medya Derneği ve Halkevleri Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmektedir. İşçi Filmleri Festivali’nin başlangıcından bu yana değişik süreçlerinde gönüllü olarak yer almıştır.