YAZARLAR

Ulusların kaderini tayin hakkı, kaos, Kürtler

Kürtler gerçekler ve varlar. Bu referandum Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını kullanmalarıdır.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin yaptığı bağımsızlık referandumu ile ilgili bizim basında yer alan yorumlara bakılacak olursa Irak’a (Bölgesel yönetime) savaş açmamız kaçınılmaz.

Devletler ne zamandan beridir basında yer alan yorumlara göre yönetiliyor?

Soğukkanlılıkla yaklaşılması gereken bir durum ile karşı karşıya olduğumuzu göremeyecek kadar yitirdik mi aklımızı?

Yapılan / yazdırılan onlarca analizde gelecek ile ilgili felaket senaryoları çiziliyor. Oysa görülmesi gereken bugünkü pazarlıklardır, gelecek ile ilgili hiçbir analiz ya da öngörü sağlıklı değil, gerçeklikten tamamen kopmuşuz.

Elimizde somut olan basit gerçekler neler?

Bağımsızlık (devletleşmek) için referanduma gidenler kimler?

Kürtler.

Kim bunlar?

Tarih içinde bu coğrafyada yaşayan bir millet.

Ne zamandan beridir devletleşebilmek için mücadele veriyorlar?

Tarihten bu yana ve modern zamanlarda bildik bileli.

Buna (yani kendi kaderlerini tayin etmeye) hakları var mı?

Evet.

Peki nedir, ne içindir bu kavga?

“Ne kadar da safsın, yanı başımızda büyüyen tehlikeyi göremiyor musun?” diye düşünenler çıkacaktır elbet.

Hele hele hükümetin bugüne kadar uyguladığı dış politikanın sonucu olan bu gelişmeler karşısında milli hassasiyetlerinin kabarması ne kadar gerçekçi?

Bütün bu tartışmalar bir yana asıl Bir Kürt devletinin Türkiye ya da bölge barışına tehlike oluştuğunu savunanlar değil midir gerçeklikten kopanlar?

Tabloya bir de şöyle bakalım:

Kürtler gerçektir. Varlar yani! Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakları vardır. Bu referandum bu tayin hakkının kullanılmasıdır. 5 milyon Kürt boru değildir.

Kürtlerin bağımsızlaşması bölgeyi kaosa sürüklemez çünkü sürüklenecek kaosu bizatihi yaşıyoruz. Ortadoğu coğrafyasında kaos tanımı yapmak için neden Kürtler bekleniyor ki?

Araplar, Kürtler, Türkler, Türkmenler, Sünniler, Aleviler, Hıristiyanlar, Ezidiler birbirlerini boğazlamıyor mu zaten?

Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, İran, Rusya, İsrail, Mısır ve dahi diğer devletler birbirleri ile doğrudan ve / veya dolaylı olarak birbirlerini boğazlamıyorlar mı?

Kafa kesmeler, çocuk yaştaki kızları satmalar / satın almalar hangi coğrafyada yaşanıyor?

Diktatörlükler, rüşvet, nepotizm, sefalet, eğitimsizlik, açlık hangi coğrafyada en yaygın?

Kürtlerin devlet kurup kaosa neden olabilecekleri coğrafyada!

Bakar mısınız felakete. Sanırsınız Nordik coğrafyanın karlarla kaplı, fiyortlarında gemilerin gelin gibi süzüldüğü coğrafyada yaşıyoruz da Kürtler büyüyü bozacak.

Herkes iki yüzlü, herkes yalancı.

İran yanıbaşında İsrail olacağından korkuyor, Türkiye “kendi Kürtlerine kötü örnek olmasından.” İsrail İran’ın yanıbaşında bir müttefiki olacağı için, ABD Türkiye’ye alternatif oluşturabileceği için istiyor.

Bu filler tepişmesinde olan Kürtlere oluyor. Bölge halklarına oluyor.

Gelinen noktada sorulması gereken şudur: Barzani (Kürt halkı) referandum yapılacak dedi yapıldı. Somut olan budur.

Bundan sonra ne olacak?

Türkiye bir yandan, Irak bir yandan İran bir yandan girer mi?

Giremez. En fazla kendi iç siyasetlerinde iki puan daha kazanmak için üç beş bomba attrırlar o kadar.

Giremezler çünkü şimdilik Türkiye gibi karşıyız açıklaması yapan Batı ülkeleri iş oraya vardığında o bölgeyi Türklere “yedirmezler.”

Giremezler çünkü İran Irak’ı işgal etmiş olur ve tam da zamanında Trump’a çok sağlam koz verir.

Giremezler Çünkü Musul operasyonunda Haşdi Şabi ve Peşmerge’den yardım alan Irak ordusu yetersizdir.

Giremezler çünkü Kürtler tek başlarına da kalsalar direneceklerdir. Bir süre sonra ise bütün dünyadan “çıkın” çağrıları yükselmeye başlayacaktır.

Kaldı ki Lübnanlı analist Muhammed Nurettin’e göre Türkiye’nin IKBY’ne gösterdiği tepkinin asıl sebebi ABD’ye Suriye konusunda baskı yapmaktır. Muhammed Nurettin Lübnan’dan Türkiye’nin “karşı çıkışlarının” samimi olmadığını görüyor da bizim analistler niye göremiyor?

Kürdistan’ın kurulması zaman işidir bundan sonra. Önce bu gerçek görülecek. Müdaheleler en fazla geciktirmeye yarar ama önüne geçilmesi mümkün değil.

Bundan sonraki her müdahale (TR’deki tanımlamalar doğrultusunda yazacak olursak) “metastaz” yaptırır.

Yapılması gereken?

Çok basit. Yeni oluşum resmen ilan edilene kadar itidalli davranmak. İlan edildikten sonra iyi ilişkiler geliştirmek. Düşmanlık, boğmaya çalışma, ekonomik yaptırımlar, ordu gönderme devri geçti artık.

Aksi halde evet gerçekten kaos olacak.


Musa Özuğurlu Kimdir?

Gazeteci. Mesleğe 1994 yılında başladı. Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010 yılında TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalışmaya başladı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016 yılına kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Serbest gazeteci olarak çalışmaktadır.