YAZARLAR

2017 ithal kömür yılı olsun!

Rusya’dan ya da Kolombiya’dan kömür çıkartılıyor; maliyetini, yol parasını, elektrik üretimini ve teşvikini biz karşılıyoruz. Yetmiyor yerli kömüre verilen alım garantilerini de biz ödüyoruz. Bütün bu teşvikler sonucunda Türkiye ihtiyacı için değil, halktan para toplamak için enerji üreten bir ülke haline geliyor. Bu kadar aşırı iklim olayları olurken, fosil yakıt ithalatı rekor kırmışken, elektrik ithalatındaki azalma manşetlerde geziyor.

Temmuz ayında elektrik ithalatının yüzde 55,6 azalması geçen haftanın önemli haberlerinden biriydi. Böylece Temmuz’da sadece 287 milyon kilowatt saat elektrik ithal ettiğimizi öğreniyoruz.

Aynı haberlerde tüketimde de rekor kırdığımızı, 26 Temmuz’da yaklaşık 970 milyon kilowatt saati bir günde tükettiğimizi öğreniyoruz. Bu verilerde ana mesaj belli: Hem elektrik ithalatımız azalmış, hem de tüketimimiz artmış.

ENERJİ İTHALATINDA YÜZDE 32 ARTIŞ!

Bu haberler bir şeyi saklıyor, orası kesin. Elektrik ithalatı azalsa bile devamındaki günlük tüketim rakamı ile karşılaştırıldığında çok küçük bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Zaten bu haberi verenler çok daha önemli bir haberi ya vermediler ya da az gördüler. 2017’nin ilk altı ayında enerji ithalatı yüzde 32 artmış. 2016’nın ilk altı ayında 12 milyar 950 milyon dolar olan enerji ürünleri ithalatı 2017’nin aynı döneminde 17 milyar 144 milyon dolara çıkmış. Bir yıl içinde fatura 5,2 milyar dolar artmış.

Hani yerli ve milli enerji politikası ile enerjide bağımsızlaşıyorduk? Hani ithalatımız azalacaktı? 2012’yi kömür yılı ilan etmiştik ya, ithalata bu kadar bağımlı olmamamız gerekiyordu.

Ama öyle olmadı, hiç uzatmayalım, 2017 yılı ithal kömür, hatta ithal doğal gaz ve ithal petrol yılı olsun.

Elektrik ithalatı azaldı diye haber olurken işin aslı ya haber olmuyor ya da az oluyorsa, işin aslını bilmek, o noktadan tartışmak zorundasınız. Son yayımlanan Kömür Ve İklim Değişikliği 2017 Raporu işte bunların tersini koyan bir rapor.

2017'DE NEREDEYİZ?

Rapordan neler öğreniyoruz? Türkiye’nin 2000 yılında ithal termik santraline sahip olmadığını öğreniyoruz. Bugün kömür yakan 62 santralin toplam 16 bin 700 MW güce sahip olduğunu öğreniyoruz. Dahası 7 bin MW güce ulaşan ithal kömür santralleri yerli kömürden çok daha fazla elektrik üretiyor. Bir anlamda ülke kömüre -tam anlamıyla ithal kömüre- bağımlı hale gelmiş.

KÖMÜR SANTRALLERİNİ VATANDAŞ ÖDÜYOR!

Rapordan, bu politikanın parasının vatandaştan çıktığını öğreniyoruz. Elektrik faturası ile bunların maliyetini bizlerin ödemesi yetmiyormuş gibi, yatırım hazırlıklarından tutun, bonus bile veriyoruz. Kömür santrallerine bu teşvikler verilmese, bütçe 2 milyar TL para ya çıkmayacak ya da vergi olarak geri gelecek. Yani 2 milyar TL’yi bu yatırımlara teşvik olsun diye devlet ya vermiş ya da almamış.

Ama asıl önemlisi eğitimi, sağlığı, fakiri desteklemeyen devlet, yerli kömür dedikçe ithal kömürü de desteklemiş. 2016 teşvik listelerinde tam 2530 MW ithal kömür santrali var. Yani dünyanın kömürü yakılsın diye ithal kömür projelerine teşvikler verilmiş.

KÖMÜR ÇOK PAHALI!

Bu kadar ithal kömürün gelişmesinin nedeni tabii ki yerli kömür politikası. Bu yüzden de aday 1 MW yerli santral var ise, ithal 4 MW var. Yani yerliye verilen destek ithalin önünü de açıyor. Burada verilen teşviklerle kömürün ucuz olmasını beklerseniz bunda da yanılırsınız. Kömür Ve İklim Değişikliği 2017 Raporu’na göre Haziran 2017’deki rüzgar ihalesi de 1 kWh elektrik için 3,3 sent teklif edilirken, Çayırhan B’den kömür santrali ihalesine göre 6,04 sent’e 1 KW elektrik fiyatı teklif edilmiş. Böylece kömürün rüzgardan pahalı olduğu ortaya çıkmış oldu.

İTHAL FOSİL YAKITLARA TAM BAĞIMLI TÜRKİYE!

Yerli kömür demek ithal kömür demek. Bunu artık biliyoruz. Artık yerli kömür demek daha fazla petrol ve doğal gaz ithalatı da demek. 2010’a kadar kömür, doğal gaz ve petrol enerji pastasını paylaşırken, biri artarken diğeri artmıyordu. Ama 2010’dan sonra doğal gaz artarken petrol de artmaya başladı, kömür de. Sonuç ise ithal fosil yakıtlara tam bağımlı Türkiye!

Türkiye’nin enerji kaynaklarında değişim. (Kaynak: Kömür ve İklim Değişikliği 2017) Türkiye’nin enerji kaynaklarında değişim. (Kaynak: Kömür ve İklim Değişikliği 2017)

Yerli kömür dedikçe ithalatın önü açılıyor. Yerli kömür dedikçe ithal kömür de teşvik görüyor. Peki bizden çıkan sadece bu mu? 2016 yılı Türkiye’de ölçülmüş en sıcak yıl olmuş. Aynı zamanda aşırı iklim olaylarının en fazla yaşandığı ikinci yıl olmuş. Bunun maliyetini kim ödemiş? Tabii ki yine biz!

2017 FOSİL YAKIT YILI!  

Rusya’dan ya da Kolombiya’dan kömür çıkartılıyor; maliyetini, yol parasını, elektrik üretimini ve teşvikini biz karşılıyoruz. Yetmiyor yerli kömüre verilen alım garantilerini de biz ödüyoruz. Bütün bu teşvikler sonucunda Türkiye ihtiyacı için değil, halktan para toplamak için enerji üreten bir ülke haline geliyor. Bu kadar aşırı iklim olayları olurken, fosil yakıt ithalatı rekor kırmışken, elektrik ithalatındaki azalma manşetlerde geziyor.

2017 yılı hem ithal kömür yılı olsun, hem ithal doğal gaz, hem de ithal petrol yılı olsun. Her aşırı iklim olayında da bu yılı kutlasak güzel olmaz mı?


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.