YAZARLAR

Enformasyon silahı ABD'yi vurdu mu?

Rusya gerçekten de ABD'nin demokratik işleyişine bir etkide bulunmuşsa, bu etki tam da bu şüphenin tarihe geçmesi olabilir. Bu noktada da Rusya'nın çabalarından ziyade ABD'nin “saygın” haber kuruluşları, bu konuda yaptıkları haberlerle asıl rolü üstlenecekler. Çünkü Rusya bu konuda kendisine yöneltilen suçlamaları düzenli olarak reddediyor. ABD medyasında seçimlerin Rusya tarafından belirlenmiş olduğu ve Trump-Putin işbirliğine dair öne sürülen kanıtların, en az onlar kadar güçlü karşı kanıtları Rus medyasında yer alıyor.

ABD seçimlerine Rusya'nın etkisi konusu, propaganda, algı yönetimi, yalan haber gibi kavramları yeniden gündeme taşırken, bir yandan da interneti ve sosyal medyayı tartışmanın odağına yerleştirdi. Geçen haftanın yazısında, yalan haberlerin pek çoğunun dağıldığı yer olan Makedonya'nın bir kasabasında yaşayan gençlerin motivasyonları üzerine yazmıştım. Bu gençler hiç de Rusya tarafından motive ve finanse edilmiyordu. Farklı haber kuruluşlarının bu kasabanın gençleri ile yaptığı röportajlarda anlatılanlar, yalan haberlerin asıl sorumlusunun reklam endüstrisi olduğunu gösteriyordu.

ABD'de Trump'ın seçilmesinde Rusya'nın bir rolünün olup olmadığı uzun uzun tartışılacak ve bana kalırsa asla ispatlanamayacak. Ancak tartışmanın gelinen noktası ve tartışmanın yaygınlığı, bunu bir şüphe olarak tarihe geçirecek. Rusya gerçekten de ABD'nin demokratik işleyişine bir etkide bulunmuşsa, bu etki tam da bu şüphenin tarihe geçmesi olabilir. Bu noktada da Rusya'nın çabalarından ziyade ABD'nin “saygın” haber kuruluşları, bu konuda yaptıkları haberlerle asıl rolü üstlenecekler. Çünkü Rusya bu konuda kendisine yöneltilen suçlamaları düzenli olarak reddediyor. ABD medyasında seçimlerin Rusya tarafından belirlenmiş olduğu ve Trump-Putin işbirliğine dair öne sürülen kanıtların, en az onlar kadar güçlü karşı kanıtları Rus medyasında yer alıyor. Ancak elbette ki bütün bunlar, Rusya'nın hem uluslararası düzeyde, hem de ülke içinde propaganda, algı yönetimi ve yalan haberi siyasi amaçlar için kullanmadığı anlamına gelmiyor.

RUS PROPAGANDASI

Rusya tüm diğer ülkeler gibi Soğuk Savaş döneminde en önemli silahlardan birisinin enformasyon olduğunu, enformasyon akışını kontrol ederek siyasi amaçlara ulaşılabileceğini keşfetmiş, bu keşfe uygun olarak da kurumsal bir yapı oluşturmuş durumda. Ayrıca ülke internet yaygınlığı açısından Batılı ülkelerle yarışamasa da, 1990'da telefon ağının takibi için Rusya gizli servisine yasaların verdiği bir yetkiyle kurulmuş olan SORM (İşlemsel Araştırma Faaliyetleri Sistemi), bugün mobil ve sabit telefon ağları, internet trafiği ve tüm kablolu ve kablosuz sosyal ağlardan enformasyon toplayan ve depolayan bir sisteme dönüştürülmüş durumda. Yasalar, tüm internet hizmet sağlayıcılarına KGB'nin devamı olan Rus devlet güvenlik kurumu FSB'nin doğrudan enformasyon trafiğini gözlemleyebileceği bir cihazı kendi ağlarına eklemeleri sorumluluğunu yüklüyor.

2014 yılında başlayan Ukrayna-Rusya krizi sonrasında, Ukrayna'daki olaylarla ilgili olarak Rusya'nın dezenformasyonu ve propagandasını açığa çıkartmak amacıyla kurulan stopfake.org isimli sitede yer alan çok sayıdaki analizde Rusya'nın propaganda faaliyetleri oldukça yaygın ve üretken olarak tanımlanıyor. Bunun anlamı basitçe içeride sansür ve uluslararası düzeyde de “beyin yıkama” faaliyeti olmaması. Yani belli bir kanıyı yaygınlaştırmak, insanları bir şeye inandırmak amacıyla değil, tam tersine neyin doğru neyin yalan olduğunun kararının verilemeyeceği kadar çok ve çeşitli enformasyonla iletişim ortamını doldurmak yoluyla işliyor.

Tüm bu propaganda faaliyetlerinin ne denli başarıya ulaştığı ise bir parça şüpheli. Zira Rusya tarafından bu faaliyetleri gerçekleştirmek üzere kurulmuş olduğu iddia edilen Russia Today TV ve Sputnik, 2014 bütçesinden 225 milyon dolar pay almış olsa da, sosyal medyadaki takipçi sayıları, potansiyel izleyici sayıları açısından BBC World, CNN International gibi haber kuruluşlarının oldukça gerisinde kalıyor.

PROPAGANDA YÖNTEMLERİ

Her birisinin kendi işleyiş tarzı ve hedefi olan farklı propaganda yöntemleri var. Kısa vadede propagandanın amacı ikna etmek ya da dönüştürmek değil, tam tersine belirsizlik yaratmak; birbirinden farklı anlatıları iletişim ortamında yayarak hedef izleyiciyi gerçekliğin bilinemezliğine ikna etmek ve böylece siyasi alanda tercihler yapmanın, tavır almanın bilişsel zeminini ortadan kaldırmak. Uzun vadede ise bu güvenilirliği baltalayan bir etki yaratıyor. Bu etkileri güçlendiren ise modern medyada haberin hızla yapılması ve tüketilmesi. Haber izleyicisinin zaten bu hız ve çokluk içerisinde, haber üzerine düşünmeye, değerlendirme yapmaya vakti olmuyor.

Propagandanın bir diğer biçimi ise “dürtmek” olarak tanımlanıyor. Yine uzun vadeli bir etkinin hedeflendiği bu biçimde belli kanıların ya da inançların dürtülmesi ve bunların etrafında belli grupların toplanması için farklı çevrelerin özelliklerine uygun sterotipler, klişeler üretiliyor. Irkçı, cinsiyetçi, etnik ya da dini çelişkiler kullanılıyor, düşmanlıklar yaratılıyor. İç kamuoyuna dönük propaganda ise daha farklı özellikler gösteriyor. İç kamuoyuna dönük propaganda çoğul ve farklı görüşlerin yaygınlaştırılması yoluyla değil, daha ziyade tek bir bakış açısının iletişim ortamına egemen kılınması yoluyla gerçekleştiriliyor. Bu propaganda yöntemi sürekli değişik konularda üretilen anlatılarla, sert mesajlar içeren ve tartışma yaratacak açıklamalarla gündemin belirlenmesi biçiminde işliyor.

İNTERNETİN ROLÜ

12 Nisan 2014'de bir Rus savaş uçağı ile bir ABD destroyeri arasında yaşanan kısa süreli bir gerginlik önce Rusya'da hicivsel bir köşe yazısına konu oldu, sonra da bu yazı adı Johhny olan bir ABD askerinin eşine yazdığı mektup olarak İngilizce ve Rusça olarak Facebook'ta paylaşıldı. Aradan üç yıl geçtikten sonra, 15 Nisan 2017'de bir Rus devlet televizyonu, Facebook'tan bulduğu bu mektuba dayanarak, “bir Rus uçağının güçlü elektronik radyo dalgalarıyla ABD destroyerinin sistemlerini çalışmaz” hale getirdiğine dair bir haber yaptı.

Bu hikaye 19 Nisan 2017 tarihinde iki İngiliz gazetesinde, The Sun ve The Daily Star'da sansasyonel başlıklarla haber yapıldı. “Rusya tüm ABD donanmasını felç edecek bir elektronik bombaya sahipti!” The Sun'ın haberi tüm bunların bir propaganda olduğunu haberin içinde söylüyor olsa da, daha sonra bu habere dayanarak başka bir tabloid gazetede çıkan 3'üncü Dünya Savaşı'nın kapıda olduğuna dair makalede bu önemsenmedi.

FoxNews.com haberin The Sun versiyonunu Rus medyasının abartısının bir örneği olduğunu ekleyerek yayınladı. Ancak ardından uyarılınca internet sitesinden kaldırdı. Bu haber kaldırılıncaya kadar geçen sürede hızla sosyal medyada yaygınlaştı.

Aslında gerçeğe dayanan, ancak internetin bir köşesinde kalmış bir haberin yıllar sonra farklılaşarak nasıl hızla yayılabileceğinin endişe verici bu örneği, aynı zamanda internetin ve sosyal medyanın propaganda sürecindeki rolünü de ortaya koyuyor. Bir yandan da tek sorumlunun internet olmadığını, bu süreçte internet ve sosyal medya ile geleneksel medyanın bir bütün olarak işe koşulduğu açığa çıkıyor.

GÜVENİLİRLİK KAYBI 

Propagandanın aşina olduğumuz yöntemleri, çok açık ki sadece Rusya tarafından değil, 1'inci Dünya Savaşı'nda propagandanın önemi açığa çıktığından bu yana tüm devletler tarafından uygulanan yöntemler. Ancak meselenin giderek acil hale gelen boyutu, bir yanda Rusya propagandası iddiaları, diğer yanda kendisi de Rusya propagandasına karşı bir propaganda örgütleyen ABD medyası, bizim ülkemizde olduğu gibi anti-demokratik ülkelerde propagandanın sansürle birleşmesi, propagandanın propagandası da dahil olmak üzere durumun giderek sarmal bir biçim alması. Dünyanın saygın kabul edilen haber kuruluşları bile bu sürecin parçası haline geliyor, haberin zaten yapılandırılmış bir anlatı olması yanında doğrudan propaganda içeren yalan haberler bu haber kuruluşlarında yer buluyor.

Bu hâl tüm anaakım medyanın ve internet medyasının güvenilirliğini ortadan kaldırırken, giderek gerçeklik duygumuz üzerinde daha fazla etkide bulunuyor, gerçek sorunlara gerçek çözümler bulmak için girilmesi gereken toplumsal müzakere süreçlerini engelliyor, siyaseti maalesef bir yandan stratejik bir endüstri haline geldiğinden sadece kâr peşinde koşan, diğer yandan da diğer endüstriyel alanlardaki kârlarını sürdürmek için devletle son derece bağımlı ilişkiler geliştirmiş olan medyaya tabii kılıyor.


Funda Başaran Kimdir?

1990 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdi. 1995 yılının Eylül ayında Yüksek Lisans öğrencisi olarak başladığı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde 1996 yılının Ocak ayında araştırma görevlisi oldu. 7 Şubat 2017 tarihinde 686 nolu KHK ile ihraç edilene dek, 21 yıl boyunca aynı fakültede sırasıyla araştırma görevlisi, yardımcı doçent, doçent ve profesör ünvanlarıyla çalıştı. Akademik çalışmaları yanında TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde Yönetim Kurulu üyeliği, yine TMMOB’ye bağlı Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın kurucu yönetim kurulu başkanlığı yaptı. Hala TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın Onur Kurulu üyesidir. Ayrıca Alternatif Medya Derneği ve Halkevleri Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmektedir. İşçi Filmleri Festivali’nin başlangıcından bu yana değişik süreçlerinde gönüllü olarak yer almıştır.