YAZARLAR

Yemen için de ağlar mısın İvanka!

Trump’ın 29 Ocak’ta ilk saldırı emrini verdiği Beyda’daki bombardımanda 10’u kadın ve çocuk 30 sivil öldü. Amerikan bombaları insancıldır, masumları öldürmez, değil mi İvanka?

ABD Başkanı Donald Trump’ın biricik kızı İvanka, Han Şeyhun’dan gelen ‘kimyasal’ görüntüler üzerine “Dinle, bu gerçekten korkunç bir şey" diyerek babacığını Suriye’nin tepesine binmeye ikna etmiş. Tomahawklarla Şairat Üssü vurulunca da “Bu korkunç suçları kabul etmeyi reddettiği için babamla gurur duyuyorum” diyerek aile saadetini perçinlemiş. Madem ‘küresel şerif’ seni dinliyor, o halde dinle İvanka; Ortadoğu haritasının da sana söyleyecekleri var.

Saddam’ın elinde ‘kitle imha silahları’ olduğu yalanıyla başlatılan işgal yüzünden Irak, 1 milyon evladını toprağa gömdü. IŞİD de o günün en şeytani mirasıdır.

ABD’nin her birinin cehenneme çevrilmesinden sorumlu olduğu 7 ülkeye ne kadar bomba attığını Pentagon’a sor, en iyi onlar bilir. Ama ben The Council on Foreign Relations’ın (CFR) rakamlarını aktarayım:

ABD, 2016’da Suriye’de 12 bin 192, Irak’ta 12 bin 95, Afganistan’da 1337, Libya’da 496, Yemen’de 35, Somali’de 14 ve Pakistan’a 3 bomba kullandı. Toplam 26 bin 72 bomba.

Bunların toplam kaç sivilin canına mal olduğunu doğru düzgün hesaplayan yok. Amnesty’ye göre, ABD liderliğindeki koalisyon sadece Suriye’de Ekim 2016’ya kadar 300 sivili öldürdü. Londra merkezli Airwars’a göre Irak ve Suriye’de, ABD’nin siciline iki yılda 2700 sivil kayıp işlendi.

ABD’nin Suriye’deki katliamlarından sadece üçünü de ben not edeyim:

- 19 Temmuz 2016’da Tukhar’daki bombardımanda 27’si çocuk 73 sivil öldü.

- 28 Temmuz 2016’da Handura’daki saldırıda yedisi çocuk 28 sivil katledildi.

- 7 Aralık 2015’te Ayn el Han’da vurulan iki bina 19’u çocuk 40 sivile mezar oldu.

Irak’ta ise en son 17 Mart’ta Musul’un Cedide bölgesinde ölen sivillerin sayısı 278 olarak kayda girdi.

Kimse bunun için gözyaşı dökmez çünkü Amerikan askeri doktrinine göre bunlar ‘savaşın kaçınılmaz zayiatları’dır.

ABD’nin 2004’te Felluce’de kullandığı seyreltilmiş uranyum içerikli bombalar yüzünden sakat ya da eksik uzuvlarla doğan çocuklar için de vicdan yapmanız gerekmez! Demokrasi gelirken bunların sözü olmaz!

***

Bu yazıda asıl niyetim Irak ve Suriye’den ziyade gözden ırakta kalan Yemen’i hatırlatmak. Oradaki ayna insan olana mide spazmları geçirtecek kadar berrak!

Suudi Arabistan Mart 2015’ten bu yana Amerikan ve İngiliz silahlarıyla Yemen’e cehennemlerin cehennemini yaşatıyor. Kral Selman’ın Yemenlilerin kanı üzerinden bir zafer şovuna ihtiyacı var.

Ne için?

- Bölgesel liderliğini tahkim etmek için…

- Yerine hazırladığı Savunma Bakanı Muhammed bin Selman’ın önünü açmak için…

Beyaz Saray’a göre Trump, Suriye saldırısını kutlayan Kral Selman’ı “Şerefli Haremeyn’in Koruyucusu” diye selamladı. Kral da Suriye’de gösterdiği cesaretten dolayı başkanı tebrik etti. Kral’ın keyfine keyif katan bir şey daha var: Yemen’de ne yaparsa yapsın Trump’ın tam desteğine sahip. Çünkü oradaki kirli savaş da ‘İran’ın nüfuzunu önleme’ bahanesi üzerine kuruldu. Trump, selefi Barack Obama’yı sollayarak kısa sürede Yemen’deki Amerikan operasyonlarını da ikiye katladı. Geçen Mart'ta Trump’ın emriyle Yemen’de 70 saldırı düzenlendi. Kuşkusuz hepsi teröristleri cehenneme göndermek içindi! O yüzden sivil kayıplar teferruattı. Mesela Trump’ın 29 Ocak’ta ilk saldırı emrini verdiği Beyda’daki bombardımanda 10’u kadın ve çocuk 30 sivil öldü.

Amerikan bombaları insancıldır, masumları öldürmez, değil mi İvanka?

***

Amerikan-İngiliz destekli bu savaşta Yemenlilerin ödediği bedel çok ağır. BM’nin Haziran 2016’daki verilerine göre Yemen’de 14.1 milyon insan yani nüfusun yarısı açlık tehlikesi altında. 460 bin çocuk ağır beslenme sorunu yaşıyor. Durum son bir yılda daha da ağırlaştı. BM Mülteci Ajansı’nın birkaç gün önce açıkladığı veri, açlık tehlikesi altında olanların sayısının 17 milyona çıktığını gösteriyor.

İnsanları açlığa mahkûm eden kasıtlı bir bombardıman stratejisinden bahsediliyor. Suudilerin hedef listesi fikir veriyor: Gıda üretim tesisleri, tarımsal ve hayvansal çiftlikler, gıda depoları, pazar yerleri, su tesisleri, gıda kamyonları.

Yemen üzerine çalışan ve Independent ile Salon’a konuşan London School of Economics’ten Prof. Dr. Martha Mundy’ye göre Suudiler savaşın ilk evresindeki bombardımandan sonuç alamayınca taktik değiştirerek Yemenlilerin yaşam damarlarını kesmeye başladı. En az 357 tarımsal hedef bombalandı. Amaç sadece aç bırakmak değil Yemenlileri gelecekte de gıda ithalatına mahkûm etmek.

Hudeyde ile Sana arasındaki ana yol ve köprü bombalanarak gıda sevkiyatına darbe vuruldu. Oxfam’a göre BM Dünya Gıda Programı’nın gönderdiği yardımların yüzde 90’ı Suudilerin bombaladığı bu yolla Sana’ya ulaştırılıyordu. Suudiler limanları bloke ederek gıda ithalatını da imkânsız hale getirdi.

***

Bombardımanın yol açtığı kayıp bilançosu da ürkütücü. Suudiler büyük bir dokunulmazlıkla hastaneleri, okulları, evleri ve mülteci kamplarını defalarca vurdu. Ölü sayısı 10 bini aşmış durumda. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne göre iki yılda 4600 sivil öldü, 8 bin sivil yaralandı. BM’ye göre sivil kayıpların yüzde 60-70’inden Suudiler sorumlu. Farklı kaynaklar 1546 çocuğun öldüğünü, 2450 çocuğun da yaralandığını aktarıyor.

Sivil kayıplarla ilgili birkaç örnek vereyim:

- 1 Nisan 2015’te Hudeyde’de süt ürünleri fabrikası vuruldu, 38 işçi öldü.

- 30 Haziran 2015’te Sana’da termobarik bomba 92 sivilin canını aldı.

- 28 Eylül 2015’te Taiz’de bir düğün evi vuruldu, 130 kişi öldü.

- 22 Ekim 2015’te Okban adasında 200 balıkçının öldüğü bir saldırı gerçekleşti.

- 8 Ekim 2016’da Sana’da bir taziye çadırına Amerikan yapımı bombalarla saldıran Suudiler 140 insanın ölümüne, 600’ünün yaralanmasına yol açtı. Human Rights Watch bunu ağır savaş suçu olarak niteledi.

***

Sadece insanlık değil tarih de bu barbarlıktan nasibini aldı. Geçmişi 2500 yılı bulan Eski Sana Kenti ve Marib’in yanı sıra Saada, El Cavf ve Zabid kentlerinde yüzlerce tarihi bina, dünyanın en eski barajı olarak tanınan Saba Krallığı’ndan kalma Büyük Marib Barajı, Sirvah’da Mukah tapınağı gibi antik eserler, Zemar’daki müze, Taiz’de tarihi el yazmalarının saklandığı müze, Hadramut Krallığı’nın başkenti Şibam’daki tarihi eserler Suudilerin yıkım operasyonlarına hedef oldu. Bunların çoğu UNESCO Tarihi Miras Listesi’ndeki eserler.

***

Yemen kendi haline ağlıyor, lakin duyan yok. Bu coğrafya umursanmaz çünkü Batılı müttefiklerin çıkarlarını etkileme kapasitesi düşük. Yemen’i Suud’un pençesine bırakmak Kral’ın gönlünü hoş tutacaksa varsın yakılsın, yıkılsın!

Silahlar ABD ve Britanya’dan. Kral Selman, Yemen’i nasıl dize getireceğine dair akıl veren İngiliz danışmanların hizmetinden de memnun! Yemen’de patlayan silahlar İngiliz ve Amerikan şirketlerinin kasalarını doldurdukça kimse ölümleri sorun etmeyecektir. Independent’a göre Mart 2015’ten bu yana İngiltere hükümeti Suudi Arabistan’a 194 silah anlaşmasına onay verdi. Bunların değeri 3.3 milyar Sterlin.

Amerikan yönetiminin 2009-2016 arasında Suudilere sattığı ya da satmayı planladığı silahların toplam değeri de 115 milyar doları buluyor. Obama giderayak Suudilere 1.15 milyar dolarlık silah satışını onaylamıştı. Para cambazı Trump da Obama’nın yolunu daha da iştahla sürdürecektir.

Suudiler Mayıs 2016’da İngiliz yapımı misket bombalarını da Yemen’de kullandı. Bunlar sözde yasak kapsamında olan bombalar. Uluslararası platformlarda tartışılma gereği bile duyulmadı.

***

Yemen, Batı-Körfez ittifakının temel karakterini ele veren yaralı bir ülke. Yemenliler sinsi ve sinik bir kampanyanın altında can veriyor. Bu diyarda işlenen savaş suçları, ABD’nin etkisi altındaki hiçbir uluslararası koridorda konuşulmayacaktır. O yüzden derim ki İvanka’nın PR gözyaşları İvanka’da kalsın!


Fehim Taştekin Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1994’te başladı. Yeni Şafak, Son Çağrı, Yeni Ufuk, Tercüman, Radikal ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabirlik, editörlük ve dış haberler müdürlüğü yaptı. Ajans Kafkas’ın kurucu yayın yönetmeni olarak Kafkasya üzerine çalışmalar yürüttü. Kapatılıncaya kadar İMC TV’de “Doğu Divanı”, “Dünya Hali” ve “Sınırsız” adlı programların yanı sıra MedyascopeTV ve +GerçekTV’de dış politika programları yaptı. BBC Türkçe’nin analiz yazarları arasında yer alıyor. Al Monitor ve Gazete Duvar’da köşe yazılarına devam ediyor. Kafkasya ve Orta Doğu üzerine saha çalışmaları yürüttü. “Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal”, “Rojava: Kürtlerin Zamanı” ve “Karanlık Çöktüğünde” adlı kitaplara imza attı.