YAZARLAR

Mustang Trump

Beyaz Saray koridorları Mustang atını da gördü. Boynuna ipi geçirip ehlileştirirler yakın zamanda.

Beyaz Saray koridorları Mustang atını da gördü.

Trump’ınki tam bir ‘görmemişin biri başkan olmuş’ durumu. Dünyanın sinirlerini zıplatıyor. Seçim sürecinde ‘kırk katır mı kırk satır mı’ tartışması yapanlar arasındaki Trump karşıtları ‘biz dememiş miydik’ diyorlardır şimdi.

Yaptıklarını ilk günlerin heyecanına vermek lazım. Beyaz Saray muhtemelen yıllardır bilinçaltına yerleştirdiği bir hedefti ve şu yalan dünyadan göçmeden önce sarayına kavuşmanın verdiği heyecanı yaşıyor. Tıpkı bir çocuğun vitrinde görüp iç geçirdiği oyuncağına kavuşmasında duyduğu sevinç gibi.

Trump muhtemelen başkanlığa gelmeden önce de ABD’de herhangi bir cafede dile getirilebilecek çözümleri savunuyordu ABD’yi yeniden büyük yapmak için (bizde de ne kadar çok Trump var).

Bu mantık doğrudan sonuç alma düşüncesi temelinde çalışır. Görünen veya en yakın olandan başlar. Bağıntıyı, bağlantıyı kaçırır. Tablonun tümünü göremez.

Meksika’yı takar mesela kafaya. Duvar örerse göçmen sorununu halledebileceğini sanır. Gelir gelmez de duvar fikrini uygulamaya sokmak için adım atar ve üstelik bunu imzalarken poz da verir. Demiştik, yaptık! Yanına da adamlarını alır poz verirken, güçlü kararlı lider görüntüsü vermek için.

Hemen ardından tüm zamanların en geçerli argümanlarından birini sokar devreye: Terör belası. Bunun için de çözüm kolaydır. En yakında, görünen hedef ABD’de de yaşayan göçmenlerdir.

Trump’a ABD ve dünyanın diğer yerlerinde gösterilen tepki gereğinden fazla. Şu anlamda: Trump’ın aldığı bu kararlar küresel çaptaki devasa sorunların yanında makyajdan öte anlam taşımaz.

Uzakdoğu, Çin, Irak, Suriye, İsrail – Filistin, Doğu Avrupa, Rusya, Ukrayna, Türkiye ve bu coğrafyalar ve ülkeler çevresindeki sorunlar dururken uyduruk bir vize konusu herkesi panikletti.

Şu da var: Trump’ın aldığı kararlar İran dışında muhatap alınacak ya da karşı hamle yapabilecek ülkeler ile ilgili değil. Dolayısıyla çok da hayati sayılmaz küresel hengame içinde.

Trump, kararına Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Türkiye, Rusya, Çin gibi ülkelerin vatandaşlarını dahil etmeyerek ‘seçici’ davranmış.

Çin ve İran ile ilgili çıkışlar yapıyor ABD yönetimi ama Rusya ile ilgili herhangi bir açıklama yok, buna karşılık Rusya’nın da Trump kararlarına yönelik bir tepkisi yok. Ruslar ‘dur bakalım bu deli ne yapacak’ diye bekliyor.

Peki gerçekten Trump’ın aldığı bu kararlar daha beterlerinin habercisi sayılabilir mi?

Sınırlı ölçekte belki. ABD bürokrasisi içinde ve dünyada gösterilen tepki Trump’ın çok da ileri gidemeyeceğini gösteriyor.

Trump’ın kalibresini asıl sıra küresel sorunlara geldiğinde göreceğiz. Meksika sınırına duvar, vize konuları ‘çerez.’

Trump bilmiyor olamaz ama öyle ise bile Amerikan devleti ‘daha fazlasının’ çok tehlikeli durumlar yaratabileceği konusunda kendisine uygun şekilde uyarıda bulunacaktır. Koskoca devlet Roosevelt’in masası ve iki telefondan ibaret değil ya!

Diğer fren mekanizması ‘caydırıcılık.’ Çok ileri giderse ‘dur’ derler adama. Rusya ya da Çin bir Somali değil ki! Avrupa bile bu kadarı da fazla demeye başlamışsa, umut var demektir.

Trump bir zamanlar ‘çırak’ adli bir televizyon şovu sunuyordu. Parlak mezunlara teori ile pratiğin birbirinden çok farklı şeyler olduğunu anlatıyordu.

Şimdi kendisi aynı durumu yaşıyor. Bu işlerin cafelerde konuşulduğu gibi olmadığını idrak edecektir. Blöfün gerçek hayatta ise yaramadığını anlayacaktır.

Çin ile fazla oynaşmaması gerektiğini, Ortadoğu’da işlerin zannettiği gibi yürümediğini, dünyadaki düşmanlıkların, mücadelenin bir raconu olduğunu, aksinin yer küreyi yok edecek bir süreci başlatacağını öğrenecektir. Hem de kısa zamanda.

Trump’tan bağımsız olarak ABD için de ‘ben yaptım oldu’ devri geçti artık. Obama Suriye’den çıkamadı, İran ‘balistik füze dedin al sana iki tane daha’ diyebiliyor, Avrupa, Rusya sınırına gönderilen silahlar yüzünden suratını asabiliyor.

Beyaz Saray koridorları Mustang atını da gördü. Boynuna ipi geçirip ehlileştirirler yakın zamanda. Olmadı ‘vururlar’ olur biter.


Musa Özuğurlu Kimdir?

Gazeteci. Mesleğe 1994 yılında başladı. Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010 yılında TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalışmaya başladı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016 yılına kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Serbest gazeteci olarak çalışmaktadır.