YAZARLAR

Obama'nın son oyunu

Rusya ve İran Obama gitsin, yeni bir dönem başlasın diye gün sayıyor. Buna karşılık Obama da Trump’ı Ortadoğu'ya hapsetmeye çalışıyor.

“Topal ördek” Obama, Trump’a enkaz bırakmak için elinden geleni yapıyor. İran’a yaptırım kararlarının 10 yıl daha uzatılması kararını veto etmeyecek. Onca yıldır yaşanan mücadele sonrası yapılan nükleer anlaşma ile hem bölgede tansiyonun düşümesi hem de İran ile ABD arasındaki ilişkinin düzelmesi umutları artmıştı.

Beyaz Saray yaptırımların uzatılmasının anlaşmaya aykırı olmadığını ve etkilemeyeceğini savunuyor. İran tarafı ise kararın anlaşmaya aykırı olduğunu ve cevap vereceğini açıklamıştı.

Haberlere göre kararı imzalayacak olan Obama böylece Beyaz Saray’dan ayrılırken Trump'ın çalışma masasının altına el bombasını da bırakmış olacak.

Trump’ın seçilmesini kabullenemeyen Obama belli ki Trump ile Washington yerine Ortadoğu’da çarpışmak istiyor.

Suriye’de IŞİD’in son birkaç günde gerçekleştirdiği saldırılar sonrası Palmyra’yı tekrar ele geçirmesinin de bununla alakalı olduğu düşünülebilir.

Irak’ta ve Suriye’de üst üste yenilgiler alıp zayıflarken Palmyra’ya yapılan geniş çaplı saldırı başka ne ile açıklanabilir?

IŞİD Irak’tan Suriye’ye geçirdiği binlerce militanı ile Deyrezzor taraflarından Palmyra’ya saldırdı. Bunca yolu geçerken ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri daha önceki saldırıda olduğu gibi IŞİD’i “göremedi.”

Trump Suriye veya kendi bakış açısıyla IŞİD konusunda daha net bir savaş yürütebileceğinin ve bu amaçla da Rusya ve İran ile işbirliğinin sinyallerini vermişti.

Belli ki Trump’ın IŞİD’İ gerçek hedef tahtasına koymasına en büyük muhalefet Washington’da ve Obama daha şimdiden Trump’ın önünü kesmek istiyor.

Aksi halde IŞİD’e göz yummak veya İran’a yaptırımların uzatılmasının mantıklı olmadığını ABD yönetimi hesaplayamadığını düşünmek gerekir ki bu mümkün değil.

Geriye tek seçenek kalıyor: Obama Trump’a bugüne kadar şekillenmiş ABD dış politikasının dışına çıkmaması için engel çıkarıyor.

Halep’in Suriye ordusu tarafından özgürleştirilmesi sadece Türkiye’yi ve Suudi Arabistan’ı endişelendirmedi.

Esad’ın bunca çabaya rağmen kalacak olması Obama için büyük yenilgi ve Halep Suriye savaşının (Palmyra gibi geçici gerilemeler olsa da) sona ereceği süreci başlattı.

ABD yönetimi bugüne kadar uyguladığı dış politika ve buna bağlı yatırımlarını çöpe atmak zorunda kalacak. Diğer yandan Esad’ın kalması Erdoğan için de kabullenilemez bir durum. Çünkü Esad ve Erdoğan tahterevallinin iki tarafında oturanlar gibi. Biri yükseldikçe diğeri batıyor. Bugünlerde Türk medyasında hükümet motivasyonlu Halep haberlerinin temelinde bu var.

Halep’in Suriye ordusunun kontrolüne girmesi her ne kadar sorun yaşıyor olsalar da Erdoğan ve Kral Selman ile ortaklık yapan Obama’yı harekete geçirdi ve saldırı yapılabilecek tek cephe olan Palmyra çevresi harekete geçirildi.

IŞİD ile mücadelenin de aslında bir enstürman olarak kullanıldığı düşünülecek olursa aynı silahın Suriye’ye dönmesi Obama için Esad’ın bir cepheyi daha kaybetmesi demek.

Obama ABD’nin dış politikasının bugünlerini yakan adam olarak geçecek Amerikan tarihine. Ama belli ki bununla da yetinmiyor ve Trump için yorganı yakmayı göze almış.

Yoksa herkesin yok olmasını istermiş gibi yaptığı, ölmek üzere olan IŞİD’in yeniden canlanmasına göz yumulmasının başka ne amacı olabilir.

Obama giderayak son kazığını da atıyor. Hem Trump’a hem de Ortadoğu barışına.

Peki Palmyra’nın IŞİD tarafından tekrar alınması Suriye’deki savaşın gidişatını etkileyebilir mi? Hayır.

Palmyra bu savaşta stratejik değil sembolik önemi olan bir yer. Tıpkı Rakka gibi. Suriye açısından askeri kayıp sayılmaz. Dolayısıyla ordu öncelikli yerler olan İdlib, Dera, Şam kırsalı gibi yerlere yönelmeyi sürdürecek.

Palyra saldırısı Türkiye’nin El Bab’taki işini kolaylaştırıyor aynı zamanda. Ancak bu da Türkiye’nin o bölgeden çekilmesini geciktirmekten başka işe yaramayacak.

Erdoğan’ın desteklediği ÖSO adı altındaki silahlı gruplar da İdlib harekatı başladıktan sonra Halep’teki militanların kaderini paylaşmaktan kaçamaz.

Diğer yandan Türkiye destekli grupların El Bab’a yönelik son günlerde artan saldırıları Halep sonrası daha da hızlanacak olan süreci geçici olarak yavaşlatabilir ama durduramaz.

Kürtler iki bölgeyi birleştirebilir anlamında değil bu, Türkiye ve desteklediği gruplar eninde sonunda oradan çıkmak zorunda kalacak.

Obama’nın son hamleleri bu hesaplar içinde atılan menzili düşük kurşunlardan ibaret. O da savaşın sonunu görüyor ama gitmeden önce Trump’a da bir tane sıkayım derdinde.

Rusya ve İran ise Obama gitsin ve yeni soluklu bir maraton başlasın diye gün sayıyor. Buna karşılık Obama da Trump’ı Ortadoğu'ya hapsetmeye çalışıyor.

Bakalım bu oyun tutacak mı?


Musa Özuğurlu Kimdir?

Gazeteci. Mesleğe 1994 yılında başladı. Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010 yılında TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalışmaya başladı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016 yılına kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Serbest gazeteci olarak çalışmaktadır.