YAZARLAR

Çocuk etiyle beslenen çakallar: Beyaz Miğferler

Suriye iç savaşı, dünyanın gördüğü en korkunç iç savaşlardan biri... Bir vekalet savaşı olduğundan, pek çok farklı tarihsel hesaplaşma, bu ülkede bir kez daha gündeme geliyor. Bu öyle bir ‘iç savaş’ ki, ne hikmetse katliam yapan çetelerin pek çoğu bu ülkenin vatandaşlarından oluşmuyor. Eğitilmiş, donatılmış İslam coğrafyasının pek çok köşesinden ve bunun yanı sıra Batı’daki ‘gurbetçilerden’ oluşturulmuş, laboratuvarda geliştirilmiş bir orducuklar koalisyonu, yaklaşık 400 bin kişinin ölümüne yol açan bir savaşı tetikliyor. Bu çok kirli bir savaş... ABD, AB ve kendini ‘küçük emperyal’ olarak hisseden bölgenin birkaç ülkesinin müsebbibi olduğu bir insanlık suçu söz konusu olan...

Bilfiil cephede süren savaş çok kirli, IŞİD ve diğer cihatçıların kimyasal silah kullandığı iddiaları ortada, ama örtbas ediliyor. Kafa kesmek, çoluk çocuk, kadın, genç-yaşlı demeden toplu katliamlar, tecavüzler, kadınları ve çocukları savaş ganimeti saymalar ve köle pazarları... Ve daha kimbilir ne iğrençlikler... Bir gün Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, nasıl bir cehennem yaşandığını göreceğiz. Bu yüzyılda belgelenmemiş ve paylaşılmayacak hiçbir gerçek kalmayacak.

Ama savaşın toz dumanında, bir kirli savaş daha var ki, en az cephelerde süren gerçek savaş kadar rezil... Dezenformasyon savaşı diyelim adına ya da manipülasyon... Dünyanın gözleri önünde yaşanan bir savaşta, kamuoyunu yönlendirme amaçlı, ahlaki ve insani hiçbir temeli olmayan bir savaş bu. Kurşun yerine fotoğraf, bomba yerine video kullanılıyor bu savaşta... Ve bunu yapanlar da, tıpkı biraz önce sözünü ettiğimiz küçük orducuklar gibi, laboratuvarlarda üretilmiş ‘medya’ grupları... Çocukları hedef seçiyorlar ya da yaşlıları ve kadınları...

Son günlerde gözlerimizin önünden gitmeyen, cihatçıların kontrolündeki Doğu Halep'te, bir hava bombardımanından kurtulduğu söylenen beş yaşındaki Umran Dakniş’in videosu ve fotoğrafı da böyle bir ekibin üretimi...

YALANLAR VE ÇARPITMALAR

Umran, kendisini kurtaran bir kişi tarafından yeni ve temiz bir ambulansa götürülüyor, bir koltuğu oturtuluyor. Küçük çocuk, kafasının sol tarafından kanlı bölgeye dokunuyor, eline bakıyor, sonra elini koltuğa siliyor. Tüm bu süre boyunca, Umran’ın bir şokta olduğu izlenimi alıyorsunuz. Bu görüntülerin devamı var.

Umran’dan sonra bir başka çocuk, bu sefer kan olmadan, enkaz altından çıkartılıyor ve ambulansa konuyor. Hemen arkasından orta yaşlı bir adam, üstü başı toz içinde, Umran’ınkine benzer bir yarayla... Ve sonra, kadraja ‘White Helmets’ (Beyaz Miğferler) giriyor. Aynı anda fonda, tekbir getiren bir kalabalık.

Önce şu el Kaide ile organik bağı olan savaş çakallarını bir tanıtayım: Beyaz Miğferler’in kurucusu eski bir İngiliz subayı James Le Mesurier... Mesurier’nin, Blackwater türü kirli savaşların baş oyuncusu kiralık katillerden oluşan bir şirkette paralı asker olduğu iddiaları var. Bu ‘sivil inisiyatifi’ fonlayanlar arasında ise Beşar Esad’a karşı Batı müdahalesini savunan bir halkla ilişkiler firması, Purpose Inc. bulunuyor. Purpose Inc.’in bağlantılı olduğu isimlerden biri de ‘renkli devrimler’in finansörü George Soros. Purpose’un eş kurucusu, Soros'un kuruluşu Açık Toplum Vakfı ile bağlantılı bir  grup olan Avaaz’ın da kurulmasına yardım etmiş olan Jeremy Heimans... Avaaz, Suriye'de ‘uçuşa yasak bölge’ taleplerini gündeme getiren ve propagandasını yapan bir kuruluş! İşte karşınızda Beyaz Miğferler denen, uluslararası bir terör organizasyonun tiyatro trupu!..

KATİLLERLE SELFIE VE EZBERE SÖZLER

Bu görüntüleri çeken ve servis eden Mahmud Ruslan... Ve o da Beyaz Miğferler’in orada bulunduğunu doğruluyor. Raslan’ın foto muhabiri olarak kariyeri bir muamma... Ancak, başka bir kariyeri olduğuna ilişkin ipuçları var; sosyal medya bu affetmez; bir selfie’sinde Nureddin Zengi Tugayları ile beraber... O kadar çok böyle çete var ki, bir fikir vermesi için eylemlerinden birini hatırlatalım size; birkaç hafta önce Filistinli bir çocuğun kafasını kesen katil sürüsü vardı ya, işte bu tugay denen bu! Bu Selfie’nin sahibi sözde foto muhabiri, büyük olasılıkla bir yerde birilerinin ezberlettiği bir cümle kuruyor AP’ye, Umran’ın görünütleri sebebiyle yapılan röportajda: “Bu çocuk, Suriye'deki tüm çocuklar gibi masumiyetin sembolü”... Ama kankaları, birkaç hafta önce bir çocuğun kafasını gövdesinden ayırmış!

VİDEODAKİ MAKYAJLAR

Bu ve bunun gibi dezenformasyon timlerinin varlığını bilen pek çok kimse, bu görüntülerin analizini yapmayı ihmal etmedi. Birkaç sonuç bir montaj olduğu şüphesini yaratıyor. Söz gelimi gerek Umran gerekse sonradan görüntüye giren kişinin başında kan izleri vardı, ama kanama yoktu. Bu analizi yapan kişi aynı zamanda bir ambulans şoförüydü ve kafa yaralanmalarında ciddi ve uzun süreli kanama olduğunu bilecek kadar deneyime sahipti. Bunun yanı sıra kanamayı durduracak bir bandaj da yapılmamıştı Umran’a... Üstelik ambulanstayken! Yine aynı analizde birkaç gerçek kafa yaralanmasıyla bir kıyas yapılınca, şüpheler iyice arttı. Ve orada Beyaz Miğferler vardı, bugüne kadar pek çok sahte ‘çocuk kurtarma’ operasyonunu sahneye koyan ekip! 26 Mayıs 2016 tarihli bir videoda, Beyaz Miğfer üyesi bir kurtarıcı, moloz yığınlarını eliyle kazarak bir kız çocuğunu kurtarıyor! Çocukta yara bere yok, elinde de oyuncağı...

Bugüne kadar böyle onlarca video ve fotoğraf servis edildi. Bir bölümünün sahte olduğu hemen anlaşıldı ama sahte olduğunu anlatana kadar kamuoyu yönlendirilmişti bile... Bir bölümünün sahte olduğu bile anlaşılmadı. Ve ne hikmetse hep katil ‘renkil devrimler’e direnenlerdi. Bu arada yüzlerce Alevi kadın ve çocuğa tecavüz eden tekfirci selefi çetelerin tek bir katliamının fotoğrafını ya da videosunu paylaşan herhangi bir Batılı medya kuruluşuna pek rastlamadık. Birkaçı kamuoyuna ulaştığında ise anlı şanlı medya kuruluşları hemen karalama kampanyasına girişti.

HA BOĞAZ KESEN BIÇAK, HA KURGU FOTOĞRAF

Bu kirli savaş hem sahada toprakları kana buluyor hem de tüm dünyanın zihnini pisliklere... Takiyyeyi bir iletişim politikası olarak benimsemiş tekfirci selefisinden İhvan’ına tüm Ortadoğu’nun pan-İslamistleri ile dezenformasyon ve manipülasyonun piri post-emperyalist medya şeytana dudak uçuklatıyor. Savaş meydanının çakalı bol olur, kimisi sivildir, kimisinin elinde keskin bir bıçak vardır. Ama hepsi aynı soysuz türdendir! Ha el Nusra, ha Beyaz Miğferler... Ne fark eder?