YAZARLAR

Yerli futbol heyecanımın içine FETÖ sızdı

Eskiden atananları atayanların yeni atadığı kişilerin FETÖ üyesi olup olmadığını nasıl bilebiliriz, eskileri atayanların yeni atadıklarına nasıl güvenebiliriz? Siz de mi kandırıldınız?

Spor Toto Süper Lig Turgay Şeren Sezonu ve TFF 1. Lig dün oynanan Adanaspor-Bursaspor ve Denizlispor-Bandırmaspor mücadeleleri ile başladı. Liglerin başladığına dair ufak bir heyecan duyan var mı? Sadece STSL'nin heyecan yaratıp yaratmadığına dair bir soruyla küçük çaplı bir anket yaptım dün kendi Twitter hesabımdan. 2 saat açık kalan ankete 29 kişi cevap verdi. Sonuçlar, Ne lig mi başladı? (9), Heyecan mı bıraktılar (9), Heyecanlıyım (6), Heyecansızım (5), şeklinde sıralandı. Türkiye'de futbol sezonunun en üst seviyesinin başlamasının farkında olmayanların çoğunlukta olması şaşırtmadı. Zaten yıllardır heyecan veren bir Süper Lig takip izleyemiyoruz. Bu yılki heyecan vermeme, ligin başladığını farkedememe durumu elbette ki malum sebeplerden. Tabii ki Olimpiyat Oyunları'yla aynı zamana denk gelmesi ve spor kültürü gelişkin Türk insanının Olimpiyat Oyunları'na gösterdiği ilgi bu sebep(!), diyemiyorum.

ATANANLAR ŞÜPHELİ PEKİ YA ATAYANLAR?

15 Temmuz'dan sonra devletin ve ülkenin tüm kurumlarında başlayan FETÖ temizliği futbola da 31 Temmuz'da sıçradı. Liglerin başlamasına 20 gün kala TFF'nin tüm kurulları istifa etti. “Yürütülmekte olan güvenlik incelemesinin selameti için Federasyonumuz tarafından atanan tüm kurulların (Tahkim Kurulu, PFDK, UÇK, Etik, Kulüp Lisans, MHK, Temsilciler Kurulu, Sağlık Kurulu, Dopingle Mücadele Kurulu, Engelliler Koordinasyon Kurulu ve Dış İlişkiler İcra Kurulu) başkan ve üyeleri istifalarını Federasyonumuza sunmuştur” resmi açıklamasıyla 105 kişinin istifa gerekçesini öğrendik. Daha sonra sağlık kurulları da istifa etti. Liglere bir süre kurulsuz hazırlandık yani. Ve fakat burada bazı sorular geliyor akla, bu atanan kurullardaki görevliler FETÖ soruşturması nedeniyle istifa etmişse, bu kurullardakileri atayanlar neden görevlerindeler? Bu çelişki nasıl açıklanabilir? Belki liglerin başlamasına kısa bir süre kala seçime gitmek bir kaosun oluşmasına yol açabilir düşüncesiyle yönetim kurulu olarak istifa kararı alınmamış olabilir. Peki zaten bütün kurulların istifa etmesi ve yerlerine 5 gün içinde yeni kurullar oluşturulması yeteri kadar kaotik bir ortam yaratmıyor mu? Eski atanmışların FETÖ üyesi olabilme ihtimali varsa atayanların burada sorumlulukları yok mudur? Eskiden atananların suçu olup olmadığı belli değilken neden istifa ettiler ya da istifa ettirildiler? Suçları yoksa suçlu gibi algılatılmış olmalarının sorumluluğunu kim alacak? Eskiden atananları atayanların yeni atadığı kişilerin FETÖ üyesi olup olmadığını nasıl bilebiliriz, eskileri atayanların yeni atadıklarına nasıl güvenebiliriz? Siz de mi kandırıldınız? Bunlar suçlama değil. Benim gibi çoğu kişinin aklına takılan sorular. Zaten yıllardan beridir bu futbol ortamında belirli bir güvensizlik var, yaşanan bu olaylardan sonra bu güvensizliğin daha da büyüdüğü bir ortamda futbol sezonunu açtık.

İTİRAFÇILARLA FUTBOL TEMİZLİĞİ

TFF kanadında bu tür gelişmeler yaşanırken televizyon kanalları da FETÖ'nün futbola nasıl sızdığına dair programlarla liglere hazırlık yaptı. CNNTürk'te Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu Türkiye'nin Gündemi programına katılan Said Alpsoy'un açıklamaları ilk büyük etkiyi yarattı. Bir dönem Futbol İmamlığı yaptığını söyleyen itirafçı Alpsoy'un söylediklerinin çoğu zaten bilinen şeylerdi. İtirafçıların sayısı belki de biraz da cesaretle gün geçtikçe de arttı. A Haber'de 17 Ağustos günü Salih Nayman'ın sunduğu Gece Ajansı programında söylenenler çok daha çarpıcıydı. Zira Alpsoy'un dediklerine nazaran bir kısmı önemli iddialardı. Öncelikle Rıdvan Dilmen'le başlayalım. Bir önceki paragrafta ilettiğim endişeli sorulara benzer şekilde, “TFF düğmeye bastı, tüm kurumları denetliyor. Federasyon yönetimi incelenmiyor ama!” açıklamasını yaptı. Hakan Şükür'le aynı dönemde Galatasaray forması giyen Mustafa Kocabey, “FETÖ terör örgütü, Türk futbolunun kalitesini bitirdi. Bunlar TFF'ye, Tahkim Kurulu'na sızdılar. Kendi adamları ceza kuruluna verilince kurul tarafından affedildiler” iddiasını ortaya koydu. Giray Bulak çok daha çarpıcı bir iddia attı ortaya: “Futbolda bugün 14 yabancıya dönülmesi, başarısızlığın olması, paranın çarçur edilip dışarı pompalanması hep FETÖ yapılanmasının eseridir.” Giray Bulak'ın özellikle 14 yabancı kuralı iddiasına bakarsak Fatih Terim'in de FETÖ'nün bir parçası olduğu çıkarımını da yapmak mümkün. Terim cephesine cevap hakkı doğuyor burada ama henüz ses yok. Ülke futbolunda yıllardır süren başarısızlığın da sorumlusu sonunda Giray Bulak'ın açıklamaları sonrasında bulundu. Kimmiş? Aynen! Doğru tahmin ettiniz? Onun da sorumlusu FETÖ'ymüş. Liverpool'un 1990'dan bu yana kendi liginde şampiyon olamamasının sorumlusu bile FETÖ iken (!)* Türk futbolunun kötü gidişatının nedeni neden FETÖ olmasın?

SÜPER LİG BAŞLADI HABERİNİZ OLSUN

Ligler başlarken futbol dünyasıyla ilgili yapılan açıklamalardaki FETÖ vurgusu, maçlardan sonra da artarak devam eder mi? Eder. Bir hakemin vereceği bir karar sonrası, bir futbolcunun kırmızı kart görmesi nedeniyle takımını yalnız bırakmasının, teknik direktörün takımı kötü yönetmesinin ardından ve çoğaltılabilinecek bir çok olumsuzluğun nedeni FETÖ olacağa benziyor. “Şu hakem zaten şu marketten alışveriş yapıyormuş!” demek bile aradaki bağı açıklamaya yetecek gibi. Maç sonu açıklamalarına bile, “Talihsiz goller yedik. FETÖ bize bugün beddua etmiş, kalemize ateşler salmış olabilir... Takım içine sızan FETÖ nedeniyle maçı kaybettik...” ifadeleriyle yansıyabilir.

Lige dair herhangi büyük bir beklentim ve büyük bir heyecanım uzun yıllardır yok. Ancak şu son yaşanan olaylardan sonra yapılan açıklamalar nedeniyle hiçbir heyecan hissedemiyorum. Bu ortamda hazırlanılan Süper Lig'e sokaktaki insanın herhangi bir ilgi duyamamasını da anlamakta güçlük çekmemek gerek. Benim bile dün geldi aklıma Süper Lig'in başladığı. Adanaspor-Bursaspor maçıyla başladı Süper Lig. Ben de bu yazıyı aslında ülke futbolunun son günlerde içinde bulunduğu kaotik itirafçılık yarışmasını yazmak için değil “Süper Lig başladı haberiniz olsun” demek için yazdım. Ama yazımın içine sızan FETÖ bu haberi gölgede bıraktı. Tek sorumlu sensin FETÖ! Yıllardır bizi nasıl kandırmışsın da yeni anladık.

Bu ortamda nasıl futbol izleyebileceğiz bilemiyorum ama yerli futbol sezonu herkese hayırlı olsun.

* Hakan Şükür'le yanyana oturduğu görülen bir sohbette Fethullah Gülen, Liverpool'u sevmediğini söylüyor.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.