Vicdan azabı halüsinasyonları
Halüsinasyonları zihnin davetsiz misafirleri olarak adlandırıyor Oliver Sacks. Sevdiklerimizin ölümünün, hasretinin tetiklediği halüsinasyonlar dışında, suçluluk duygusundan dolayı meydana gelenlerden de bahsediyor. Yakınlarımızı ya da çok şeyimizi kaybetmemize sebep olanlar vicdan azabı halüsinasyonları görüyor mudur?
Meseleler ikiye ayrılır. Zihne musallat olanlar, kalbe musallat olanlar. Adını, şu meşhur “Gölge etme başka ihsan istemem” cümlesini söyleyen Diyojen’den alan sahafta bir Oktay Akbal kitabı: İnsan Bir Ormandır. Can Yayınları baskısı. Kapağı açar açmaz bir not. “İnan seni tanımak, seni sevmek, seninle dost olmak çok güzeldi. Bu güzelliğin sürmesi dileğiyle... 2 Ocak 1988 Cumartesi. Nesli”. İşte kalbe musallat olan meselelerden biri.
Evlilikte mutluluğu bulamayan bir insanın dramını anlatan romanın birinci sayfasına yazılan bu cümleler karakterin kaderini yaşamamak için belki de. Notu yazan, ömrüm bu roman kişisi gibi geçsin istemiyorum, diyor açıkça. Bir başka edebiyatçı, Muzaffer Buyrukçu bu kitaptan etkilenen okurlar arasında. Romanın düşündürdüğünü bir ok gibi atıyor üzerimize. Kim bilir o ok kaç milyon insana saplanır? “Birini istemeyeceksin, ama o istemediğinle, yasalar ve çevre hayır dediği için, ilişkini sürdüreceksin. Neden?” Bizimki gibi ülkelerde bu soruların cevapları apaçık ortada. Bedeli ise yitip giden yaşamlar. İstememe ya da varoluş hakkı bir gelişmişlik göstergesi. Tek insanın bile değerinin olması da.
Buyrukçu’nun yorumunu şuna benzetebilirim: Bir günlüğün olacak, günlerin geçip gidecek ve o akıp giden günlerde yaşadıklarını senin günlüğüne bir başkası yazacak. Üstelik kendi kıt diliyle.
Yazının girişindeki saptamayı biraz daha derinleştirerek başka bir konuya değineyim. Kalbe musallat olanlar geride ne bırakır? Davetsiz misafirleri… Zihnin davetsiz misafirlerini. Kalbe üşüşen tüm duygulardan zihne uzanan bir yol var. Şu an yazıya uzman birini davet etmek durumundayım. Nörolog, yazar Oliver Sacks “Zihnin Davetsiz Misafirleri” makalesinde “geçmiş bir deneyime zorlantılı bir şekilde geriye dönüşü” sağlayan halüsinasyonlardan bahsediyor. Duygu yüklü geçmiş yaşantıların beynin üzerinde silinmez iz bıraktığını ve onu tekrara mecbur bıraktığını söylüyor. Sevilen kişinin yitiminin ardından ya da hasretten, sıladan, acıdan, korkudan… Evet, kalbe musallat olan tüm bu duygulardan zihne uzanan bir yol var. Bir yeri, bir kişiyi yitirmiş olmanın kimi zaman görsel kimi zaman işitsel halüsinasyona sebep olması, insanın ne kadar karmaşık bir varlık olduğunu hatırlatıyor.
Galler’de pratisyen hekimlik yapan W.D. Rees 2000’lerin ortasında, yakın zamanda sevdiğini kaybetmiş üç yüz kişiyle görüşmüş. Bu sayının yarısına yakınının başından yanılsama ya da halüsinasyon geçmiş olduğunu tespit etmiş.
Son zamanlarda çok kişiyi ve çok şeyini yitiren, istediği hayatı sürdüremeyen bizler açısından durum nedir acaba? Bir yanda da daha çok merak ettiğim bir şey var. Oliver Sacks, “suçluluk duygusu”nun da halüsinasyonlara sebep olduğunu söylüyor. Özellikle hayalet halüsinasyonlarının (ölen insanların ruhları) şiddet sonucu meydana gelen ölümle ve suçlulukla ilişkili olduğunun altını çiziyor. Edebiyattan örnekleri sıralıyor. Hamlet’in öldürülen babasının oğluna görünüp nasıl öldürüldüğünü anlatmasını, kendisi de rahatsız edici hayallerle boğuşan Charles Dickens’ın yazdığı Noel Şarkısı’nı hatırlatıyor. Tabii ya! Noel Şarkısı’nın meşhur başkarakteri Ebenezer Scrooge. Unutulmaz bir olaydı. Noel arifesinde üç hayalet tarafından ziyaret ediliyordu. Geçmişin, şimdinin ve geleceğin hayaletleriyle çok yönlü bir yolculuğa çıkıyordu.
Oliver Sacks, H.G. Wells’in birçok hikâyesinde de vicdan azabı halüsinasyonları olduğunun altını çiziyor.
Birkaç satır önce çok merak ettiğim bir şey olduğundan bahsettim. Yakınlarımızı ya da çok şeyimizi kaybetmemize sebep olanlar vicdan azabı halüsinasyonları görüyor mudur? Sanırım en kötüsü de görmediklerine emin olarak yaşamaya devam etmek.
Vicdan azabı halüsinasyonları görmenin insanlığa dair bir umut olabileceği bir ülke işte.
Not:
Oktay Akbal’ın İnsan Bir Ormandır adlı romanı Doğan Kitap tarafından yayımlanıyor.
Oliver Sacks’ın “Zihnin Davetsiz Misafirleri” makalesi yazarın Halüsinasyonlar adlı kitabında yer alıyor. Kitap, Deniz Koç’un çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanıyor. Sacks, vaka öyküleri ve edebiyattan örneklerle zihnin derinlerine iniyor, halüsinasyonları inceliyor.