YAZARLAR

Veda

Nasıl ki her canlı, her kurum er ya da geç ölümü tadacak, her veda, her son da yepyeni başlangıçlara gebe kalacak. Daha eşit, daha özgür, daha demokratik bir ülkede yaşama mücadelesi devam edecek. Şeksiz gümansız, Gazete Duvar bâkî kalan bu kubbede bir hoş seda bıraktı; bana da kendi adıma, “Sürç-i lisan ettimse affola” demek kaldı.

2022 başlarında, Genel Yayın Yönetmenimiz Barış Avşar’ın telefonuyla bir ferdi, bir yazarı ve bir okuyucusu olduğum bu aileden, bu gazeteden sizlere son kez merhaba diyorum. Gazete Duvar yayın hayatına son veriyor; nedenlerini, niçinlerini, nasıllarını hâlâ/henüz yayın hayatına devam etmekte olan haber kanallarından nasılsa öğrenirsiniz; öğrenmişsinizdir de…

İyisiyle, kötüsüyle geçen üç yıl boyunca her hafta, her pazartesi sizlerle birlikte olmaya, dilim döndüğü, aklım yettiğince bildiklerimi, inandıklarımı yazmaya gayret ettim; öncelikle, neredeyse her hafta e-postamı dolduran eleştirileriniz ve övgüleriniz için sizlere, Türkiye’nin aydınlık yüzlerine, teşekkür borcumu ödemek isterim: İyi ki varsınız.

Gazete Duvar çalışanlarına da teşekkür borçlarım var. En tepeden başlayayım: Teşekkürler Barış Avşar, bu gazeteyi soluksuz çıkarttığın için, nazik davetin için.

Ankara, Gazete Duvar’da Nergis Demirkaya’ya emanetti. Her zaman telefonun öteki ucunda oldu; zorlaştırmadı, kolaylaştırdı; teşekkür ederim Nergis Demirkaya. Ve Ankara Gazete Duvar’ın genç ekibi, sizlere de müteşekkirim; sizler de iyi ki varsınız.

Her hafta ama her hafta kahrımı çeken -muhtemeldir ki ben pazar sabahları kargalar kahvaltı etmeden yazımı yazıp gönderdiğim için benden bıkıp telefonunu sessize alan- Beyhan Sunal’a teşekkürden çok daha fazlasını borçluyum. İyi ki sizleri tanıdım dostlar, iyi ki gazetecilik ilkelerinden miskal ödün vermeyen, özgür basının sesi olmaya çabalayan bu ekibin içinde yer aldım. İyi ki yollarımız kesişti ve eminim ki bu ülkenin eşitlik, özgürlük, kardeşlik, demokrasi, insan hakları, dayanışma ve sosyalizm mücadelesi sürdükçe de -bir şekilde- yine kesişecek.

Nasıl ki her canlı, her kurum er ya da geç ölümü tadacak, her veda, her son da yepyeni başlangıçlara gebe kalacak. Daha eşit, daha özgür, daha demokratik bir ülkede yaşama mücadelesi devam edecek.

Şeksiz gümansız, Gazete Duvar bâkî kalan bu kubbede bir hoş seda bıraktı; bana da kendi adıma, “Sürç-i lisan ettimse affola” demek kaldı. Hoşça ve dayanışma ile kalın…

Keyifli günler dilerim…


Mete Kaan Kaynar Kimdir?

1972 yılında Ankara’da doğan Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar, Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını aynı bölümde tamamladı. Çalışmalarına bir süre Westminster Üniversitesi, Centre for Study of Democracy’de misafir araştırmacı olarak devam etti. Halen Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Türkiye siyasî hayatı ve kurumlarının yapısı, tarihsel dönüşümü, işlev ve işleyişlerini konu edinen çeşitli makale ve kitapların yazarlık ve editörlüklerini yapmıştır. Bunun yanında muhtelif gazete, dergi ve haber platformlarındaki güncel yazılarına da devam etmektedir. Mete Kaan Kaynar, Ankara Dayanışma Akademisi Kooperatifi (ADA), Bilim, Sanat Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği (BİRARADA), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 5 Nolu Şube ve Özgür Üniversite gibi kuruluşların gönüllüsü, Devrim Deniz, Umut Nazım ve Ekin Eylem’in babasıdır.