YAZARLAR

Ukrayna savaşının birinci yılı: Elde var barut

Ukrayna lideri Volodimir Zelenski hedefi Kırım dahil işgal altındaki tüm toprakların kurtarılması olarak koyuyor. Fakat savaşın kendilerine sıçramasından korkanların desteği "ölçülü". Menzilin Kırım’a ulaşmasına yeşil ışık yakıyorlar ama Rusya ana karasını yakmanın, silahları temin eden ülkeleri de yakacağı gerçeğini göz ardı edemiyorlar. Savaşı uçundan tutmak, Ukrayna dışına taşmasını önlemek, bir nevi aşı düdüklü tencerede pişirmek... Angajmanın parametreleri bunlar.

ABD’nin Ukrayna’yı 2014’ten beri neo-faşist damardan girerek hazırladığı ancak kırmızı çizgileri aşındırılan Rusya’nın 24 Şubat’ta fiili işgalle resmen başlattığı savaş bir yılı geride bıraktı.

Ağır yıkım ve kayıplarla süren savaşın nasıl sonlandırılacağına dair tarafların elinde bir çıkış planı yok. Ocaktan beri Ukrayna’nın ateş gücünü artırmak için yeniden harekete geçen Batı kanadı, Kiev’in topraklarını geri alabileceğine dair zerre inanca sahip değil. Haliyle ABD’nin "son Ukraynalı askere kadar" savaşın sürdürülmesini istediği çıkarımı geçerliliğini koruyor. NATO-Rusya arasında bir vekâlet savaşına gönülsüz destek olanlar utangaç şekilde "toprağa karşı barış" formülünü pişirmeye çalışsa da süreci hala Amerikan/Anglo-Sakson ekseni domine ediyor.

ALMANYA TESLİM OLURKEN...

Biden’ın "Maidan Provokatörü" eski Kiev Büyükelçisi Victoria Nuland’ı Dışişleri Bakan Yardımcılığı’na getirmesi başkan yardımcısı olduğu dönemden yarım kalan planların peşinde olduğunun teyidiydi. Biden yönetiminin, Batı Avrupa’yı potaya sokmak için Kuzey Akım I ve II’yi patlatmayı savaştan çok önce kafaya koyduğu ortaya çıktı. Gazeteci Seymour Hersh’in iddiasına göre Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Aralık 2021’de Genelkurmay, CIA, Dışişleri ve Hazine Bakanlığı’ndan müteşekkil görev gücünden Kuzey Akım’ı yok etmek için plan geliştirmelerini istedi. 7 Şubat 2022’de Biden, Beyaz Saray’da Almanya Başbakanı Olaf Scholz’la basın toplantısında "Rusya işgal ederse Kuzey Akım-2 diye bir şey kalmayacak" dediğinde sabotaj planı bir aydır hazırdı. Scholz, Almanya’ya karşı da savaş nedeni sayılacak bir saldırganlığı içine sindirmişti. Operasyon Panama City’de eğitim almış dalgıçlarla gerçekleştirildi. Dalgıçlar ağır ekipmanlar olmadan 100 metreye kadar dalabiliyorlardı. Norveçliler Bornholm Adası açıklarında 80 metre derinliğinde bir nokta buldu. Haziranda iki dalgıç dört boru hattına patlayıcıları yerleştirdi. Operasyonu kamufle etmek için bölgede 12 günlük mayın tatbikatı icra edildi. Eylül 2022’de Rus işgali altındaki dört bölgenin referandumla Rusya’ya katılma kararının ardından bombalar uzaktan kumandayla patlatıldı. Batı Avrupa ayazda bırakıldı, Amerikan LNG devleri ceplerini doldurdu. NATO kanadında savaşa mesafeli duranlar Amerikan-İngiliz planlarına teslim oldu. Son olarak Almanya’nın Leopard direnci de kırıldı. Almanya’nın vaadi, 14 adet Leopard 2 tankına ilaveten 160 adet Leopard 1 tedarikini içeriyor. Scholz Amerikan baskısına "Müttefikler de gönderirse..." diyerek direniyordu. ABD’nin 31 Abrams, Fransa’nın 30 Leclerc tankı gönderme kararıyla Almanya yola getirildi. ABD’nin Abrams tanklarını bir yıldan önce teslim edemeyeceği, Fransa’nın da elinde tank kalmadığı açıklanınca Scholz’un oyuna getirildiği anlaşıldı. Almanya bu süreçte koalisyondaki savaş partisi Yeşillerin de etkisiyle kendisini en fazla aşağılatan ülke oldu. Berlin’in geri adımı, Rusya lideri Vladimir Putin’e "Bir kez daha Leopardlarla tehdit ediliyoruz" diyerek Nazi göndermesi yapmasına fırsat verdi.

SAVAŞIN AMA BARIŞ İÇİN FEDEKÂRLIĞA DA HAZIR OLUN...

Bütün bunlarla baharda bir tırmanış hedefleniyor. Beri tarafta savaşın sürdürülemeyeceğine dair endişeler artıyor. Ukraynalıların hesapsız cephane tüketmesinden şikayetçi olanlar, Avrupa’nın silah stokunu kısa sürede yenileyemeyeceğini belirtip ulusal cephaneliğinin boşaltılamayacağı uyarısı yapıyor. Tabii silah sanayii bütün aç gözlülüğüyle savunma harcamaları artsın diye bastırıyor.

Ukrayna lideri Volodimir Zelenski hedefi Kırım dahil işgal altındaki tüm toprakların kurtarılması olarak koyuyor. Fakat savaşın kendilerine sıçramasından korkanların desteği "ölçülü". Menzilin Kırım’a ulaşmasına yeşil ışık yakıyorlar ama Rusya ana karasını yakmanın, silahları temin eden ülkeleri de yakacağı gerçeğini göz ardı edemiyorlar. Savaşı uçundan tutmak, Ukrayna dışına taşmasını önlemek, bir nevi aşı düdüklü tencerede pişirmek... Angajmanın parametreleri bunlar.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un "savaşı Rus topraklarına taşımaya karşı oldukları", "Rusya’nın ezilmesi değil yenilmesini istedikleri", "savaşta hiçbir tarafın tam olarak galip gelemeyeceği" ve "çatışmaların askeri olarak sonuçlanmayacağı" yönündeki sözleri boşuna değil.

Ukrayna’yı üyelik yoluyla NATO’nun koruma kalkanı altına alamazlar. AB’ye üyelik vaadi de yalan. Toprak bütünlüğü dahil tonlarca sorunu AB’nin içine taşımazlar. Ukrayna bir Kıbrıs değil.

"Küçülmüş bir Ukrayna" üzerinden ateşkes ya da barış seçeneğine pek çoğu zihnen hazır. ABD de günün sonunda bu noktaya gelebilir ki bunun dair işaretler yok değil. Sözgelimi İsviçre’de Neue Zürcher Zeitung gazetesi Biden’ın ocakta CIA Direktörü Burns’e Moskova ve Kiev’e Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20’sini kaybetme koşuluyla barış önerisi için çalışma talimatı verdiğini öne sürmüştü. Haber yalanlasa da Amerikan yönetiminin işlerin kontrolden çıkması ihtimaline karşı alternatif senaryoları da düşündüğüne işaret ediyor. 2014’te referandumla Rusya’ya katılan Kırım üzerindeki iddiadan vazgeçip 2022’de işgal edilen toprakların iadesi üzerinden bir anlaşmayı pişirenler olabilir.

BIDEN’IN KİEV ZİYARETİ VE PUTİN’İN ULUSA SESLENİŞİ

Savaşın birinci yıldönümünde Biden gizlice Kiev’e gidip Zelenski’nin sırtını sıvazladı. 500 milyon dolarlık yeni silah yardımı sözü verdi. Ama Zelenski’nin istediği uzun menzilli füzeler ve jetler yine listeye girmedi. Biden gösterisini Rus karşıtı cephenin temerküz noktası Polonya’dan sürdürdü. Polonya ileri aşama niyetleri de yansıtan bir ayna. Rusya Federasyonu’nun dekolonizasyonu planları burada pişiriliyor. Çeçenler, Tatarlar, Buryatlar ve Başkurtlar başta olmak üzere nüfusu ‘ulus’ olmaya yetecek unsurları bağımsızlaştırma, böylece Rusya coğrafyasını parçalama... Her coğrafyaya yönelik “özgür ordu” fikri burada demleniyor. Bir de Polonya, Romanya ve Baltık ülkelerinin Kiev’le birlikte ‘kolektif doğu’ fikrine taraftar arıyor. Kolektif NATO’nun göze alamadığı bir yol.

Yıldönümünde Putin’in ulusal sesleniş konuşması da merakla bekleniyordu. Putin ateşi büyütme planlarına karşı "Ukrayna’ya ne kadar uzun menzilli silah sevk edilirse tehdidi sınırlarımızdan o kadar uzaklaştıracağız" yanıtını verdi. Daha önce tehdidi sınırlardan uzaklaştırmak için tankları ileri sürmeleri gerekmediğini söylemişti.

Putin ayrıca savaşı kendilerinin başlatmadığı, Batı’nın Rusya’yı yok etme planından vazgeçmediği, bunun için Neo-Nazileri kullanmaktan çekinmedikleri ve Ukrayna'yı koçbaşı olarak kullandıklarına dair retoriğini tekrarladı.

Devletin kontrolünün artacağı yeni ekonomik şemayı çizdi. Rusya’dan çalıp dışarıda yatlara ve saraylara yatırım yapan oligarkların mallarına çökülmesine üzülmediğini de vurguladı. Yeni olan, Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’nı (START) askıya alma kararıydı. Blinken "Son derece talihsiz ve sorumsuzca" diye tepki gösterdi. ABD, Trump zamanında anlaşmadan çekilmiş, Biden yönetimi geri dönmüştü. Putin “ABD (nükleer silah) testleri yaparsa, biz de yaparız. Hiç kimse küresel stratejik eşitliğin yok edilebileceği gibi tehlikeli bir yanılsamaya kapılmasın" diye ekledi. Bu hem Batı’dan daha fazla kopuş hem de tırmandırmanın nükleer boyutuna dair bir ithar...

ÇİN’İ KUŞATMA ÇABASI VE PEKİN’İN ATEŞKES BELGESİ

Yine yıldönümünün hemen öncesinde 17-19 Şubat’ta düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı da duruş belirten ya da duruşları örten söz cambazlıklarına sahne oldu.

"Casus balonu” kriziyle Pekin ziyaretini iptal eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Münih’te Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Dışişleri Direktörü Wang Yi ile görüşmesinde Çin’i Ukrayna denkleminden uzak tutma çabası öne çıktı. Belli ki Ukrayna’ya tank sevkıyatları ve yeni yaptırım paketlerinin yıkıcı etkisini garantilemek için Çin’i Rusya’dan uzak tutmayı çok önemsiyorlar. Blinken birkaç kez Çinli şirketlerin Rusya’ya ölümcül olmayan destek sağladığını ancak yeni bilgilere göre Pekin’in ölümcül destek de sağlayabileceğini öne sürdü. Pekin’i "İlişkilere ciddi yansıması olur" diye uyardı. Çin Dışişleri, Çin-Rusya ortaklığının "bağlantısızlık, çatışmama ve üçüncü şahısları hedef almama" temelinde kurulduğu belirtip ABD’yi ateşe yakıt dökerek çatışmalardan yarar sağlamak ve yalan haber yaymakla suçladı. Wang Yi ise “Savaşın yakında bitmesini istemeyen güçler var" deyip Avrupa'yı savaşı durdurmak için sakince düşünmeye davet etti.

Çin’in tüm tarafların toprak bütünlüğünü esas alan, Rusya’nın güvenlik kaygılarını hesaba katan ve Kiev’e askeri silah sevkıyatının noktalanmasını içeren çözüm belgesi üzerinde durduğu konuşuluyor. Çin Rusya ile enerji, hammadde ve savunma ortaklığından vazgeçmeden Batı ile ilişkileri korumaya çalışıyor. Fakat Çin, Rusya’dan sonra sıranın kendisinde olduğunu görüyor. Ne Rusya için Batı ile ilişkilerini, ne de ABD için Rusya ile ilişkilerini yakabilecek durumda. Wang Yi, Avrupa’daki temaslarından sonra Moskova’ya geçti ve ‘yıpratma savaşına’ karşı dayanışma görüntüsü verdi. Wang Yi çözüm belgesini de sunmuş olabilir. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in öngörüldüğü gibi nisan ya da mayısta Moskova’ya giderse arabuluculuk teklifi ciddiye binebilir.

Putin şu aşamada sadece Kırım’ın yanı sıra ilhak edilen Donetsk, Lugank, Zaporoje ve Hersov’un Rusya toprağı sayılması halinde müzakereye oturabileceği sinyalini veriyor. ABD ve Britanya’nın uygulamasını sabote ettiği Minsk Anlaşmaları, Donetks ve Luhanks’a özerklik içeren bir anayasal değişikliği gerektiriyordu. Minsk’e dönüş bu aşamadan sonra Rusya için bir seçenek olarak durmuyor. Putin’in Aralık 2021’de yaptığı teklif de Ukrayna’nın tarafsızlığının temin edilmesi, Rusya’nın güvenlik kaygılarının giderilmesi ve NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlememesini içeriyordu.

HESAP HATALARI VE ÇATIŞMADA SONSUZLUK

Rüzgarı baharda Ukrayna’dan yana döndürme hesapları bir yılın verdiği sonuçları göz ardı ediyor. Savaşın ilk aşamasındaki hezimetler, Kiev’in kapılarından dönülmesi ve ardından Herson’daki şaşırtan çekilmeden sonra Rus ordusunun Ukrayna’da tutunamayacağı öngörülüyordu. Yaptırımların Rusya’yı felç edeceği düşünülüyordu. Biden, Putin’i parya haline getirmeyi vadetmişti. Lakin Baltıkları NATO’ya itme ve ittifakı toparlama dışında hedefler tutmadı. Putin’in Batı Avrupa’nın ABD-İngilizlere göre hizalanmayacağı, ABD’nin tek taraflılığından travma geçiren NATO’nun yekpare davranamayacağı, Kiev’de rejim değişikliğinin tetikleneceği, Ukrayna için ulusal seferberliğin olmayacağı, Rus güçlerinin Odessa’ya kadar gidebileceği yönündeki hesaplarının tutmaması gibi.

Fakat Rusya Afrika, Orta Doğu, Latin Amerika ve Asya’daki dostlarını kaybetmedi. Hatta Avrupa’da bazı utangaç dostlarını koruduğunu da söylenebilir. Petrol, doğalgaz ve değerli madenleriyle devasa bir coğrafyanın dayanma kapasitesinin yüksek olduğu görüldü. Putin “varoluşsal bir savaş verdiklerine” dair söylemiyle tonlarca sıkıntı yaşattığı Rus halkından rıza üretebiliyor. Rus ekonomisindeki daralma yüzde 2,5 ile sınırlı kaldı. Rusların katastrofik bir yenilgiyi önlemek için nükleer silahlara başvurabilir değerlendirmesi yapılsa da geçen bir yılda Rusya’yı bu eşiğe getiren bir tablo oluşmadı.

Buna karşın GSYİH’si 200 milyar dolardan 130 milyar dolara düşen Ukrayna ekonomisi çöküş yaşıyor. Ukrayna’ya mali destek kaybettiklerinin yarısını karşılamıyor. Üstelik yardımlar ülke üzerindeki ipoteği büyütüyor. Tabii, Nuland’a bakılırsa paniğe gerek yok; savaş bitse de ABD, Ukrayna’yı Rusya’ya karşı bir kaleye dönüştürmeye devam edecek. Bu kararlılık sıfırdan ordu kurma, hava sahasını yenilmez kılma ve sınırları tahkim etmeyi içeriyor.

ABD’nin müttefikleri Rusya’nın yenilgisine odaklı bir hedefle hizalama çabası ne kadar daha işe yarayabilir? Ukrayna’nın Avrupalı dostları kayıpların kalıcı olduğunu içten içe kabulleniyor. Açıkça dillendiremedikleri bir çıkış var: “Toprağa karşı barış.” Bunu erkenden söyleyen aforoz ediliyor. Onlar adına birilerinin bunu pişirmesini bekliyorlar. Ukrayna masaya kaybederek oturacak, bu kesin, bari çaresizce bir teslimiyet olmasın! Destekleri bunu garantilerse ne ala! Ukrayna bitmeden Moldova/Transdinlester dosyası da açılıyor. Deprem gibi jeostratejik fay hatları birbirini izliyor.


Fehim Taştekin Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1994’te başladı. Yeni Şafak, Son Çağrı, Yeni Ufuk, Tercüman, Radikal ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabirlik, editörlük ve dış haberler müdürlüğü yaptı. Ajans Kafkas’ın kurucu yayın yönetmeni olarak Kafkasya üzerine çalışmalar yürüttü. Kapatılıncaya kadar İMC TV’de “Doğu Divanı”, “Dünya Hali” ve “Sınırsız” adlı programların yanı sıra MedyascopeTV ve +GerçekTV’de dış politika programları yaptı. BBC Türkçe’nin analiz yazarları arasında yer alıyor. Al Monitor ve Gazete Duvar’da köşe yazılarına devam ediyor. Kafkasya ve Orta Doğu üzerine saha çalışmaları yürüttü. “Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal”, “Rojava: Kürtlerin Zamanı” ve “Karanlık Çöktüğünde” adlı kitaplara imza attı.