'Uçan nehirler' neden büyüyen bir tehdit olarak görülüyor?
Bilim insanları 'uçan nehir' olarak da bilinen atmosferik nehirlerin sellere neden olarak yüz milyonlarca insanın hayatını riske attığ görüşünde.
DUVAR - Çin ve Kanada başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde seller olağanüstü bir seviyeye ulaştı. Bilim insanlarına göre bu eğilim, hızla ısınan atmosferdeki nemin eskiye göre de çok daha fazla olduğu konusunda bir uyarı. Geçen yılın nisan ayında Irak, İran, Kuveyt ve Ürdün'de şiddetli fırtına, dolu fırtınası ve olağanüstü yağışların sonucunda sel felaketleri yaşandı. Meteoroloji uzmanları bu bölgede gökyüzünde rekor düzeyde nem olduğunu ortaya koydu. Bundan iki ay sonra üç gün içinde 5 milimetre yağmur yağan Şili'de gökyüzündeki su düzeyi o kadar fazlaydı ki And Dağları'nın bazı yerlerindeki karlar dahi eridi. Sel felaketi sonucu yollar ve köprüler yıkıldı; su kaynakları zarar gördü. Avustralya'nın bazı bölgelerinde bundan bir yıl önce siyasetçilerin 'yağmur bombası' diye nitelediği benzer bir hava olayı yaşanmış, 20'den fazla kişi ölürken, binlerce kişi de tahliye edilmişti. Bilim insanları tüm bu olayların, 'atmosferik nehirler' adı verilen su buharı akımlarının bir sonucu olduğunu söylüyor.
BBC Türkçe'nin aktardığına göre, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), giderek daha şiddetli, uzun, kapsamlı ve yıkıcı hâle gelen atmosferik nehirler nedeniyle dünyada yüz milyonlarca kişinin sel riski altında olduğunu belirtiyor. 'Uçan nehirler' ya da 'gökyüzündeki nehirler' olarak da bilinen atmosferik nehirler, genellikle tropikal kuşaktan çıkarak kutuplara doğru hareket eden, uzun ve geniş su buharı olarak anlamına geliyor. Orta enlemler boyunca hareket eden toplam su buharının yaklaşık yüzde 90'ını taşıyorlar.
Atmosferik nehirlerin ortalama uzunluğu 2 bin, genişliği 500, derinliği ise 3 kilometre. Ancak günümüzde giderek genişleyip uzayan bu su buharı akımlarının uzunluğu 5 bin kilometreyi bulabiliyor. Buna rağmen bulutlardan farklı olarak insan gözü atmosferik nehirleri göremiyor. NASA'nın Jet Propulsion Laboratuvarı'ndan atmosfer araştırmacısı Brian Kahn, "Ancak kızılötesi mikrodalga frekanslar ile görülebiliyorlar. Bu yüzden uydu gözlemleme, su buharı ve atmosferik nehirleri incelemek açısından faydalı bir yöntem" diye açıkladı. Büyük ve güçlü atmosferik nehirler Kuzey Amerika'nın en uzun nehri olan Mississipi Nehri'nin boşalma hızının 15 katı fazla nem taşıyabiliyor. Dünyanın su boşaltma hacmine göre en büyük nehri Amazon'un düzenli akışının da ortalama iki katına sahipler.
Atmosferik nehirler uzun yıllardır var. Ancak bilim insanları küresel ısınmanın daha fazla su buharı üretip, bu 'nehirleri' daha da yoğunlaştırdığını, atmosferik nehirlerin artık kısa bir süre içinde bir bölgeye çok fazla yağmur bırakabildiğini, sonuçta da sel ve heyelan felaketleri yaşandığını vurguluyor. Yapılan araştırmalar küresel atmosferik su buharı düzeyinin 1960'lı yıllardan bu yana yaklaşık yüzde 20 arttığına işaret ediyor. Sıcaklıklar arttıkça da bu oran artmaya devam ediyor. Almanya'daki Potsdam Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, Güney Amerika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya'daki tropikal bölgelerde atmosferik nehir koşulları daha uzun sürüyor ve daha fazla yağış bırakıp, yeryüzünde yıkıcı etkilere sebep olabiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) Halife Üniversitesi'nin yaptığı başka bir çalışma, tam da bu nedenle Nisan 2023'te Orta Doğu'da felaketler yaşandığını ortaya koyuyor. Araştırmada kullanılan yüksek çözünürlükteki simülasyonlar, yüksek hızla Afrika'nın kuzeydoğusundan İran'ın batısına doğru hareket eden atmosferik nehirlerin nasıl şiddetli yağışlara neden olduğunu gösterdi.