TÜSİAD: Artık oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, korona salgınıyla birlikte yeni sürecin belkemiğini dijitalleşmenin oluşturduğunu belirterek, "Artık oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor" nitelemesinde bulundu. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Yönetim Kurulu Başkanı Schwab ise konuşmasında 4 mesaj vererek, "İşlerin geleceği açısından bakacak olursak küresel çapta 85 milyon iş, belki de insanlar ve makineler arasındaki bir iş değişimi sebebiyle yok olacak" dedi.

Simone Kaslowski
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Dijital Türkiye Konferansı, 'Oyunun Kuralları Değil, Kendisi Değişti' temasıyla bugün çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katıldığı toplantının ana tema konuşmasını World Economic Forum Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Schwab yaptı.

KASLOWSKI: TÜM SÜREÇLER DİJİTAL DÖNÜŞÜM YOLCULUĞUNDA

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski açılış konuşmasında, çağın dinamiklerinin bir gerekliliği olarak toplumsal ve ekonomik tüm süreçlerde dijital dönüşüm yolculuğu içinde olunduğuna işaret ederek, bu nedenle çalışmalarda insanların ve ekonomi aktörlerinin bu dönüşüme ne kadar hazır olduğu, nasıl daha güçlü adım atılabileceği konularına özellikle odaklandıklarını söyledi. 

SEKTÖRÜN BÜYÜKLÜĞÜ 4 TRİLYON DOLARI ZORLUYOR

Bu sürecin başarısı için yetkin insana, sağlıklı işleyen altyapıya, stratejik yatırımlara, etkili iş birliklerine, yüksek Ar-Ge ve inovasyon kapasitesine ve sürdürülebilir bir teknoloji ekosistemine olan ihtiyacı ısrarla vurguladıklarını aktaran Kaslowski, tüm paydaşların sinerji içinde hareket etmesinin kritik önemde olduğuna inandıklarını ifade etti ve ekledi:

"Gerek salgın sürecinde dayanıklılığın gerek toparlanma sürecine hızla geçişin unsurlarına baktığımızda, bu süreçlerin belkemiğini dijitalleşmenin oluşturduğunu görüyoruz. Artık oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişiyor. Dijital dönüşümün itici güçlerinden olan yazılım sektörünün ve etkileşim içinde olduğu dijital sektörlerin toplam büyüklüğünün önümüzdeki 5 yıl içinde yaklaşık 2 kat artarak 4 trilyon dolara çıkması bekleniyor."

SEVİM: ARADAKİ MESAFEYİ DİJİTAL İLE KAPATMAK EN İYİ SEÇENEĞİMİZ

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim de konuşmasında, günümüzde dijitalleşmenin dokunduğu her sektörün 'inanılmaz' bir dönüşüme uğradığını belirterek, 'bugün artık tüm dünyanın farkında olduğu başka bir oyunda olunduğunu' anlattı. Covid-19'un yaşattığı zorlukların yanı sıra pek çok şeyin ne kadar kolay yapılabileceğini de gösterdiğini vurgulayan Sevim, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Durmadan koşacak ve dünya ile rekabet edeceksek aramızdaki mesafeyi dijital ile kapatmak en iyi seçeneğimiz. Anadolu’da ve çeşitli ülkelerde yaşayan bilim insanlarımızı, akademisyenlerimizi, girişimcilerimizi ve çalışanlarımızı Türkiye’nin gelişim sürecine dahil etmeliyiz. Yine bu dönemde Güney Kore ve Çin, teknoloji geliştirilmesinde önemli bir atılım içerisinde. Bu gelişme devam ederse gelişmiş ülkelerin teknolojiyi, gelişmekte olan ülkelerin de ürünleri ürettiği uluslararası iş bölümünde köklü dönüşümler yaşanacak. Bu sebepledir ki gelişmiş ülkeler yazılım, sosyal medya ve bulut teknoloji şirketlerini global anlamda konumlamaya çalışırken, gelişmekte olan ülkeler ise girişimcilerini ve teknoloji sektörlerini geliştirip bilişim ithalatlarını sınırlamaya çalışıyor.”

Sevim, teknolojilerin Türkiye’de üretilmesinin gerek sanayinin gelişmesi gerek ekonominin küresel rekabetçiliği ve gerek gençlerin istihdamı açısından kritik olduğunu belirterek, gençlerin ve girişimcilerin meraklı, sorgulayan ve daha iyi eğitilmiş şekilde iş dünyasına katılmasını istediğini söyledi.

OKTAY: 5G'YE EN KISA SÜREDE GEÇİLECEK

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise Türkiye'nin hayatı dijitale taşımada sahip olduğu altyapıyla pozitif yönde ayrıştığını ifade etti. Oktay, 2020 yılının salgının oluşturduğu etkilerle toplumsal ihtiyaçların değiştiği, insan yaşamı ve iş süreçlerinde köklü dönüşümlerin yaşandığı bir yıl olduğuna dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti:

2030 yılı itibariyle dünyada genelinde 1 milyonun üzerinde yeni iş kolu daha oluşacağı öngörülüyor. PwC tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlanan bir raporda ise gümrük süreçlerinden lojistiğe kadar birçok alanda dönüşümü tetikleyen blokzincir teknolojilerinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde 1 trilyon dolarlık ek ticaret oluşturacağı öngörülmektedir. Bugün dünyanın en büyük 10 şirketine baktığımızda 8'inin teknoloji ve iletişim devlerinden oluştuğunu görüyoruz.  MIT Technology Review tarafından Avrupa Birliği ülkelerinde geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırmaya göre şirketlerin yüzde 60'ı salgının etkisiyle 'agile software' yani çevik yazılım geliştirmek için bütçe ayırmış durumda. 5G'ye en kısa sürede geçmek için çalışmalar sürüyor. Başta özel sektör ve üniversiteler olmak üzere tüm paydaşların bu alandaki çalışmalarında daha fazla gayret göstermesi, somut ilerlemeler ortaya koyması gerekmektedir. 6G gelişmelerini göz önünde bulundurarak sağlamamız gereken ilerleme elzemdir. Artık dijitalleşmeyi değil dijital olgunluğu yükseltmeyi, kuantum teknolojilerini konuşuyor olmalıyız."

VARANK: E-TİCARET SEKTÖRÜ YÜZDE 65 BÜYÜDÜ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, dijital dönüşüm odaklı projelere aktarılan kaynaklara değinerek, şu bilgileri verdi: KOSGEB vasıtasıyla yürüttüğümüz KOBİGEL programı kapsamında 2020 yılında ilan ettiğimiz çağrıyla, dijital dönüşüm odaklı 396 projeye 158 milyon lira katkıda bulunduk. KOBİGEL'in dijitalleşme odaklı yeni çağrısını da yakında ilan edeceğiz. Salgın döneminde birçok kamu hizmeti dijital ortamda yürütülüyor. Özel sektör de dijitalleşmeye ivme kazandırdı. Bunun bir yansıması olarak e-ticaret sektörü 2020'de yaklaşık yüzde 65 büyüdü. Bu yaygın dijitalleşmenin kayıt dışılığın azaltılması ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi gibi çok önemli pozitif etkileri var. Bu kayıt altına almanın bizim büyüme rakamlarımıza da yansıdığını düşünüyoruz. IMF, 2020-2021 Türkiye büyüme öngörülerini revize etti. Daha önce Türkiye'nin 2020'de yüzde 5 küçüleceğini tahmin eden IMF, şu anda bu rakamı yüzde 1,2 büyüme olarak revize etti. 2021'de Türkiye'nin yüzde 6 büyüyeceğini öngörüyor." 

SCHWAB: HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ İŞ YAPMAYA DEVAM ETMEK ARTIK İŞE YARAMAYACAK

 Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Klaus Schwab konuşmasında dünyanın kritik bir değişim döneminden geçtiğini anlattı. Özellikle 4. Sanayi Devrimi olarak adlandırılan dönüşüm sayesinde sağlık alanında da çok ilerleme kaydedildiğini aktaran Shcwab "Kapsayıcı ve insan odaklı politikaların gerçekten bir ülkenin ve tüm dünyanın ekonomik ve sosyal stratejisinde ne kadar köklü bir önem arz edebileceğini gösterdi. Ama bütün bu deneyim bize aslında ne kadar hazırlıksız olduğumuzu da gösterdi, bu ölçekte bir zorlukla mücadele etme açısından... Sağlık altyapımız, sosyal altyapılarımız, ekonomik altyapılarımız, yaşama şeklimiz, iş yapma şeklimiz aslında her şey bir sınamaya tutuldu ve her şey değişiyor şu anda. Bu salgın bize hiçbir şey öğretmediyse şunu öğretti, aslında her zaman olduğu gibi iş yapmaya devam etmek artık işe yaramayacak. Bu yüzden dünyanın bir yenilenmeye, bir reset'e ihtiyacı var ve bu sadece ve sadece hükumetler ve devletler yeniden kendi stratejilerini değerlendirip yönlendirirse gerçekleşecek." 

4 MESAJ

Konuşmasında paylaşmak istediği 4 mesaj bulunduğunu aktaran Schwab, şunları söyledi:

"1-Öncelikle teknolojinin değişimi daha önce hiç görmediğimiz kadar hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Biz de buna ayak uydurmalıyız. Teknolojiler, son on yıllarda da hızlı bir şekilde gelişmişti ama dünyada şu an tecrübe ettiğimiz şey, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir durum. Teknolojinin değişim hızına ayak uydurabilmek için artık işletmelerin geleneksel iş modelleri sınırlarının dışında düşünmesi ve farklı bir değer zinciri perspektifi ortaya konulması gerekiyor. Artık dikey değil, yatay olarak düşünmemiz lazım. 

85 MİLYON İŞ YOK OLACAK

 2-İkinci mesajım ise iş gücünün doğru becerilerle güçlendirilmesi çok önemli olacak. Teknoloji bizim çalışma ortamımızı ve işlerin doğasını değiştirmeye devam edecek. Bu yüzden işlerin geleceği açısından bakacak olursak 2020 itibarıyla küresel olarak 85 milyon iş, belki de insanlar ve makineler arasındaki bir iş değişimi sebebiyle yok olacak. Bu konuda yeniden beceri kazandırma stratejileriyle ilerlemeliyiz ve hem devlet hem de iş yönetiminin her kademesine yeni becerileri yansıtıyor olmalıyız. Bunun için yaşam boyu öğrenme çok önemli ve geleneksel pedagoji sisteminden artık uzaklaşmak durumundayız. Gerçekten bir devrime ihtiyacımız var, bir eğitim devrimine ihtiyacımız var. 

3-Üçüncü mesajım, teknolojinin teknoloji yönetimiyle dengelenmesi yönünde... Teknoloji gerçekten harika fırsatlar sunuyor ama aynı zamanda birtakım riskler de barındırıyor. O yüzden önemli olan şey, burada ülkelerin teknoloji ile inovasyonu dengeli bir şekilde yürütebilmesidir. Örnek verecek olursak, yüz tanıma çok ciddi, güçlü bir araç artık. Pek çok uygulaması ve kullanım alanı bulunuyor. Havaalanlarında yüz tanıma teknolojisi kullanılmaya başlandı. Ancak bunun birtakım riskleri de var. Algoritma ve veriyle ilgili riskler var. Bu yüzden burada doğru bir denge ve kontrol sisteminin tesis edilmesi çok önemli. Son dönemde Türkiye, bir pilot girişim duyurdu, blok zincirlerle ilgili, dijital para birimiyle ilgili olarak... Sizleri tebrik etmek istiyorum. Türkiye, aynı zamanda WEF'in 4. Sanayi Devrimi ile ilgili network'üne katılan son ülke oldu. Bu network içerisinde dünyanın pek çok ülkesi birlikte çalışıyor, adil ve katılımcı teknoloji kullanımı için bir çerçeve çiziliyor.

4-Dijital dönüşümün bu şekilde gerçekleştirilmesi için iş birliğinin ve birlikte çalışmanın rolü gerçekten elzem. Bu bağlamda platformlardan ve ekosistemlerden de bahsedebiliriz. Platform dediğimizde ben sadece entegre iş hizmetleri sunan bir platformdan bahsetmiyorum. Aklımdaki şey aslında biraz da uluslararası iş birliği platformları, WEF gibi ve derin bağlantılar geliştiren tüm ekosistem aktörleriyle bağlantıya geçen işletmelerden bahsediyorum. Böylelikle doğru sanayi ve akademi ilişkisi tesis edilebilir ve kamu-özel iş birliğine odaklanabiliriz ve daha başarılı olma olasılığımız olur. Böylelikle de bu dönüşüm yolculuğunda ilerleyebiliriz. Bütün bunların örneğini aslında WEF küresel network'ünde de görüyoruz. Bugün temel olan şey, aslında iş birliği içerisinde rekabetçilik ya da rekabetçilik içerisinde iş birliği yapmak. Bu sayede her türlü çabayı hızlandırmamız mümkün. Uluslararası ve çok taraflı bir iş birliğiyle biz bunu yapabiliriz. (EKONOMİ SERVİSİ)