TUS başvuruları başladı: Sınavın ekonomik götürüsü hekimleri zorluyor

TUS'un sadece 14 ildeki merkezlerde yapılacak olması, başka şehirlerdeki adayları hem ekonomi hem de motivasyon açısından zor durumda bırakacak.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve Tıp Doktorluğu Alanında Yurtdışı Yükseköğretim Diploma Denkliği İçin Seviye Tespit Sınavı ÖSYM tarafından 6 Mart tarihinde yapılacak. Sağlık sektöründe yaşanan şiddet vakalarının, istifaların, emeklilik taleplerinin ve genç hekimlerin yurt dışında çalışma eğilimlerinin gölgesinde gerçekleştirilecek olan sınav için şu ana kadar ÖSYM tarafından İstanbul’da 8, İzmir’de 3 ilçede olmak üzere toplamda 14 ilde sınav merkezi belirlendi.

Bin kişilik aday sınırı bulunan sınav merkezlerinde bu sayıya ulaşılamadığı takdirde sınavın yapılıp yapılmayacağına ÖSYM Başkanlığı karar verecek. ÖSYM ayrıca gerektiğinde, sınava başvuran aday sayısına bağlı olarak listede yazılı sınav merkezlerine ek sınav merkezleri açabilecek veya listede yazılı sınav merkezlerinden bazılarını iptal edebilecek. Kapasitesi dolmuş veya iptal edilmiş sınav merkezlerini isteyen adaylar, kapasitesi dolmamış diğer sınav merkezlerine atanacak fakat sınava nerede gireceklerini ÖSYM belirleyecek.

‘SINAV SÜRECİNİN EKONOMİK GÖTÜRÜSÜ HEKİMLERİ ÇOK ZORLUYOR’

TTB Merkez Konsey Üyesi Doktor Meltem Günbeği’ne göre ÖSYM’nin bu düzenlemesi ile sınav yerini değiştirmek isteyen uzman adayına tercih şansı bırakılmayacak.

Dr. Günbeği, TUS’un beraberinde getirdiği bir başka problemin ise ulaşım ve konaklama masrafları olduğunu, bu ücretlerin uzman adaylarını zor durumda bıraktığını belirtti. Adayların, sınava katılabilmek için çalıştıkları kurumlardan izin alabilmesinin de zor olduğunu söyleyen Günbeği, şunları kaydetti:

“Sınav ücreti 620 lira olmuş. Bu çok yüksek bir rakam. Çünkü yılda iki kere ve neredeyse art arda 3-4 kere denenen bir sınav. İlk seferde kazanılması zor. Pandemi döneminde çalışan hekimler için izin almak da zor. Hekimlerin çalıştıkları yerlerde genelde az sayıda hekim oluyor. Sınava girecek hekimler genelde acil hekimi olarak çalışan pratisyen hekimler. Nöbet listesini ayarlamak çok zor. Hiçbir tercih hakkı bırakılmadan uzak şehirlere gönderilmek ulaşım açısından çok sıkıntı yaratan bir durum. Sınav sürecinin ekonomik götürüsü hekimleri çok zorluyor.”

‘ŞEHİRLER ARASI MESAFE HEKİMLER ARASINDA DEZAVANTAJ YARATACAK’

Dr. Günbeği, ulaşım ve konaklama sorununun yanında sınava girecek çalışan hekimlerin ayrıca nöbet sorunu da yaşadığını belirtti. Nöbetten kaynaklı çoğu uzman adayının sınava nöbet çıkışı gittiğini söyleyen Günbeği, şöyle konuştu:

“Uykusuzluk ve özellikle bir yıl öncesine kadar sınır dışı görevlendirmelere giden arkadaşlarla konuşmuştuk. Sınır ötesinden sınav için izin almaları çok zor. Düşünün sınava girecek arkadaş sınır ötesinden askeri araçlarla getiriliyor, ertesi gün sınava girecek. Kendini sınava hazırlama konusunda mekan uyumu bile çok farklı. Mental olarak sınava motive olmak çok zor. Sınavın kendisi de ayrıca zor. Sınava girecek herkes bilir son tekrarların, hatırlatıcı çalışmaların çok önemli olduğu bir sınav. Hekimler bu süreci yolda geçirmek zorunda kalıyorlar. Şu anki şartlarda konaklama fiyatları, uçak ve otobüs biletleri çok pahalı. Tam sınava denk getirecek şekilde ya da iki gün önceden sınav merkezinin bulunduğu ile gitme imkanı olmayan adaylar, sınav günü gitmek zorunda kalıyor. İstanbul’da yaşayan biri Bolu’da yaşayan birine göre daha avantajlı bir duruma geliyor. Kendisi rahatça evinden çıkıp sınava girerken, ait olduğu mekanda uyuyup, dinlenebiliyorken diğer hekimin durumu daha zor olacak. Şehirler arası mesafe hekimler arasında dezavantaj yaratacak. Özellikle ilçede çalışan bir hekim ise durum daha da zor. Merkez dışındaki bölgelerde az hekim bulunduğu için nöbetleri ayarlamak da zor”

‘BAŞVURU KILAVUZUNDA AYRINTILAR NET BİR ŞEKİLDE BELİRTİLEREK HEKİMLERE RAHATLIK VERİLMELİYDİ’

“ÖSYM kılavuzundaki kapasite tanımının daha açık bir şekilde olması gerekiyor” diyen Günbeği, hekimlere sınavın yapılacağı yer konusunda gerekli sağlık koşullarının sağlandığına dair güvence verilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sınavın yapılacağı yer üniversite bünyesindeki sınıflar ise sorun olmayabilir. ÖSYM her sınıfta metrekareye şu kadar kişi diye seyreltilmiş gibi tanımları kullanmadığı için yorum yapamıyoruz. Ortaokul seviyesi sınıf ile üniversite sınıflarının kapasitesi farklı. Gerçekten önlemler alınmış olsa, ulaşım konusunda aşı şartı getirilmiş ve ciddi bir temaslı takibi yapılabiliyor olsa ulaşım konusu sıkıntılı olmayacak. Şu an için sadece uçaklarda PCR kontrolü yapılıyor. Aşılama için herhangi bir kısıtlama getirilmiyor. Bu durum beraberinde çok ciddi bir riski barındırıyor. Başvuru kılavuzunda ayrıntılar net bir şekilde belirtilerek hekimlere rahatlık verilmeliydi.”