Mahkeme 'Yeni Sur evleri taklit' diyen bilirkişi raporunu kabul etmedi

Diyarbakır Suriçi'ne ilişkin koruma amaçlı imar planında yapılan değişikliğe ilişkin davada bilirkişi şöyle rapor verdi: "Yeni evler Diyarbakır evlerinin taklidi. Tarihi doku içerisinde birbiriyle uyumlu olmayan iki farklı silüet oluşur." Rapor doğrultusunda yürütmeyi durdurma veya iptal kararı beklenirken mahkeme yeni bilirkişi raporu istedi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır Sur'da yapılan yeni evlerle ilgili mahkemenin tayin ettiği bilirkişi, "Sur’un dokusuna aykırı" raporu verdi. Mahkeme raporu kabul etmeyerek yeni bir bilirkişi heyetinin tayin edilmesine karar verdi.

Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesindeki 6 mahalle yıkıldı ve yerine yenileri yapılmaya başlandı ancak bu arada Koruma Amaçlı İmar Planı’nda (KAİP) defalarca değişiklik yapıldı. Revize öncesi “yeni yapılacak yapıların sokak cephesinde bazalt taşı kullanılmalıdır” ibaresi vardı ama 6 Mart 2018 tarihindeki KAİP revizesinde “Yeni yapımlarda bazalt taş kullanılarak avlu duvarı yapılabilir”, yani istenilirse yapılmayabilir olarak değiştirilmişti.

Diyarbakır Mimarlar Odası konuyu yargıya taşıdı. Mimarlar Odası’na göre Sur evlerinin temel malzemesi bazalt taşıydı ve bunun korunması gerekiyordu. Mahkeme, yeni evlerin tarihi dokuya uygun yapılıp yapılmadığını belirlemek üzere bir bilirkişi heyetinin oluşturulmasına karar verdi.

'KOMŞULUK KAVRAMINI ORTADAN KALDIRIYOR'

.

Akademisyenlerin de içinde yer aldığı bilirkişi raporunu hazırlayıp mahkemeye sundu. Raporda, “Eski Diyarbakır evlerinin tüm yapısal tarihi, kültürel ve mimari özellikleri dikkate alındığında” denilerek şu tespitler sıralandı:

  • Komşuluk kavramının ortadan kalkması,
  • Tarihi doku içerisinde birbiri ile uyumlu olmayan iki farklı siluetin oluşması,
  • Bölgede mevcut durumda yaşayan ve daha sonra yaşayacak olan halkın farklı sosyo-kültürel durumlarından ötürü yaşanabilecek sosyal sorunlar,
  • Kentte binlerce yılın birikimi sonucu oluşan toplumsal hafızanın kaybolma ihtimali,
  • Yeni yapılaşmada kullanılan malzemenin eski Diyarbakır evlerinde kullanılan malzeme ile uyumsuz oluşu,
  • Mevcut durumda yumuşak geçişli (köşe noktaları), dar sokak dokusunun yerine yeni yapılaşmada dik geçişli, daha geniş sokak dokusunu alması”
  • Rapor, “Bu nedenler ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 14.2.2018 tarih ve 5453 sayılı kararının Diyarbakır ili, Merkez Sur ilçesi, Suriçi Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı Uygulama Hükümlerine bağlı yapılacak değişikliklerin uygun olduğuna dair kararın, kentin tarihi , sosyal ve kültürel yapısına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır” ifadeleri yer aldı.

'İYİMSERİZ, SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ'

Ancak mahkeme bilirkişinin raporunu kabul etmedi ve yeni bir bilirkişi heyetinin belirlenmesine karar verdi. Mimarlar Odası adına davayı açan Avukat Gülşen Özbek, “Mimarlar Odası adına Sur’da yıkımdan sonra yapılan evlerin Sur’un tarihi dokusuna, sosyal yapısına aykırı olduğu gerekçesiyle planının iptali için açtığımız davada bilirkişi raporu açıklandı. Ancak mahkeme raporu beğenmediğinden tekrar inceleme istedi. Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerekirdi” dedi.

Mahkemenin kendi seçtiği bilirkişinin raporunu kabul etmediğini söyleyen Özbek, “Kendi seçtiği bilirkişinin raporunu kabul etmeyen bir mahkeme var. Dolayısıyla bunun nedenlerini sorguluyoruz. Ama iyimseriz, süreci takip ediyoruz. Yeni bilirkişi heyetinin de benzer bir rapor hazırlayacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Özbek, ikinci bilirkişi heyetinin Ocak ayında rapor hazırlamaya başlayacağını ve Şubat ya da Mart ayında hazırladıkları raporu mahkemeye sunacağını söyledi.

'DİYARBAKIR EVLERİNİN MALZEMESİ BAZALT TAŞIDIR'

Mahkeme sürecini başlatan ve “Diyarbakır’ın yerel malzemesi Bazalt taşıdır” diyen Diyarbakır Mimarlar Odası Başkanı Şerefhan Aydın ise “Yapısal olarak Diyarbakır Sur denildi mi Bazalt taşı akla gelmektedir. Durum böyleyken bu değer binlerce yıldan günümüze kadar aktarılmışken, Sur tarihte yerini bu özelliğinden dolayı almışken, plan uygulama hükümleri revize edilip bazalt taşı kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırmak geleneksel tarihi ve mimari dokunun giderek tümüyle yok olmasına neden olacaktır, kimliksiz bir Sur ortaya çıkacaktır diyerek buna karşı hemen yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için dava sürecini başlatmıştık şeklinde konuştu.

Aydın, davalı kurum Çevre Şehircilik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı bilirkişi raporuna itiraz ettiğini ve mahkemenin de kendi atadığı bilirkişilerin raporunu kabul etmeyip yeniden bilirkişi heyeti tayin etme kararı aldığını ileri sürdü.

‘TARİHİN SÜREKLİLİĞİ SAĞLANSIN’

Aydın, “Bilirkişi heyeti bu değişikliğin Sur’un tarihi niteliğine tamamen aykırı olduğunu raporunda belirtmiştir. Ancak mahkeme yürütmenin durdurulmasına karar vermeyerek her geçen gün artan yapılar ile ortaya çıkan kimliksiz sur tablosunun oluşmasına ve gelişen kamu zararına yol açmaktadır” dedi.

Aydın, konuyla ilgili daha önce yaptıkları uyarıyı hatırlatarak, “Soruyoruz; istenilen rapor hazırlanana kadar bu süreç uzatılacak mıdır? Oluşacak kimliksiz Sur tablosunun telafisi nasıl yapılacaktır? Hukuk bu şekilde ayaklar altına alınamaz, mahkemeler kamu yararına olmayan kararlar alamaz ve insanların adalete olan güven duygusunu bu şekilde tahrip edemezler” ifadelerini kullandı.

Yeni bilirkişi heyetinin Ocak ayında çalışmaya başlayacağını belirten Şerefhan Aydın, “Meslektaşlarımızdan, bilim insanlarından beklentimiz, bilim ve tekniği referans alarak, mimari dokunun realitesini göz önüne alarak değerlendirme yapmalarıdır. Dileriz ki yeni bilirkişi heyeti de binlerce yıllık Diyarbakır evlerinin sürekliliğini sağlayacak bir rapor hazırlamalarıdır” ifadelerini kullandı.