Mühendisin öldüğü caminin ruhsatı yok

Gaziantep’te Akkent Camisi inşaatında iskelenin çökmesiyle enkaz altında kalarak ölen mühendis Korkut Küçükcan’ın ardından TMMOB teknik rapor hazırladı. Caminin statik projesi ve ruhsatının bulunmadığının tespit edildiği raporda, “İskelenin statik hesabı ve projesi de bulunmamaktadır. Bu koşullarda iptidai olarak kurulup yıllarca ortam koşullarına maruz bırakılan ahşap iskelenin çökmesi hiç de şaşırtıcı değildir” denildi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Gaziantep’te merkez Şahinbey ilçesindeki Akkent Camisi inşaatında çöken iskelenin altında kalan ve yaklaşık 33 saatin ardından ulaşılan inşaat mühendisi Korkut Küçükcan yaşamını yitirdi.

Küçükcan’ın ölümünün ardından inşaat alanında teknik incelemelerde bulunup tanıkları dinleyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) teknik rapor hazırladı. Akkent Camii inşaatının 2012 yılında başlamasına rağmen statik projesi ve ruhsatının bulunmadığını tespit eden TMMOB’un raporunda, “Yapıda sökülmemiş olan kalıp sistemleri incelendiğinde, kalıpta kullanılması gereken malzemelerin kullanılmadığı, kalıp sistemlerinin denetlenmediği ve onay alınmadan ilkel bir şekilde yapıldığı tespit edilmiştir” denildi.

‘KULLANILMASI GEREKEN MALZEMELER KULLANILMADI’

“Elde edilen tespitlerle cami inşaatının bir mühendislik ürünü olmadığını göstermektedir” denilen açıklamada, “Gerekli mühendislik hizmeti alınmayan yapılarda iş cinayetlerinin yaşanması kaçınılmazdır. Cami inşaatı da bütün yapılar gibi bilim ve teknik esaslara, uyulması zorunlu olan mevzuata göre yapılması gereken bir yapıdır. Bilimsel teknik esaslara ve ilgili yasalara uyulmadan yapılan işlemler Gaziantep örneğinde olduğu gibi can kayıplarına yol açmaktadır” ifadelerine yer verildi. TMMOB’un teknik raporunda tespitler şu şekilde sıralandı:

RUHSATININ BULUNMADIĞI TESPİT EDİLDİ: Akkent Camii İnşaatının 2012 yılında başlamasına rağmen statik projesi ve ruhsatının bulunmadığı tespit edilmiştir. Olay yerinde yapılan incelemede, inşaata ilişkin levhada ruhsat, proje müellifi gibi Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliğinde belirtilen bilgilerin olmadığı sadece “Şahinbey Belediyesi Akkent Camii İnşaatı” ibaresinin bulunduğu görülmüştür. 2012 yılında yürürlükte olan Yapı İşlerinde İş Sağlığı Güvenliği Yönetmeliğinde de zorunlu olan bu bilgilerin (işveren, proje sorumlusu, sağlık güvenlik koordinatörleri ve yüklenicilere ilişkin bilgiler) olmaması, birçok hususu boşlukta bırakmakta ve dolayısı ile inşaatın bir mühendislik ürünü olmadığını ortaya koymaktadır.

KALIPTA KULLANILMASI GEREKEN MALZEMELER KULLANILMADI: Yukarıdaki bilgilere ek olarak; betonarme yüzeylerde ”segragasyon” tespit edilmiştir. Yani, betonarmeye bakıldığında demir donatının görülmemesi gerekirken binanın neredeyse tamamında donatılar, kolon, kemer, kuşak gibi her türlü taşıyıcı elemanda gözükmektedir. Yapıda sökülmemiş olan kalıp sistemleri incelendiğinde, kalıpta kullanılması gereken malzemelerin kullanılmadığı, kalıp sistemlerinin denetlenmediği ve onay alınmadan ilkel bir şekilde yapıldığı tespit edilmiştir.

YAPIYA GİRİŞ ÇIKIŞLAR KISITLANMADI: Cami inşaatına 2016 yılında ara verilmiş ve inşaatta kubbe imalatı henüz tamamlanmamış olduğundan yapı içerisindeki, iskele, kalıp, donatı gibi yapı malzemeler ortam koşullarına açık şekilde bırakılmıştır. İnşaata yeniden başlamak için gereken planlama ve fizibilite çalışmaları sırasında bu malzemelerin durumları hiçbir şekilde kontrol edilmemiş ve yapıya giriş çıkışlar da kısıtlanmamıştır.

İSKELENİN PROJESİ DE BULUNMUYOR: Çöken iskele, 50-60 metre yükseklikte ahşap iskeledir. Yaklaşık olarak 3.000 metre kare alana oturmaktadır. Ahşap olarak kullanılan malzeme kavaktan mamul olup, her kesitte malzemenin kullanıldığı, iskele dikmelerinin 5-10 cm’lik 5X10 parçalarla çivilenerek tutturulmaya çalışıldığı, iskelenin ankrajlarının seyrek olarak bağ telleri ile yapıldığı görülmüştür. İskelenin statik hesabı ve projesi de bulunmamaktadır. Bu koşullarda iptidai olarak kurulup yıllarca ortam koşullarına maruz bırakılan ahşap iskelenin çökmesi hiç de şaşırtıcı değildir.

DAHA BÜYÜK FACİAYA YOL AÇABİLİRDİ: 50-60 metre yüksekliğindeki iskeleler ahşap iskele olamaz. Bunun yanında 13.50 metrenin altında kullanılabilecek olan ahşap iskele malzemesinin TS EN 12811-2 standardına uygun olması şarttır. Adı geçen iskele standardında ahşap malzeme gerekleri ENV 1995-1 -1 ( Eurocode 5 :Design of timber structures- Part1-1: General- Common rules and rules for buildings) standardını sağlamalıdır. İskelede kullanılan kavaklar kesinlikle bu nitelikte değildir. İskelenin, betonarme yükünü de taşıyacak şekilde bir yük iskelesi olarak planlandığı bilgisi edinilmiştir. Çöken iskelenin iş iskelesi olarak dahi kullanılamayacağı görülmekte iken inşaatın sürdürülmesi durumunda inşaat yüklerinin de iskeleye taşıttırılmaya çalışılması çoklu ölümlerle sonuçlanacak daha büyük bir faciaya da yol açabilirdi.

DENETİM MEKANİZMALARI ORTADAN KALDIRILMAKTADIR: 34 saat süren arama-kurtarma çalışmaları, İstanbul Kartal’da çöken Yeşilyurt Apartmanının çalışmalarında da görüldüğü gibi kriz ve acil durum yönetiminde hazırlıksız olunduğunu, kurtarılabilecek insanların ekip, ekipman, bilgi ve koordinasyon yetersizliği ile yitirildiğini bir kez daha göstermiştir. Yapıların projelendirilmesinden bitirilmesine kadar olan her aşamasının mühendislik bilimine uygun olarak sürdürülmesi, mühendislik hizmetlerinin de meslek odalarınca denetlenmesi gerektiği halde, gerekli olan bu denetim mekanizmaları ortadan kaldırılmaktadır.

VALİLİK: ARAMALARDA AKSAMA OLMADI

Olayla ilgili açıklama yapan Gaziantep Valiliği, mühendis Küçükcan'ın aranmasında toplam  bin 80 kişi ve 106 aracın görev yaptığını ve araç ya da iş gücü eksikliği olmadığını belirtti. Valilik, camide uzun süredir herhangi bir inşaat faaliyeti olmadığını ve yaklaşık 6 bin 500 metrekare alanda 40-50 metre yüksekliğindeki ağaç iskelenin 14 Kasım'da çökmesiyle 8-10 metre yüksekliğinde birbirine çivili, yoğun bir iskele enkazı oluştuğu bildirildi.

'VALİ TEŞEKKÜR VE DUA AMACIYLA AÇIKLAMA YAPTI'

Valilik'ten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"16 Kasım saat 00.45'te mühendis Korkut Küçükcan'a caminin doğu bölümünde ulaşılmıştır. Korkut Küçükcan'a ilk ulaşan gönüllüler, çevrelerine canlı olduğunu söylemiş, UMKE ekipleri hızla ambulansa ulaştırmış, yapılan ilk tespitte ise vefat ettiği anlaşılmıştır. Valimiz Davut Gül'ün yaptığı konuşma enkazdan sağ çıkarıldığını duyurmak amaçlı değildir. Gece gündüz demeden çalışan, bekleyen, dua eden kişilere yönelik teşekkür amaçlıdır. Olayın seyrine bakıldığında orada bulunan ve konuşmayı dinleyen herkes, gönüllü işçiler tarafından Korkut Küçükcan'ın canlı bulunduğunu duyarak bunu alkışlayan kişilerdir. Patoloji sonuçları kesin ölüm saatini tespit edecektir, ön otopsi sonucunda ölümün baş kısmından aldığı ağır darbe sonucu beyin travmasına bağlı olarak gerçekleştiği ve üzerinden 24 saatten fazla bir süre geçtiği değerlendirilmiştir...

...Bağımsız yargıya güvenerek sonuç beklenecektir. Bazı kesimlerin bu üzücü olayı ideolojik ve siyasi tatmin aracı olarak kullanması en çok merhum Korkut Küçükcan ve ailesini üzecektir. Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır." (DUVAR)