Çocuktan mülteci olmaz, çocuk sadece çocuktur!

TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu’nun verdiği bilgiye göre Suriyeli 5- 14 yaş arası çocukların eğitime katılım oranı yüzde 96. Ancak bu oran, ‘çocuk işçiliği’ ‘çocuk yaşta evlilikler’ ve ‘akran zorbalığı’ gibi nedenlerle ortaöğretimde düşüyor. Oranı yükseltmek için çalıştıklarını söyleyen Uslu “Tüm çocukların eğitime katılmasını sağlayacağız. Çocuktan mülteci olmaz; çocuk sadece çocuktur” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 16 Ekim 2019 itibariyle Türkiye'de geçici koruma statüsüne sahip 3 milyon 676 bin 288 Suriyeli bulunuyor. Bu sayının 1 milyon 721 bin 717’si çocuk. Çocukların 1 milyon 155 bin 788’si ise okul çağında. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Suriyeli çocukların okullaşması için çok yönlü politikalar yürütürken, çocuklar için eğitimin önündeki en büyük engel ‘çocuk işçiliği’ ‘çocuk yaşta evlilikler’ ve ‘akran zorbalığı’ olarak gösteriliyor.

Suriyeli çocukların Türkiye’ye entegrasyonunu sağlamak için geçici koruma merkezleri kademeli olarak kapatılarak, çocuklar devlet okullarına kaydırılıyor. TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, geçmiş yıllara oranla Suriyeli 5- 14 yaş arası çocukların eğitime katılma oranlarının yüzde 96’lara ulaştığını söyledi. En yüksek okullaşma oranlarının ilkokul düzeyinde olduğunu, ortaokul ve lise seviyesinde bu oranın düşmeye başladığına dikkat çeken Uslu, lisede düşen okullaşma oranının 3 yıl içerisinde yükseleceğini ifade etti. Uslu, “Ülkemize geldiklerinde okula başlamamış çocukları hemen yakaladık ve eğitime dahil ettik. Şimdi 3 yıl sonra ortaokulda olan çocuklar liseye geçecek. Bu çocukların takibini yapıyoruz” dedi.

'ÇOCUKLAR TÜRKİYE’DE EĞİTİME DAHA ÇOK ERİŞİYOR'

Suriyeli çocukların, Türkiye’de eğitime erişme oranlarının ülkelerindeki iç savaştan önce eğitime erişme oranlarından daha yüksek olduğunu vurgulayan Uslu şöyle konuştu:

“Bu çocukların savaştan önce Suriye’de eğitime katılma oranları yüzde 50 idi. Ben Ayn-el Arap’ta görev yaparken Kürt kökenli çocuklar okula gidemiyordu ve kimlikleri bile yoktu. Dolayısıyla Suriyeli çocuklar savaştan önce Suriye’de eğitime eriştiklerinden daha fazla Türkiye’de erişiyorlar.”

‘Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi’ projesi kapsamında oluşturulan Kilis’teki geçici eğitim merkezinde öğrenim gören Suriyeli Muhammed Halil’in Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında tüm soruları doğru yanıtlayarak tam puan aldığını hatırlatan Atay Uslu, “Muhammed Halil, savaştan kaçıp Türkiye’ye geldiğinde henüz ikinci sınıfmış. Türkiye'nin çeşitli illerinde çalışmış. Babası okumasını istediği için Kilis’e getirmiş. Çok büyük bir başarı öyküsü. Muhammet şimdi İstanbul’da bir özel okulda liseyi burslu okuyor. Sadece Muhammed değil, tüm çocukların eğitime katılmasını sağlayacağız. Çocuktan mülteci olmaz; çocuk sadece çocuktur.” diye konuştu.

EYLÜL AYINDA 55 ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

Diğer yandan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) raporu yaklaşık 400 bin çocuğun hala okul dışında olduğunu ortaya koyuyor. Eğitime katılmayan sığınmacı çocuklar ise büyük oranda tarım, sanayi ve inşaat iş kollarında çalışıyor. Öyle ki, İSİG Meclisi eylül ayı verilerine göre, 55 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi. Ölümlerin yüzde 60’ı tarım işkolunda olurken, ölen çocukların 10’u göçmen/mülteci işçi olarak kayıtlara geçti.

KAYITLI OLDUKLARI İLLER DIŞINDA YAŞAMALARI DA ENGEL

Suriyeli ailelerin çoğunun iş kaygısı nedeniyle kayıtlı oldukları illerin dışında yaşadıklarını ifade eden Çocuk İstismarıyla Mücadele ve Çocuk Haklarını Koruma Derneği (ÇOCUKÇA) Başkanı Buğra Kaan Oğuz, “Suriyeli aileler kayıtlı oldukları illerde yaşamak zorundalar. Geçici kimlik aldıkları yerlerin dışında yaşadıklarında ne sağlıktan ne de eğitimden yararlanamıyorlar. Aileler iş nedeniyle tarım bölgelerine göç ediyor ve çocukların büyük bölümü tarım sektöründe ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyor. Bu da okullaşma önünde engel teşkil ederken, kayıtlı olmadıkları illerde yaşamaları da eğitimin önündeki bir diğer engel” dedi.

SOSYAL UYUMUN ARTIRILMASI HEDEFLENİYOR

Atay Uslu, bu noktada Suriyeli yurttaşların kayıtlı oldukları illerde yaşamaları için önemli adımlar atıldığını söyledi. Uslu, “Okul devamlılığını sağlamak, okul terk oranlarını azaltıp, okul kaydını teşvik etmek birinci önceliğimiz” dedi. Sosyal uyum hedefiyle akran zorbalığının da önüne geçilmeye çalışıldığını belirten Uslu, “Suriyeli öğrenciler okuldaki akranları tarafından çok küçük münferit olaylar dışında kabullenilmektedir. Bu kabullenmenin artması ve olumsuzluğa dönmemesi için ders kitaplarına mülteci çocukları içeren bir paragraf eklendi. Amacımız, çocukların sığınmacıların Türkiye’ye neden geldiğini anlaması ve empati yapmalarını sağlamak. Bütünleştirmek. Türkiye’de sığınmacı çocukların eğitime katılması için çok hassasız ve bu oranları daha da artıracağız” dedi.