'Sadece Çocuk', hak temelli bellek oluşturuyor

Çocuk hakları alanında bugüne dek alınan kararları ve ilkleri arşivleyerek hak temelli bellek oluşturmayı amaçlayan 'Sadece Çocuk' oluşumu, bu alanda çalışanlara, geçmiş deneyimlerden yola çıkarak ilham olma gayesinde.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye'de ilk çocuk mahkemesinin 1987 yılında kurulduğunu, Türkiye'nin ilk oyuncak müzesinin Ankara'da 1990 yılında açıldığını, Taksim Meydanı'nda "Çocuk Hakları Mitingi"nin 1994 yılında düzenlendiğini hatırlıyor musunuz? Çocuğun insan hakları ve çocuk hakları hareketine dair hak temelli bir bellek oluşturma çabasıyla yola çıkan 'Sadece Çocuk', çocuklarla ilgili bugüne dek alınan bütün hukuki kararları ve önemli gelişmeleri arşivlemeye başladı.

Bugüne dek çocuklarla ilgili farklı alanlarda çalışmalar üreten Emrah Kırımsoy, Alper Şen ve Alper Yalçın ile 'Sadece Çocuk' üzerine konuştuk. Çocuk haklarıyla ilgili bellek oluşturarak günümüzde bu alanda çalışma yürütenlere ilham vermek isteyen ekibin sorularımıza yanıtları şu şekilde:

Sadece Çocuk nasıl ortaya çıktı?

Emrah Kırımsoy: Bir şekilde derdi çocuk olan, çocuğu gündemde tutmaya çalışan hem olumlu gelişmeleri hem de olumsuz durumları tekrar hatırlatarak çocuk hakları hareketine bilgi ve deneyim aktarmayı sağlayan çaba olarak tanımlayabiliriz. Çocukla ilişkili derdi olan ve çocuklarla çalışma deneyimi olan arkadaşların bir araya geldiği bir çaba. Bir taraftan da Gündem Çocuk Derneği'nin kapatılmasından sonra neler yapılabilir arayışından sadece biri.

'ÇOCUKLARLA İLGİLİ ARŞİVİN OLMADIĞINI GÖRÜYORDUK'

Alper Şen: 1989'da Birleşmiş Milletler'in Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni imzaya açmasıyla beraber Türkiye'de 1994-1995 yılları arasında bu konu gündeme geliyor. Bununla birlikte ilk defa belki de sivil alanda çocuk hakları için platform denemeleri ortaya çıkıyor. Örneğin kadın mücadelesinin arşivini genellikle kadınlar tutar. Çocuklarla ilgili bir arşivin çok gerçekleşemediğini görüyorduk. Çocuk hakları savunucuları da doğal olarak bugünün sorunlarına odaklanmaya ihtiyaç duyuyorlar. Ancak zaman ilerledikçe birçok konunun ve mevzunun farklı pratiklerde tekrar karşımıza çıktığını görüyorduk. Bugünün cevaplarını hem geçmişte bulabilmek hem de geçmişte yaşanan sorunları bugünün pratikleriyle düşünmek mümkün mü diye sorduk. Arşivi, bugünden koparmadan dünün sivil alanında oluşan pratikleri nasıl taşıyabiliriz düşüncesiyle çalışmaya başladık.

'ÇOCUK HAKLARI HAREKETİNE İLHAM VERMESİNİ HEDEFLİYORUZ'

"Derdi çocuk olanları" buluşturmak istiyorsunuz ve geçmişte çocuk hakları alanında yapılanları görünür kılıyorsunuz. Bu çabanın hedefleri neler?

Emrah Kırımsoy: Her şey çocukla ilişkili. Bunun farkına varılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bununla ilişkili geçmişte önümüzü açan gelişmeler var. Bizi yorgun düşüren noktalar da var. Bunları tekrar hatırlatıp ilham vermiş oluyoruz. Çocuk hakları alanında birçok değerli çaba var. Gerek kişilerin, örgütlerin, kurumların ve inisiyatiflerin... Bu çabaları görünür hale getirip onlardan feyzalmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Pratikte baktığınızda bir bellek oluşturma çabası ama bu belleğin de çocuk hakları hareketine bir şekilde ilham vermesini hedefliyoruz.

'BUGÜNÜN HİÇBİR SORUNU BUGÜNE ÖZGÜ DEĞİL'

Bugüne dair konuşmak için geçmişe yöneliyorsunuz. Sadece Çocuk bellek görevi de görüyor.

Alper Şen: "Sadece Çocuk" bir çaba. Hatırlatmanın ötesinde 'geçmişteki pratikler bir yöntem önerebiliyor mu' diyebilmek... Çocuk hakları alanında yaşanan birçok sorunun ve durumun yeni olmadığını biliyoruz ama bu noktada çocuk hakları mücadelesinin de olası belleğini yitirme pratikleri beki bizi de bir noktada hep bugüne tepki vermeye sürükleyebiliyor. Oysa bugünün hiçbir sorunu sadece bugüne özgü değil. Çocuk hakları savunucuları yıllar içerisinde bir sürü eylemlilikle, kamuoyu oluşturma çabasıyla birçok konuyu görünür kılmış ve yöntemler de önermiş. Bu yapılanların sürekliliğinin olduğunu anlatabilmek bu çabayla ortaya çıktı. Bugünün hak savunuculuğunun zorluklarının aslında bugüne özgü olmadığını, hepimizin 25 - 30 yıllık bir birikimden bahsettiğimizi anlatma çabası içerisindeyiz.

Sosyal medya üzerinden oluşturduğunuz sayfalar aracılığıyla geçmişte yaşananları paylaşıyorsunuz. Süreçte farklı içerikler ortaya çıkacak mı?

Alper Yalçın: İlerleyen zamanda bir web sitesi kurmak niyetimiz var. Kendi görünürlüğümüzün yanı sıra geçmişteki çalışmalardan ilham almak gibi bir derdimiz var. Bunların görünürlüğünü sağlamak için video belgesel yöntemlerini deneyeceğiz. Eskiden üretilen kaynakları, yeniden paylaşarak ilerlemeyi planlıyoruz. Bu süreçte görsel hafızayla görünürlük sağlamaya çalışacağız.

'ÇOCUK BU SİSTEMİN İÇERİSİNDE ÇOK NESNELEŞTİRİLİYOR'

80'li ve 90'lı yıllarda özellikle çocuk hakları alanıyla ilgili çok sayıda hukuki kararın alındığını görüyoruz. Çocuklarla ilgili alınan kararlar bugün tam anlamıyla uygulanıyor mu?

Emrah Kırımsoy: Çocuk hakları sadece Türkiye için değil dünya için aslında yeni bir alan. Özellikle Birleşmiş Milletler'in çocuk haklarıyla ilgili sözleşmenin 1989'da onaya açılmasından sonra bütün dünya ülkelerinin çocuk haklarını odağına almaya başlaması çok umut verici bir gelişmeydi. Dünyadaki ülkelerin neredeyse tamamının ortaklaştığı yegane konu, çocuk mevzusu. Çocuk haklarıyla ilişkili düzenlemeler sadece yasal veya hukuki zeminlerle mümkün değil. Bir yaklaşım, altyapı, tutum değişikliği, yapılanları izlemeyi gerektiren birçok süreci gerektiriyor. Türkiye yasalar konusunda zayıf bir ülke değil. Fakat toplumsal algının çocukla ilişkili değişmesi, örgütsel alt yapının düzelmesi için inanılmaz bir direnç söz konusu. Biz hâlâ sistemi koruyan bir anlayıştayız. Çocuk bu sistemin içerisinde çok nesneleştiriliyor. Bu iki kavramı birbirinden ayırıp "çocuk odaklı, çocuğun yararına yapılanmayı nasıl mümkün kılabiliriz"e bakmamız gerekiyor. Birçok alanda tuttuğumuz her şey elimizde kalabiliyor. Çocuk koruma sisteminde, çocuk adalet sisteminde, çocukların gelişiminin desteklenmesi için yapılacaklar sürecinde tam anlamıyla çocuk odaklı düşünemiyoruz.

Sadece Çocuk, katkı sunmak isteyenlerin desteğine açık mı?

Alper Yalçın: Derdi çocuk olanlara kapılarımız açık. Çocuk haklarıyla ilgili bir dert edinen herhangi bir insanın üretebileceği çok şey var. Biz de burada hiyerarşik yapıdan uzaklaşarak meseleyi görünür kılmaya çalışıyoruz. Olabildiğince kolektif bir çalışma yapmak gibi bir derdimiz var. Herkesin sunabileceği bir katkı olabilir. 30 yılda çok fazla şey oldu ve yol yöntem açısından kendi aklımıza gelenlerle başladık. Herkesin bize önerebileceği yol ve yöntemler olabilir ve buna açığız. (DUVAR)