'Kayıp mülteci çocuklar çeteler tarafından kullanılıyor'

Mültecilerle Dayanışma Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, İzmir Barosu'na başvurarak Suriyeli çocukların durumunun araştırılmasını talep etti. Dilekçede, çocukların çeteler ya da kişiler tarafından seks işçiliğine, köleliğe ve para karşılığında zorla evlendirilmeye zorlandıklarına dikkat çekildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Mültecilerle Dayanışma Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, refakatsiz mülteci çocukların durumunun araştırılması için İzmir Barosu'na başvurdu. Başvuruda, mülteci çocukların refakatsiz olmalarına rağmen devlet koruması altında olmadıkları gibi bu çocukların çeteler ya da kişiler tarafından seks işçiliğine, köleliğe ve para karşılığı evlendirilmeye zorlandıkları belirtildi. Ayrıca raporda, Avrupa ülkelerine giden 26 bin çocuktan 10 bin çocuğun kaybolduğu hatırlatılarak refakatsiz çocukların Türkiye'de yaşadıkları sorunlar da sıralandı.

AVRUPA ÜLKELERİNE GİDEN 10 BİN ÇOCUK KAYIP

Başvuruda, ailelerini savaşta kaybetmiş ya da göç yollarında ailesinden ayrı düşmüş refakatsiz yaklaşık 26 bin çocuğun Avrupa ülkelerine ulaşabildiği ancak son iki yıl içerisinde söz konusu çocuklardan en az 10 bin çocuğun Avrupa Birliği ülkelerine gittikten sonra kaybolduğu ifade edildi. Ayrıca çocukların yaşadığı ülkenin dışında göç eden her çocuğun gittiği ülke tarafından korunma hakkının olduğu fakat çocukların ne sığındıkları ülkelerde ne de göç yollarında korunabildiği de ifade edildi. Suriyeli mülteci çocukların iltica sistemine giremedikleri, refakatsiz olanların devlet koruması altına alınmadıkları gibi sorunlardan dolayı çeteler ya da kişiler tarafından seks işçiliğine, köleliğe ve para karşılığı evlendirilmeye zorlandıkları belirtildi.

ÇOCUKLARIN YAŞADIKLARI SORUNLAR...

Mültecilerle Dayanışma Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, ülkelerinden kaçmak zorunda kalan Türkiye'de yaşayan mülteci çocukların yararını gözeterek, iltica sistemine erişip erişemediklerini ve haklarının korunup korunamadıklarını öğrenebilmek için İzmir Baro başkanlığı ile birlikte durum tespiti yapabilmek, yaşanan hak ihlallerine dikkat çekebilmek ve konunun detaylıca araştırılmasının önem arz ettiği vurgulandı. Ayrıca, başvuruda iltica alanında refakatsiz çocukların 'çocuk koruma altında' yaşadıkları problemler şöyle sıralandı:

- Refakatsiz çocuklara hizmet veren kurum ve kuruluşların iş birliği ve eş güdümlü çalışma olanaklarının, bu koşullarda çalışanların rol ve görevlerinin açık bir şekilde tanımlanmasına ihtiyaç duyuluyor.

- Özgürlüğünden yoksun bırakılan, yetişkinlerle birlikte kendilerine özel bir bölümde kalmaksızın idari gözetim altında tutulan çocuğun hakkında ivedi karar verilmesinin sağlanması konusunda sıkıntılar yaşanmakta. Geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutulan aylar boyunca tutulan çocukların uluslararası korumaya veya geçici korumaya eerişimleri ivedilikle gerçekleştirilmeli.

- Refakatsiz çocuklara başvuru alındığı andan itibaren derhal yasal temsilci veya vasi veya kayyım atanması gerekiyor olsa da, refakatsiz çocuklar için yapılan tüm iş ve işlemler çocuğa vasi atanmadan gerçekleştiriliyor. Oysa ki vasi atanmadan Çocuk Koruma Kanunu bağlamında acil bir korunma kararı verilebilmesi ve Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 23/4 bağlamında da bir vasi atanmadan işlem yapılması mümkün değildir.

- Ülkemizde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne bağlı Göç İdaresi İl Müdürlükleri'nde sadece 22 sosyal hizmet uzmanı ve 18 psikolog bulunmakta. Çocuklarla yapılan görüşmelerde sosyal hizmet, psikolog bulunması yönünde 6458 sayılı yasada hüküm bulunuyor olsa da meslek elemanları farklı birimlerde çalışmaktadır ve her ilde meslek elemanı bulunmaktadır. Meslek elemanı bulunmayan illerde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri'nden meslek elamanı talep edilmeli ve çocuğun yüksek yararına görüşme raporu yazılabilmelidir.

- Ailesinden ayrı düşen çocukların başka ülkelerde aile üyeleri varsa aileleriyle birleştirilmesi öncelik taşımalı. Çocuğun yüksek yararı ilkesi göz önünde bulundurulduğunda anne babalarıyla ayrı ülkelerde yaşayan çocukların aileleriyle birlikte olabilmeleri için devletler kolaylıklar göstermelidir.