Tüm Bel-Sen'den İBB’ye 'promosyon' tepkisi: Şeffaf bir irade sergilenmedi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanları, bankaların promosyon görüşmelerinin şeffaf yönetilmediği gerekçesiyle Saraçhane'de basın açıklaması yaptı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu'na bağlı (KESK) Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen), İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane binası önünde basın açıklaması yaptı. Tüm Bel-Sen açıklamada, yürütülen promosyon görüşmelerinde sendika temsilcilerinin de bulundurulmasını istediklerini söyledi.

Tüm Bel-Sen İstanbul 5 No'lu Şube TİS ve Hukuk Sekreteri Yılmaz Haksever yaptığı açıklamada, "Her gün artarak devam eden ekonomik kriz, temel tüketim maddelerine gelen zamlar, çalışanların ücretlerindeki erime yaşamı daha da çekilmez bir hale getirmektedir. Emekçilerin gelirlerindeki bu erime sadece maaşlarında değil diğer mali haklarında da yaşanmaktadır. Söz konusu bu mali hakların bir tanesi de bankaların maaşlarımızın ödenmesine aracılık etmesi karşılığında çalıştığımız kurumlarla bankalar arasında iki üç sene önce imzalanmış maaş ödemesi sözleşmelerine dayalı olarak bizlere verilen promosyon ödemeleridir" dedi.

'PROMOSYON ÖDEMESİ, BANKALARIN ELDE ETTİĞİ YÜKSEK KAZANÇLARIN EKSİK BİR KARŞILIĞI'

"Bankaların çalışanların maaşlarını ödenmesine aracılık etmesi nedeniyle çalışanlara promosyon ödemesinde bulunması bankaların emekçilere karşılıksız bir ödemesi değil ilgili aracılık hizmetinden kaynaklı elde ettikleri yüksek kazançların eksik bir karşılığıdır" diyen Haksever, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizdeki yasal mevzuat nedeniyle özel ve kamusal tüm kurumlar çalışanlarına ücretlerini bankalar aracılığıyla ödemektedir. Kurumlar ödeme öncesinde bütün posta maaşlarını ilgili bankaya yatırmakta, toplu olarak yatırılan bu meblağlar birkaç gün, hatta bazen 1 hafta 10 gün ilgili bankanın hesabında kalmakta ve banka maaş ödeme gününde yatırılan toplu parayı çalışanların yine aynı bankadaki hesaplarına dağıtmaktadır. Maaşların toplu olarak bankaya yatırıldığı gün ile bunun kişilerin hesaplarına aktarılması arasındaki günlerde banka söz konusu bu parayı değerlendirmekte, bundan hatırı sayılır kârlar elde etmektedir. Yine maaşlarını almak için çalışanların ilgili bankanın müşteri olması nedeniyle de bankalar ekstra kazançlar elde etmektedir. Bundan iki yıl önce imzalanan banka promosyon sözleşmelerinde dikkate alınan toplam maaş miktarları, maaşların sadece enflasyon düzeyinde artışından kaynaklı bile parasal olarak iki-üç katına çıktığı dikkate alındığında, bankaların bundan iki sene önce bir defaya mahsus ödediği promosyon ödemesinin emekçilerin maaşlarını değerlendirerek elde ettiği güncel kârların yanında devede kulak bile kalmadığı ortadadır. Hele ki söz konusu maaşların bankalara toplu olarak maaş ödemesinden günler önce yatırılması ve bankaların bunları gerek günlük tahvil, repo, fon vb. bankacılık araçlarıyla gerekse döviz kuru hareketlerini kullanarak değerlendirdiği düşünüldüğünde, bankaların biz emekçilerin maaşları üzerinden ne kadar yüksek kazançlar elde ettiği görülmektedir."

'MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ'

Haksever, sözlerine şöyle devam etti:

"Birçok belediyede yakın tarihte imzalanan banka promosyon sözleşmeleriyle çalışanlara 35 bin–45 bin arasında ödeme yapılıp, iki-üç sene önce imzalanmış promosyon sözleşmelerinde bu rakamların en fazla yüzde 10’u düzeyinde kalması bile emekçilerin yaşadığı reel kaybı gözler önüne sermektedir. Sonuçta bankalar, biz emekçilere bundan iki-üç sene önce yaptığı, bugün adeta pula dönmüş promosyon ödemelerine dayanarak bugünkü maaşlarımızdan aslında karşılığını ödemediği yüksek miktarlarda kazançlar elde ederek kârlarına kâr katmaktadır. Sendikamız geçtiğimiz günlerde, emekçilerin bu kez de bankacılık sistemi üzerinden yoksullaştırılması anlamına gelen bu haksız ve adaletsiz maaş promosyon sözleşmelerinin güncel resmi enflasyon rakamları çerçevesinde güncellenmesi için çalıştığımız kurumlar üzerinden ilgili bankalara başvurularda bulundu. Ancak bankalar bu başvurularımıza cevaben bırakın bu sözleşmeleri güncellemeyi, sözleşmelerin iptali ve değişimi halinde ödenmesi gereken ağır cezaları belirterek bizleri tehdit etti. Ayrıca yürütülen süreçte konunun tarafı olan belediye, işçi ve memur sendikalarını sürece dahil etmeyerek ve düzenli bir açıklama yapmayarak şeffaf bir irade sergilememiş olup süreci 'her kafadan bir ses çıkma' noktasına getirmiştir.

Bu ve benzer süreçlerde belediye bürokrasisinin daha hassas ve incelikli davranması talebimizdir. Yerel yönetim emekçilerinin bütün hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmek için 32 yıldır kesintisiz bir şekilde mücadele yürüten Sendikamız Tüm Bel-Sen, bankaların emekçilerin maaşları üzerinden her geçen gün daha büyük kârlar elde ederken bunun karşılığını ödememesini kabul etmeyecektir. Bankalardan hakkımız olanı talep etmemize karşılık onların, iki-üç sene önceki tek taraflı dayattığı sözleşmelerin ağır cezai şartlarını önümüze koyarak bizleri tehdit etmesine teslim olmayacağız. Nasıl ki hükümetin göstermelik enflasyon rakamlarıyla bizleri her geçen gün daha da yoksullaştırmasına karşı mücadele ediyorsak, bankaların sözde kılıfına uydurarak bizlerden çalmasına da sessiz kalmayacak ve on binlerce emekçiyle birlikte, alın terimiz gerçek karşılığını alana kadar hem hukuki alanda hem fiili ve meşru alanda mücadelemize devam edeceğiz."

Etiketler KESK Saraçhane İBB