TTB’den DEVA’ya ziyaret: Türkiye, gitmek isteyenlerin ülkesi haline geldi

DEVA lideri Babacan, TTB ve sağlık örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. Babacan, "Her alanda olduğu gibi Türkiye, gitmek isteyenlerin, kaçmak isteyenlerin ülkesi haline geldi" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve beraberindeki heyet, DEVA Genel Başkanı Ali Babacan ile parti genel merkezinde görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, Fincancı ve beraberindeki heyet Babacan’a 23 Kasım’da İstanbul’dan “Beyaz Yürüyüş” ile başlayıp 27 Kasım’da Ankara’da “Beyaz Forum” ile noktalanacak programlarına dair bilgi verdi.

‘PANDEMİ DÖNEMİNDE YAŞANAN SIKINTILARI VE SORUNLARI MASAYA YATIRDIK’

Babacan ile yapılan toplantıda TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Muharrem Baytemür, DEVA Partisi Genel Sekreteri Medeni Yılmaz ile DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcıları Aysun Hatipoğlu, Hasan Karal ve İbrahim Çanakcı da yer aldı.

Görüşmeye dair konuşan Babacan, “Ülkemizin sağlık sektörüyle ilgili sorunlarını değerlendirdik. Özellikle de hekimlerimizin şu son birkaç yıldır içinden geçmekte olduğumuz pandemi döneminde yaşadıkları sıkıntıları ve giderek artan sorunları masaya yatırdık” dedi.

‘HEKİMLERİN YAŞADIKLARI SORUNLAR ARTMAYA DEVAM EDİYOR’

Pandeminin en başından beri TTB ile diyalog içerisinde olduklarını, sorunları teşhis etmek için TTB ile yapılan çalışmaları önemsediklerini belirten Babacan, “Hekimlerin yaşadıkları sorunlar gerçekten çok fazla ve artmaya devam ediyor. Hekimlerimizin çalışma şartları meslekleri gereği oldukça zor ama pandemi dönemiyle beraber olağanüstü uzun mesai saatleri, olağanüstü uzun nöbet saatleri ve son dönemlerde yapılan randevu süresinin kısaltılmasıyla beraber de aslında ne kadar yoğun bir iş yükünün olduğu tescil edilmiş oldu” ifadelerini kullandı.

‘HER ALANDA OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE, GİTMEK İSTEYENLERİN ÜLKESİ HALİNE GELDİ’

Sağlıkta şiddetin bir başka önemli sorun olduğunu vurgulayan Babacan, siyaset dilinin, doktorluğun diline yakışır bir saygı dili içerisinde olması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Ülkedeki hasta doktor ilişkisinin dilini maalesef siyaset olumsuz etkileyebilir. Bu noktada siyasete çok büyük bir sorumluluk ve görev düşüyor. Özlük haklarıyla ilgili kuşkusuz sorunlar var. Bunların adil ve rasyonel bir şekilde çözülmesi gerekiyor, üzerinde çalışılması gerekiyor. Bu süreçte ülkemizin genel iklimi, özellikle özgürlükle ilgili olan genel iklimi, çalışma koşullarıyla ilgili sorunlar sebebiyle de hekimlerimizi başka ülkelere kaybetmeye başladık. Bu ülkede artık kendini ve ailesinin yarınlarını görmeyip, hayatını ve ailesinin hayatını başka ülkelerde kurmak isteyen hekimlerimizin sayısında oldukça artış görüyoruz. Her alanda olduğu gibi Türkiye, gitmek isteyenlerin, kaçmak isteyenlerin ülkesi haline geldi."

'SAĞLIK ÇALIŞANLARI BU YÜKÜ TAŞIYAMAZ OLDU'

73’üncü TTB kongresinde sağlığın toplumsallaştırılması ve sağlık politikalarının toplumla birlikte oluşturulmasından söz ettiklerini hatırlatan Fincancı, siyasi partilerin ve toplum temsilcilerinin birlikte çalışmalar yürütmesinin kıymetli olduğunu belirtti. Hekimlerin yaşadığı sorunları, uzun nöbet sürelerini ve sağlık alanında yapılan değişimlere ilişkin konuşan Fincancı şunları söyledi:

“Özellikle sağlıkta dönüşümle birlikte, sağlığı piyasaya açtığımızda kışkırtılmış sağlık talebi ve sağlığın bir kar alanı olarak tanımlanmış olması, tam da pandemi sürecinde hepimize sağlığın aslında bir değişim değeri olamayacağını çok açık bir biçimde gösterdi. Son yıllarda değer temelli sağlık hizmetleri tartışmaları yürüyor. Oysa değer temelli dediğimizde biz etik temellerimizi algılarken, o değer temeli, bir değişim temeline tekabül ediyor. Piyasada bu değişim değerinin bedeli de salgında bugün itibariyle fazladan ölümleri de kattığımızda 200 binin üzerinde insanımızı yitirmiş olmamızdır. Her hafta bin 500 insanı yitiriyor olmamızdır. Bunları gözeten bir yerden sağlık çalışanlarından yükünün ne kadar ağır olduğunu da hepimiz biliyoruz. Kısa sürede biz hastaları sanki bir bant üzerinde değerlendiriyormuşuz gibi önümüzden geçerek gidişini izleyen bir noktaya itilmişken, saatler süren nöbetlerle ardından hiç dinlenmeden hastaları en nitelikli sağlık hizmetine ulaştırma cabası içindeyken, sağlık çalışanları bu yükü artık taşıyamaz oldu ve biz meslektaşlarımızı ve sağlık gücümüzü yitirmeye başladık”

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA ‘BEYAZ YÜRÜYÜŞ’

TTB olarak İstanbul’dan başlatacakları “Beyaz Yürüyüş” programına dair bilgi veren Fincancı, DEVA Partisi ziyareti ile de partililere davet çağrısında bulundu. “Beyaz Yürüyüş”e dair bilgi veren Fincancı, “23 Kasım’dan 27 Kasım’a kadar Kocaeli, Bursa ve Eskişehir duraklarından sonra 27 Kasım’da TTB önünde buluşacağız ve bir 'Beyaz Forum' yapacağız. Bu forum, hepimize önümüzdeki süreci nasıl örmemiz gerektiğini gösterecek. Tüm sağlık çalışanlarının, toplumun temsilcilerin söz alacağı, renklerini o foruma yansıttığı bir forum umuyoruz. Buradan da ‘Emek bizim, söz bizim’ diyoruz. Herkesi emeğinin sahibi olmaya davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.