TTB’den deprem raporu: Covid-19 riski arttı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İzmir Tabip Odası İzmir’de meydana gelen depreme ilişkin hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı. Depremin ardından bölgede Covid-19 ve grip vakalarının artabileceği uyarısında bulunan hekimler önerileri ve taleplerine de raporda yer verdi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İzmir’de merkez üssü Seferihisar olan 6,9 şiddetindeki depremin ardından bölgede inceleme ve değerlendirmeler yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İzmir Tabip Odası üyesi hekimler, hazırladıkları “İzmir Depremi Değerlendirme Raporu”nu bugün (3 Kasım) kamuoyuyla paylaştı.  

Depremin ardından bölgede Covid-19, grip ve solunum yolu rahatsızlıklarının artabileceğini belirten tabipler geçici yerleşim alanlarında sağlık hizmetlerinin organizasyonunun yetersiz olduğunu belirtti. Tabipler İzmir’de sağlık çalışanlarının çalışma süreleri yeniden düzenlenmesini, gerekirse Covid-19 önlemleri çerçevesinde bölgeye dışarıdan personel takviyesi sağlanmasını talep etti.

‘COVİD-19, GRİP VE SOLUNUM YOLLARI HASTALIKLARI RİSKLERİ ARTTI’

İzmir Tabip Odası’nda düzenlenen basın toplantısına Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2’nci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Türk Tabipleri Birliği Etik Kurul Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu ve İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı katıldı. Toplantıda konuşan Dr. Lütfi Çamlı depremin, doğal olayların insan eliyle nasıl bir afete dönüştüğünü bir kez daha gösterdiğini ifade ederek, “Ülkemiz, planlama, kentleşme, yapılaşma ve denetim konularında ranta dayalı politikalar ve bilim ve mühendisliğe aykırı uygulamalar nedeniyle, başka topraklarda yaşandığında ‘doğa olayı’ sınırları içinde kalacak durumların ağır kayıplar yaşattığı bir ‘afet ülkesi’ne dönüşmüştür” dedi.

İzmir’deki depremin etkilerinin ortaya konulduğu Türk Tabipleri Birliği’nin raporunda Covid-19 riskine dikkat çekildi. Deprem nedeniyle oluşan nüfus hareketi, geçici yerleşim yerlerinde barınma, kalabalık ortamlar, uygun olmayan yaşam koşulları, beslenmenin olumsuz etkilenmesi, hijyen olanaklarının yetersizliği, altyapı sorunları, fizik mesafenin korunmasında, maske kullanımında ve sağlık hizmetlerinde aksamalar gibi faktörlerin Covid-19, grip ya da solunum yolları hastalıklarına neden olabileceğini belirten tabipler, “Genellikle deprem sonrası ilk dönemde bulaşıcı hastalıklarda bir artış beklenmemesine karşılık İzmir’i etkileyen depremin Covid-19 vaka sayısında artış eğiliminin sürdüğü dönemde meydana gelmesi, Covid-19 ve mevsimsel grip ve solunum yolları hastalıkları ile ilgili riskleri arttırmakta ve yeni riskler ortaya çıkarmaktadır” dedi.

SAĞLIKÇILARIN COVİD-19’E YAKALANMA RİSKİ KATLANIYOR’

Tabiplere göre, evi hasar gören ya da çeşitli nedenlerle evinde kalamayan Covid-19 vaka ve temaslılarının bir kısmının geçen üç gün boyunca geçici yerleşim alanlarında barınması, uygunsuz barınma koşulları nedeniyle vakaların ve temaslıların izinin kaybedilmesi riskini ortaya çıkardı. Tabiplerin deprem bölgesindeki korona virüsü salgınına karşı uyarıları şu şekilde oldu:

“Deprem öncesinde pozitif temaslılar güvenlik kuvvetleri denetimiyle evde tutuluyorken şimdi örneğin bir ailenin tek çadırda kalabilmesine izin verilmiş olması, geçici yerleşim alanında kalan depremzedelere bulaş riskini artıracaktır. Bir diğer önemli nokta da pandemi hastanesi olmayan kurumlarda depremzede covid şüpheli veya covid pozitif vakaların yatışı gerektiğinde sevk konusunda sorun yaşanmasıdır. Ayrıca İzmirli sağlık çalışanları özveriyle çalışmaya devam etmektedir ve hasta ve yaralılarla temasları arttığı için Covid-19’e yakalanmaları riski de katlanmaktadır.”

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ GEREKSİNİMLERİ

Deprem sonrasında İzmir’de sağlık hizmetlerinin sağlık çalışanlarının özverisiyle büyük bir aksama yaşanmadan kesintisiz devam ettiğini ve bunun olumlu olduğunu ifade eden tabipler, sağlık çalışanlarının gereksinimlerine ilişkin ise şunları kaydetti:

“Deprem sırasında yakınlarını kaybeden, kendileri ve yakınları yaralanan, diğer depremzedeler gibi temel gereksinimlerini dahi karşılamakla ilgili zorlanan sağlık çalışanlarının, depremle ilgili acil sağlık hizmetlerini sunmaları ve pandemi koşullarında zorlukla sürdürmekte oldukları rutin sağlık hizmetlerini aksatmadan sürdürmeleri beklenmemelidir. Sağlık çalışanlarının ve yakınlarının temel gereksinimlerinin saptanması ve giderilmesiyle ilgili planlamaların yapılması, pandemi döneminde ortaya çıkan, depremle birlikte artan psikososyal destek gereksinimlerine ulaşmalarıyla ilgili engellerin ortadan kaldırılması sağlık otoritelerince ilk etapta alınması gereken önlemler arasında yer almalıdır. Sağlık çalışanlarının kendilerinin ve yakınlarının güvenliklerini ve esenliklerini sağlamak, temel gereksinimlerine ulaşmak üzere kendi kontrollerinde gerçekleştirecekleri planlamalara olanak vermek amacıyla izin gibi özlük haklarıyla ilgili sınırlamaların ortadan kaldırılması önemli ve gereklidir.”

TABİPLERİN ÖNERİ VE TALEPLERİ

Kısa zamanda geçici yerleşim alanlarında barınanların kalıcı konutlara yerleştirilmesi, deprem bölgesinde nüfus hareketleriyle ilgili önlemler alınması, başta geçici yerleşim alanları ve depremden etkilenen mahalleler olmak üzere kalabalık ortamların oluşumunun engellenmesi talep edilen raporda öneri ve talepler şu başlıklar altında sıralandı:

GEÇİCİ YERLEŞİM ALANLARI

- COVİD-19 yayılımının önlenmesi ve ileriki günlerde şiddet ve istismara karşı önlem alınması açısından geçici yerleşim alanlarının çevresi kapalı olmalı ve giriş-çıkış kontrollü olarak sağlanmalıdır. Görevli ya da yakını olmayanların girişine izin verilmemelidir. Kontrolsüz giriş-çıkış, bir süre sonra “felaket turisti” ziyaretlerini kontrol edilemez hale getirir.

- Geçici yerleşim alanında yaşayanların mutlaka hane kaydı yapılmalı, HES kayıtları, sağlık ve hastalık öyküleri, kullandıkları ilaçlar ve tıbbi cihazlar mutlaka kaydedilmelidir.

- Alanda kamu kurumları ve STK'ların birbiri arasında ve alanın tamamının yönetimine dair koordinasyonun kurulması gereklidir.

- İsteyen herkes alana girip malzeme dağıtamamalıdır. Malzemelerin bir bölgede toplanması ve sınıflanarak ihtiyaca göre dağıtımı sağlanmalıdır.

- Gıda ikramlarında pandemi açısından denetim yapılmalı, hijyenik koşullara dikkat edilmelidir.

- Dayanışma göstermek isteyenler alandaki görevlilerin yönlendirmesi ile çalışmalıdır. Şu anda ihtiyaç malzemesi toplamak yerine toplanan malzemelerin ulaşımı ve iletilmesi konusunda daha çok dayanışmaya gereksinim vardır.

- Alanda yaşayanların ihtiyaçları yine kendilerinin katılımıyla belirlenmesi, yardımların ihtiyaca göre organize bir şekilde dağıtımının yapılmasını sağlayacaktır.

- Gıda dağıtımı sıcak yemek şeklinde, çadır numaralarına göre ayrılmış şekilde birkaç alanda yapılmalıdır. Maske kullanımı ve fiziksel mesafeye dikkat edilmelidir.

- Maske düzenli olarak sağlanmalı ve maske kullanımı izlenmelidir. Maske kullanımı ile ilgili bilgi verilmeli ve dezenfeksiyon noktaları oluşturulmalıdır.

- Güvenli ve yeterli ısınma için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

- Geçici yerleşim yerleri ne yazık ki bir süre daha kullanımda olacaktır. Kış koşullarının yaklaştığı ve soğuk nedeniyle daha çok içeride kalınacağı dikkate alınarak yağış ve soğuk geçirmeyen, daha geniş barınma olanağı sağlayan ve güvenli ısınma temin edilen barınakların kullanılması gerekir.

SAĞLIK HİZMETLERİ

-Geçici yerleşim alanlarında sağlık hizmetlerinin organizasyonu yetersizdir. Özellikle Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri hızla örgütlenmelidir. Covid-19 pandemisi nedeniyle özellikle filyasyon kritiktir. Bu nedenle Bornova ve Bayraklı İlçe Sağlık Müdürlükleri personel ve malzeme açısından desteklenmelidir.
-Başta birinci basamak sağlık hizmetleri olmak üzere sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülmesi, geçici yerleşim yerlerinde koruyucu hizmetlerin gezici ekipler tarafından sunulması sağlanmalı ve risk grupları belirlenmelidir.
-Genel olarak deprem bölgesinin ve özellikle geçici yerleşim yerlerinin altyapı hizmetleri (su, kanalizasyon, atıklar vb) kesintisiz olarak sağlanmalı ve aksatılmadan sürdürülmelidir.
-Psikososyal destek için STK'lar ile işbirliği yapılmalıdır.

COVİD-19 ÖNLEMLERİ

- İl Pandemi Kurulu acilen toplanarak depremle birlikte gelişen bu yeni risklere karşı alınacak önlemleri belirlemelidir.

- İl Pandemi Kurulu’nda ilk görüşülmesi gereken konulardan birisi de COVID-19 pandemisine ek olarak mevsimsel grip salgınınn beklendiği bugünlerde, geçici yerleşim alanlarında yaşayanların gripten korunmasıdır. Bilinen risk faktörlerini taşımasalar bile kısıtlı barınma ve bulaştan korunma olanakları nedeniyle riskli kabul edilmeleri ve gerekirse influenza aşısı uygulanması düşünülmelidir.

- Geçici yerleşim alanlarında salgının yayılımını arttırabilecek toplu etkinliklerden uzak durulmalıdır.

- Barınan kişilerin HES kodu almaları ve bu kodların izlenmesi sağlanmalıdır. Semptom taraması, gerektiğinde test yapılması ve PCR örneği alınması için izolasyon alanlarının hazırlanması uygun olacaktır.

- Geçici yerleşim yerlerinde Covid-19 göz önünde bulundurularak kişi başına 4 m2’lik barınma alanı düşecek şekilde bir planlama yapılmalıdır.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ GEREKSİNİMLERİ

- Sağlık çalışanları kendileri depremzede oldukları evlerini, yakınlarını kaybettikleri halde hizmet sunmaya devam etmektedirler.

- Sağlık çalışanlarının da depremzede oldukları dikkate alınmalı, kendilerinin ve yakınlarının güvenliklerini ve esenliklerini sağlamak, temel gereksinimlerine ulaşmak üzere kendi kontrollerinde gerçekleştirecekleri planlamalara olanak vermek amacıyla izin gibi özlük haklarıyla ilgili sınırlamaların ortadan kaldırılması önemli ve gereklidir. Kreş sorunu çözümlenmelidir.

- İzin hakkına ek olarak bu süreçle baş edebilmelerine destek olacak ekonomik ve sosyal haklar sağlanmalıdır.

- Psikolojik ilk yardımın esasları öncelikli olarak fiziksel güvenliğin sağlanması ve temel yaşam gereksinimlerini gidermekle ilgili destek sunulmasıdır. Sonraki dönemde sağlık çalışanlarının gereksinim duyduğu psikososyal desteğin uygun bir biçimde planlanabilmesi için pandemi ve deprem koşullarının birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

- Özellikle depremden doğrudan zarar gören sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının durumları ve gereksinimlerine yönelik olarak özel bir izleme sistemi kurulmalı ve gereksinimleri karşılanmalıdır.

- Evi hasar gören ya da oturulamaz duruma gelen sağlık çalışanlarının bina tespitleri bir an önce tamamlanarak gereken ekonomik destek sağlanmalı ve pandemi döneminde bir an önce normal yaşama geçmeleri için her türlü düzenleme yapılmalıdır.

- Hasta ve yaralılarla temaslarının artması nedeniyle, sağlık çalışanlarına Covid-19 bulaşması risli çok artmıştır. Bu açıdan düzenli Covid-19 taraması yapılması kritik öneme sahiptir.

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ÇALIŞMA SÜRELERİ YENİDEN DÜZENLENMELİ’

-İzmir’de sağlık çalışanlarının çalışma süreleri yeniden düzenlenmeli, gerekirse Covid-19 önlemleri çerçevesinde bölgeye dışarıdan personel takviyesi sağlanması düşünülmelidir. Bu yapılırken dışarıdan gelecek personelin gönüllülük esasına göre belirlenmesine, afet bölgesinde çalışma deneyimi olan sağlık çalışanlarına öncelik verilmesi esas alınmalıdır.

- İl dışından görevlendirilecek sağlık çalışanlarının görev tanımlarının net olarak ortaya konulmasına, deprem bölgesinde barınma ve beslenme gereksinimlerinin yeterli bir şekilde karşılanmasına, bölgede çalışmaya başlamadan önce kısa bir uyum eğitimi verilmesi ve deprem bölgesinde çalışmanın zorlukları ve alınabilecek önlemlerle ilgili sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesine dikkat edilmelidir.