TTB aşıları incelemeye aldı, bu hafta açıklama bekleniyor

Korona virüsü salgınına karşı farklı ülke ve şirketlerce üretilen aşılardan hangisinin daha güvenli ve etkili olduğu tartışılıyor. Sağlık Bakanlığı Çin merkezli aşı için anlaşma yaparken gözler Türk Tabipleri Birliği’ne çevrildi. “Başından beri hükümet salgınla ilgili şeffaf olmadığı için aşı konusunda da insanların şeffaflıkla ilgili güven sorunu var” diyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, aşılara ilişkin değerlendirme çalışmalarına devam ettiklerini ve açıklama yapacaklarını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgını sürerken bilim insanlarının pandemiden kurtulma yolu olarak işaret ettiği aşı çalışmalarında da büyük yol kat edildi. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı ise Türkiye’de faz3 çalışmalarına devam edilen Çin merkezli Sinovac’ın aşısından 50 milyon doz sipariş edildiğini açıkladı. 

Aşı konusunda toplumda oluşan soru işaretlerini gidermek için çalışmalarını sürdüren Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu hafta içerisinde Covid-19 aşılarına ilişkin bir açıklama yapmayı planlıyor. Farklı ülke ve şirketlerce üretilen aşılara ilişkin değerlendirme çalışmalarının Covid-19 İzleme Kurulu tarafından yürütüldüğünü belirten TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Bu aşamada doğru sorular sormak gerekiyor. Doğru soruları sorma sorumluluğu da bilim insanlarının görev aldığı TTB’ye düşüyor.  Biz de Sağlık Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle bu soruları oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

‘DOĞRU SORULAR SORMAK GEREKİYOR’

Covid-19 aşılarının üçüncü faz çalışmaları sonucunda Pfizer/BioNTech, Moderna, Rusya Sputnik V ve e AstraZeneca/Oxford aşıları öne çıktı. Türkiye’nin Çin’de üretilen Sinovic aşısı için anlaşma yapmasının ardından “hangi aşı daha iyi” sorusu gündeme geldi ve gözler Türk Tabipleri Birliği’ne çevrildi.


Toplumda aşı konusunda soru işaretlerinin olduğunu ve bilimsel çalışmaları yakından takip ederek değerlendirme yapmaya çalıştıklarını belirten TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “İlgili birimlerimizin aşı çalışmalarına ilişkin yürüttüğü çalışma, değerlendirme devam ediyor. Bu hafta içinde de bu değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşacağız. Bu konuda ilgili tüm tarafların birlikte oluşturduğu bir görüş ile değerlendirme yapmak doğrudur. Bu aşamada doğru sorular sormak gerekiyor. Doğru soruları sorma sorumluluğu da, bilim insanlarının görev aldığı TTB’ye düşüyor.  Biz de Sağlık Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle bu soruları oluşturmaya çalışıyoruz. Bu soruların yanıtları üzerinden bir değerlendirmeyi hep birlikte yapalım ve güvenle aşılama süreçlerini tamamlayalım” dedi.

‘AŞIYLA İLGİLİ DE GÜVEN SORUNU VAR’

Aşı çalışmalarının umut verici ve kıymetli olduğunu belirten Fincancı’ya göre bir ülke ya da şirket aşısının ötesinde öncelikle kamusal boyutta bu aşı çalışmalarının yürütülmesi ve denetimi yapılmalıydı.  Sağlığın piyasaya terk edildiği koşullarda şirketlerce yürütülen çalışmalarla karşı karşıya kalındığını belirten Fincancı, son aşamada olduğu belirtilen aşıları değerlendirme noktasında salgın nedeniyle yeterli zamanın olmadığını söyleyerek, “Bilimsel dergilerde sonuçların yayınlanması bilim insanları tarafından bu sonuçların değerlendirilmesi, gerektiğinde eleştiri ve önerilerle yeni adımlar planlanması gerekir. Zaman sınırlılığı nedeniyle bunlar çok sınırlı ölçülerde yapılabiliyor” dedi. 

Son yıllarda Türkiye’de aşı karşıtlığına ilişkin söylemlerin yaygınlaştığını, bu aşamada “Aşı candır” söylemini yaygınlaştırmak gerektiğini belirten Fincancı, “Türkiye’de ne yazık ki şöyle bir zorluğumuz var” dedi ve şunları kaydetti:

“Başından beri hükümet salgınla ilgili şeffaf olmadığı için aşı konusunda da insanların şeffaflıkla ilgili güven sorunu var. Aslında güveni böyle sarsarak, şeffaf olmayı reddederek, veriler üzerinde oynayarak çok büyük zarar verdiler. Toplumdaki bu güven eksikliğini fark etmeleri gerekiyor. Hükümete duyulan bu güven sorunu aşı karşıtlığına yol açabilir. Çok ciddi bir aşı karşıtlığı sorunu önümüzde duruyor. Bilim insanları bilimsel temelde açıklamaları yaptığında buna güven duyulması gerekiyor.  TTB olarak, sağlık emek örgütleri olarak doğru yerden sözü kurmaya çalışıyoruz.”