Trans kadınlara şiddet: Kolluk marifetiyle artan baskı, nefret saldırılarını besliyor

Bıçaklı saldırganın 'fuhuş' ifadesi ile evleri mühürlenen trans kadınların avukatı Korkor: Müvekkillerimin yaşadıkları ne ilk ne de son olacak. Bu hukuksuzluklara karşı birlikte mücadele edilmeli.

Trans kadınlar, yaşadıkları Bornova Sokak'ta daha önce de birçok saldırıya uğradı.
Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Trans kadınlara yönelik nefret saldırıları, polis ve bekçi baskısı ile gündeme gelen İzmir Alsancak'taki Bornova Sokak'ta son olarak saldırıya uğrayan trans kadınların evleri “fuhuş” yapıldığı gerekçesiyle mühürlendi. Evlerin translara yönelik bıçaklı saldırıda bulunan bir kişinin ifadesi sonucu mühürlendiği ortaya çıkarken, mahkemeye yapılan itirazlar ise reddedildi. Trans kadınların avukatı Muammer Can Korkor, yaşanan durumu ve hukuki süreci Gazete Duvar'a değerlendirdi.

'KOLLUK MARİFETİYLE ARTAN BASKILAR NEFRET SALDIRILARINI BESLİYOR'

Son süreçte Bornova Sokak'ta translara yönelik artan saldırılara dikkat çeken Korkor, kolluk gücünün tavrının bundaki rolüne dikkati çekti: “Bornova Sokak'ta yaşananlar gerçekten çok üzücü. Kolluk marifetiyle artan baskılar doğrudan nefret saldırılarını besliyor. Aynı zamanda nefret saldırılarına karşı gerek yargının gerekse kolluk kuvvetlerinin üç maymunu oynaması, bu saldırıları yapma cesareti gösteren cehaletin güvenini arttırıyor. Trans kadınlara yönelik olarak bizzat kolluk kuvvetleri aracılığı ile yapılan baskı, tamamen politik tercihlerin bir sonucudur. Politik tercihler trans kadınları yok saymakta, daha kötüsü yaşama haklarını dahi hiçe saymaktadır. Bu düzlemde trans kadınlara karşı yürütülen sistematik baskı karşısında yargı yollarının da etkin olduğunu söylemek maalesef güç.”

'YAŞAM HAKLARINA YÖNELİK 'HUKUKİ' SALDIRILAR DA ARTIYOR'

Trans kadınların hukuki anlamda da birçok hak ihlaline maruz kalması durumunun özellikle son dönemde çığırından çıktığını söyleyen avukat Korkor, yaşam hakkına yönelik 'hukuki' saldırıların gün geçtikçe daha açık ve korkusuzca arttığını belirtti. Korkor, “Bu, hak ihlallerinin hukuk kuralları içinde kelime oyunları, kanun lafzının bağlamından kopuk değerlendirilmesi gibi çeşitli argümanlarla sindirilmesidir. Politik tercihler gericidir, trans kadınları yok saymaktadır. Hukuk da gerici politik tercihlerin bir maşası olmaktan ileri gidememektedir” dedi.

'KARAR TAMAMEN HUKUKSUZ'

Son yaşanan olayda ise idarenin elinde somut bir delil olmamasına rağmen “fuhuş” yapıldığı gerekçesiyle trans kadınların evlerinin mühürlendiğini belirten avukat Muammer Can Korkor, şöyle devam etti: “Bu karar, her ne kadar hukuki bağlamda olumsuzluklara alışmış olsak da beni hayrete düşürdü. İdarenin elinde hiçbir somut delil yokken, fuhuş yapılığı iddiası ile evin mühürlenmesi kararı idare tarafından verilmiştir. Biz de bu konu karşısında yürütmenin durdurulması talebiyle idare mahkemelerine dava açtık. Bunun yaşam ve barınma hakkının ihlali olacağından bahsettik. Bu çok önemli, çünkü idare vatandaşı karşısında güçlüdür ve vatandaşının tüm haklarını gözetmekle yükümlüdür. Ancak mahkeme, yürütmenin durdurulması talebini reddederek sansasyonel bir karara imza atmıştır. Burada çok açık barınma hakkının ihlali söz konusudur. Bir hukukçu olarak, bu kararın mahiyetini size net bir şekilde açıklayamam çünkü karar tamamen hukuksuzdur.”

'YAŞANAN HAK KAYIPLARININ TAKİPÇİSİ OLUNMALI'

Evlerin mühürlenmesinin trans kadınlar nezdinde insan hakları ihlali olduğunu vurgulayan Korkor, “Bu bir politik tercihin sonucudur ve hukuk bu politik tercihten bağımsız düşünülemez. En azından yargılama bitene kadar evlerin mühürlenmemesi gerekir. Yargılama bittikten sonra da trans kadınların evlerinin mühürlenmesinin insan hakları ihlali olduğunu düşünüyorum” dedi. Son olarak kamuoyuna hukuksuzluklara karşı birlikte mücadele çağrısında bulunan avukat Korkor, “Müvekkillerimin yaşadıkları ne ilk ne de son olacak. Kamuoyuna söylemek istediğim, bu hukuksuzluklara karşı birlikte mücadele ederek, politik tercihler doğrultusunda ilerleyen hukuk çarklarını ters çevirmeli ve yaşanan hak kayıplarının takipçisi olmalarıdır” diye konuştu.

NE OLMUŞTU?

Şubat ayında Alsancak Bornova Sokak'ta trans kadın Y.İ.Ş., Fırat Duman isimli erkek tarafından bıçaklandı. Tıbbi müdahale sonrası Y.İ.Ş., ev arkadaşı trans E.S. ile birlikte karakola giderek şikayetçi olmak istedi. Ancak saldırgan Duman, E.S. ve Y.İ.Ş.'nin “fuhuş yaptığı” yönünde ifade verdi. Duman'ın ifadesi üzerine trans kadınlardan E.S. gözaltına alınarak Bozyaka'da bulunan Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği'ne götürüldü. E.S’nin avukatı ile görüşmesi engellenirken, trans kadınların yaşadığı evin mühürlenmesi için tutanak tutuldu. Kadınlar, bu karara karşı yürütmeyi durdurma talebiyle dava açtı. Ancak mahkeme aynı evin 2011 tarihinde de mühürlendiği gerekçesiyle yürütmeyi durdurma talebini reddetti. E.S. ve Y.İ.Ş'nin evlerine giden polis, evlerin fuhuş yapıldığı gerekçesiyle mühürleneceğini söyleyerek bir an önce boşaltılmasını istedi.