YAZARLAR

Trabzonspor gelişen bir takım

Trabzonspor, Abdullah Avcı yönetiminde, son yılların büyük gediği olan savunma yaralarını, her hafta üstüne koyarak, onarıyor, tamir ediyor. Bir kere takım yerleşim hatası yapmıyor. Oyunda hiçbir oyuncu pozisyondan doğan hatalara neden olmuyor. Rakip asla Trabzonspor defansını eksik yakalayamıyor.

Dünya ve Avrupa futbolu sıralamasına baktığımız zaman, Türk futbolunu sıranın en gerisine demirlemiş olarak görürüz. Bunun biricik nedeni defans yapmanın küçümsenmesi ve lanetli bir iş olarak futbola neredeyse dahil edilmeyen boş bir uğraş olarak ilan edilmesidir. Müthiş, harika ya da görkemli bir hücum oyun geleneği olan bir ülkenin defansif oyunu yadırgamasını anlarım. Ama Türkiye’nin, böyle bir oyun uygulaması ve karakteri de yok. Herkes, hiç kimsenin görmediği, hiçbir maçta emarelerine rastlamadığımız bir yüksek teknikle övünmesi de aslında gülünçten öte, trajik bir vaziyettir. Türkiye, hamle ayağıyla kontrol ayağına birbirine karıştıran, titrek, sarsak ve çaylak oyuncuların bir cenneti adeta. Tek hamlede topu kontrol edip, vuruş yönüne doğru kendi önüne düşürmeyi başaramayan bir oyuncu teknik olabilir mi? Otuz metre öteye isabetli pas atma becerisine sahip olmayan oyuncu, teknik oyuncu olarak lanse edilebilir mi? Topun yönünü ve şiddetini ayarlayamayan, kendi arkadaşına, düşmanına top atar gibi top atan oyuncu teknik olabilir mi?

Palavra; teknik oyuncu, Türk futbol yorumunun desteksiz bir atışından başka bir şey değil. Bire bir adam eksiltmeyi teknik yerine ikame eden zihniyetten futbol oyunundan anlamasını bekleyemeyiz. Her neyse...

Trabzonspor, Abdullah Avcı yönetiminde, son yılların büyük gediği olan savunma yaralarını, her hafta üstüne koyarak, onarıyor, tamir ediyor. Bir kere takım yerleşim hatası yapmıyor. Oyunda hiçbir oyuncu pozisyondan doğan hatalara neden olmuyor. Rakip asla Trabzonspor defansını eksik yakalayamıyor. Defansın merkezi her durumda en az üç oyuncu ile kapalı tutuluyor. Merkezin önünde en az iki oyuncu bulunuyor.

70. dakikaya kadar Bilal-Marlon ile birlikte sol kanadı, başarılı biçimde kapattı. Koridor iki oyuncuyla kapatılınca, Lennon gibi adeta yüz metreci bir oyuncuya hiç fırsat verilmedi. Aynı şey sağ kanatta Pereira ve Diabate tarafından başarılı olarak icra edildi. Defansın merkezi ve kanatlar çok oyuncu ile güvence altına alınınca, takım elbette çok az oyuncu ile hücuma çıkma imkanı buldu.

Burada önemli olan defansif yapılanmayı inşa ettikten sonra hücum planını daha verimli ve kademeli olarak inşa etmektir.

Ama bence ölçünün kaçtığı bir yer var; maç başladığında Trabzonsporlu oyuncular bolca pas hatası yaptı. Bu pas hatalarının nedeni bence hata yapma endişesinden kaynaklandı. Hata yapmaktan aşırı korkan oyuncu daha çok hata yapar. Abdullah Avcı’nın oyunculara futbolun ciddi bir iş olduğunu hatırlatması kesinlikle doğrudur. Ama burada önemli olan reçete değil dozdur. Doktor tanıyı koyar, reçeteyi yazar ve her ilacın dozunu da belirtir. Gerçek iyileşme sürecini belirleyen de bu doz ayarlamasıdır.

Futbol ciddi bir iştir ama aynı zamanda çok zevkli bir uğraştır. Her oyuncu zevkin ve ciddiyetin orta değerleriyle beslenmeli ya da terbiye edilmelidir. Aşırı ciddiyet, totaliter bir yapıya neden olur ki, bu da hem öz güven hem de özgün yetenekleri budar. Aman dikkat.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.