YAZARLAR

Trabzonspor biraz daha hızlanabilir mi! 

Beşiktaş doğal olarak oyunun temposunu arttırırken, Trabzonspor bu hıza neyle ve nasıl cevap verecek. Oyunu geride kabul etmek çözüm olmayacak. Çünkü oyunu geride kabul etmek, Beşiktaş’a galibiyeti altın tepside sunmak anlamına gelir. Abdullah Avcı’nın en büyük sınavı ve MR sonucu, galiba Beşiktaş maçı olacak.

Eldeki kadroya bakıldığında, bu soruya olumlu bir cevap verip, evet demek maalesef, mümkünmüş gibi görünmüyor. Futbol oyununun hız sorunu, kalite sorununa eşittir. Başka bir ifadeyle söylersek, oyununuzun hızı kalitenizin hızına bağlıdır. Artan hız ya da yükselen oyun temposu, yönü ve şiddeti iyi ayarlanmış pasları tehdit eder. Ama eğer bunu başarabiliyorsanız, dünyada sırtını yere değdiremeyeceğiniz takım kalmaz. Hız meselesi, futbol oyun planlarının en stratejik meselesidir. Paslaşmanın isabeti, yönü ve şiddeti, hız bu kadar yükselmişken, sizin ne kadar ustalaştığınıza bakar. 

Trabzonspor’un ileri en ucunda  Djaniny gibi bir oyuncu görev aldığı müddetçe, oyunun hızını artırmak, takıma ve skorlara pozitif bir etki yaratmaz. Bu oyuncu, temposu yüksek, hızlı ve dikine oynanan oyunlar için, kendi başına büyük bir risk. Topla ilişkisi kötü olan bir hücumcuyla, hızlı ve dikine bir oyun oynanamaz. Esasen, Ekuban da hızı artan bir oyunda ne yapacağı pek belli olmayan oyunculardan sayılır. Pas ve kontrol-pas yapılanmasında çok iyi olduğu söylenemez. Bu iki oyuncu, aslında geniş alan oyuncusu ve daha çok kontra yapmaya yatkın niteliklere sahip. 

Ama Abdullah Avcı, birinci ve ikinci bölgede çözdüğü sorunlar, dominant bir oyun oynamak arzusunda olduğunu gösteriyor. İşin doğrusu da Avcı, söz konusu iki bölgede harika işler yaptı ve çok ciddi sorunları çözdü. Nitekim son olarak Berat’ın, Abdulkadir Parmak’ın yanına monte edilmesi, iki bölgeye seviye atlattı. Berat, Abdulkadir Parmak’a geçiş oyunlarında daha fazla özgürlük sağladı. 

Gençlerbirliği maçında Trabzonspor 80. Dakikaya kadar da hiç zorlanmadı. Ama Abdulkadir Parmak ve Ekuban’ın oyundan alınması, takımın dengesi bozdu ve Gençlerbirliği o andan sonra bir parça etkili olabildi. Gençlerbirliği’nin kontra atak planı çok zayıftı. Daha doğrusu, pusu kurduğu yeri herkese ilan eden avcı acemiliğindeydi. Bu kadar acemi bir planla, Trabzonspor gibi yerleşik defansif sorunlarını çözmüş bir takımı yenmek ya da ona zor anlar yaşatmak, akıl kârı olamazdı. 

Trabzonspor defansı ve bu defansif anlayışın kusursuzluğunu bitmiş bir ürün olarak ilan etmeden önce, Beşiktaş maçını beklemek lazım gelir. Çünkü Beşiktaş oyunu hızlandırıp baskı kuran bir takım. Beşiktaş’la oynarken en az onlar kadar hızlı oynamak lazım; hızını arttıran takım, Beşiktaş’ı zorlar. 

Tam bu noktada benim merak ettiğim ve sonucunu bir an önce görmek istediğim hadise şu; Beşiktaş doğal olarak oyunun temposunu arttırırken, Trabzonspor bu hıza neyle ve nasıl cevap verecek. Oyunu geride kabul etmek çözüm olmayacak. Çünkü oyunu geride kabul etmek, Beşiktaş’a galibiyeti altın tepside sunmak anlamına gelir. 

Abdullah Avcı’nın en büyük sınavı ve MR sonucu, galiba Beşiktaş maçı olacak. 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.