YAZARLAR

Thai usulü yasemin pilavı

Jasmine pilavı gerçekten bir tür lapa, sadece haşlanıyor ama bizdeki lapalar gibi yapışkan olmuyor, kendine has lezzetiyle ise Uzakdoğu yemeklerinin yanına muazzam yakışan bir eşlikçi oluyor.

Bundan yaklaşık iki sene kadar önce bir iş seyahatim nedeniyle gittiğim Bangkok’ta yemeklere gerçekten bayılmıştım. Sokaklarda her köşede sürekli önüme çıkan yemek standları, her ne kadar bazen hijyenik anlamda çok güvenilir görünmese de, burnuma gelen kokular inanılmazdı. 

Sadece sokak satıcıları da değil, restoranlarda da yemekler genellikle en hafif tabirle olağanüstü lezzetlerle doluydu, zengin, aromatik, şekerli ve acı. Bu seyahate ilişkin gözlemlerimi de aslında burada yazmıştım.

Bangkok’ta yemeklerin bir çoğunun yanında servis edilen jasmine pirinci bugünün konusu. Jasmine pilavı demek gerek aslında ama bizdeki pilav anlayışından o kadar farklı ki öyle desek şimdi Twitter’da birileri çıkıp mutlaka “o pilav değil, lapa tarifi vermişsin, cahil!” gibi tepkiler verecek. Neyse her türlü yemek tarifine zaten böyle tepkiler almaya alıştım o nedenle çok dert etmeyeceğim, keşke içeriği okuyup sonra o tepkileri verseler ama işte çok şey istediğimi de biliyorum. 

Jasmine pilavı gerçekten bir tür lapa, sadece haşlanıyor ama pirincin ince ve göreceli olarak çok az nişastalı yapısı nedeniyle bizdeki lapalar gibi yapışkan olmuyor, kendine has lezzetiyle ise Uzakdoğu yemeklerinin birçoğunun yanına muazzam yakışan bir eşlikçi oluyor. Eğer bu tür yemeklere meraklıysanız bu tarifi çok seveceksiniz, orası kesin. Ama “pilav dediğin bol tereyağlı olacak, kaşıkla aldın mı altından yağ damlamayan pilava ben pilav demem” diyenlerdenseniz bu tarif sizlerin zevkine çok uymayabilir. 

Bu arada bu pilav tarifini baz olarak kullanarak muazzam fried rice denemeleri de yapabilirsiniz, bir de son olarak, pişirdiğiniz pirinçler hava geçirmeyen bir kapta 1 hafta boyunca saklanabilir. 

MALZEMELER (4 KİŞİLİK) 

-2 su bardağı jasmine pirinci

-2.5 su bardağı su

-1 tutam tuz

Evet gerçekten bugüne kadar malzeme faslı en kısa tarifle karşınızdayım. Ama yukarıda da dediğim gibi bu bir eşlikçi, ana yemek olarak düşünmemek gerek ve nötr tadıyla da gerçekten lezzetli oluyor. 

En önemli aşama pirinci bol suyla yıkamak, bunun geleneksel yolu yeterince büyük bir kaba su doldurup, pirinçleri ince bir süzgeçle bu kaba daldırıp 30 saniye boyunca elinizle çalkalamak, sonra suyu yenileyip aynı işlemi bir kez daha yapmak. 

Sonrası oldukça kolay. Pirinci suyu ve tuzu bir tencereye koyup kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriyorsunuz, sonra da altını kapatıyorsunuz, bir çatalla pirinçleri kırmadan güzelce karıştırıp havalanmasını sağlayıp, servis yapabilirsiniz. 

Biraz daha aromatik bir pilav isterseniz, pirinci haşlarken içerisine bir adet çubuk tarçın, 4-5 kakule ve 1-2 adet yıldız anason ekleyin, piştikten sonra da ayırın. Kakuleleri katmadan önce elinizle biraz ezerseniz aroması daha belirgin hale gelecektir. 

Keyifli ve sağlıklı bir hafta dilerim. 

Tekzip notu: Geçtiğimiz hafta Panda Kotta tarifimde mısır şurubunu bir katkı maddesi olarak nitelemiştim. Konuyla ilgili olarak Nişasta Sanayicileri Derneği adlı bir kurumdan bir mail aldım, aşağıda bununla ilgili kendilerine ait açıklamayı noktasına virgülüne dokunmadan paylaşacağım. Bu konuda, mısır şurubu katkı değil de gıda olarak adlandırılsa bile sağlıklılığı hususunda şüphelerimin değişmediğini de burada belirtmek isterim. 

“Sayın Aybars, ilgili yazıda mısır şurubunun bir katkı maddesi olduğunu ifade ediyorsunuz. Nişasta bazlı şeker, yani mısır şekeri, doğal bir tahıl olan mısırdan üretilen bir üründür. Katkı maddesi değil, bir gıdadır. İşlemler, danelerin yumuşatılması ve nişasta, dış kabuk, protein ve yağ bileşenlerine ayrıştırılmasıyla başlar. Mısır şekeri üretiminde kullanılan sonraki aşamalar ise doğal olarak adlandırılan diğer gıda ve bileşenlerin üretiminde kullanılan işlemlerdir. Mısır şekeri yapay bir bileşen veya renk katkı maddesi içermez. Ülkemizde katkı maddeleri Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’nde belirtilmiştir. Nişasta bazlı şeker bir katkı maddesi değildir. (1) Beslenme açısından ele alındığında, şekerlerin ister pancar, ister kamış, ister nişastadan üretilmiş olsun, hatta şeker katılmamış doğal yiyeceğin (meyve gibi) içeriğinden gelsin, aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini EFSA (2010-Dietary Reference Values) (2), WHO (2015-Sugar Intake for adults and Infants) (3), SACN (2015-Carbohydrates & Health) (4) gibi kuruluşlar da paylaşmaktadırlar.”

 


Evren Aybars Kimdir?

1978'de Ankara'da doğdu. Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi ve ODTÜ Makina Mühendisliği'nde okuduktan sonra iş hayatına atıldı. Çalışırken aynı zamanda çocukluk yıllarından beri merakı olan yemek yapma konusunda da kendini geliştirmeye başladı. Bir blog sayfası ile başlayan yemek tarifleri macerası, 2014'te Özge'yle evlendikten sonra evinde çekimlerini yaptığı 10 Numara Mutfak adlı Youtube kanalı ve Radikal gazetesinde gastronomi yazıları ile devam etti. 2015 yılında Uğur Deniz'in babası oldu. 2016 yılından bu yana da Gazete Duvar da gastronomi yazılarına ve bir yandan da makina mühendisi olarak kariyerine devam etmektedir.