Otomasyon ırkçılığı arttırıyor mu?

Eskiden asansör düğmesine basan asansör operatörleri varmış. Gideceğiniz katın ayarını onlar yapıyorlarmış. Hatırlarsanız, telefon operatörleri de vardı, aramak istediğiniz numarayı belirtince, kablo bağlantılarını değiştirip sizi arayacağınız yere bağlarlardı. İşte bu meslekler artık yok. Neden yok? Çünkü teknoloji gelişti ve artık bu işlemleri bilgisayarlar otomatik halde yapıyorlar.

Google Haberlere Abone ol

Irkçılık önümüzdeki yıllarda daha çok artacak çünkü teknoloji geliştikçe otomasyon artacak. Toplumsal dönüşümü ve teknolojinin etkilerini anlamaktan uzak partiler bu duruma çare olamazken, ırkçı partiler düz mantıkla günah keçilerini bir bir işaretleyecekler.

Verdiğim derslerden birinde, teknoloji alanında bilinen bir markanın İsveç'teki müdürlerinden biri, lokal bir şehirdeki fabrikada dijitalizasyonu nasıl yaptıklarını anlattı. Proje o kadar muhteşem ki, artık insanlar, büyük bilgisayarlar ve bolca doküman yerine sensörler, tabletteki uygulamalarla koskoca fabrikada olan her şeyi kontrol edebiliyordunuz. Şirket büyük verimlilik kazanacak, maliyetler düşecekti. Öğrencilerim sunumundan bayağı etkilenmişlerdi, sonrasında teknik sorular sordular, inovatif yanlarından bahsettiler. Ben, kritik soruyu sordum: "Kaç kişi işini kaybedecek?". "450 kişi’" dedi, "Ama 50 yeni kişi işe almaları gerek, bu yeni sistemler için".

Sonrasında müdür ile sohbete devam ettik. 500 kişilik firmada, 450 işçiyi işten çıkarıp, maliyeti 50 kişinin masrafı ile teknolojik sistemi kullanıp, 50 yeni kişiyi (farazi iki kat maaşla) işe alsalar, şirketin maliyeti 200 kişiye düşmüş olacak. 500 kişiden 200 kişiye! Bu fabrika ufak bir yerleşim biriminde. Orada 450 kişinin işsiz kalması büyük olay. Büyük ihtimalle, bu ufak yerleşim yerine, İsveç'te doğan teknoloji çalışanları gitmeyi tercih etmeyecektir. Onlar için Stockholm, Göteborg gibi İsveç şehirleri varken, bu ufak kasabaya gitmek cazip gelmez. Dolayısı ile çalışanlar Çin'den, Hindistan'dan, Ortadoğu'dan, kısmen bazı Balkan şehirlerinden olacak çoğunlukla. İşsiz İsveçlilerin ufak kasabasına, 50 iyi gelirli aile yerleşecek. Çoğu Avrupalı dahi olmayacak.

Buraya kadar durum bu; pekiyi, ana akım politik partiler, toplumsal sorunu görüp, çözüm üretmek yerine, ırkçı partiler sanki yokmuş gibi davranmaya devam ederken, ırkçı politikacılar gelip ne diyecekler? "Bak, senin işini şu Çinli aldı". Yerliler buna inanacaklar. "Evet, şu anda işimi kaybettiysem, bu Çinliler yüzünden kaybettim, ülkemden defolsunlar!". Ve ırkçı parti oylarını arttıracak. Oysa, oy veren kişi ırkçı olduğundan değil, işini kaybettiğinden ve o durumu en kolay izah eden parti ırkçı parti olduğundan, ırkçı partiye oy veriyor. Esasında işini kaybetme sebebi de göçmenler de değil, otomasyon yani artık onun işinin gerekli bir iş olmaması.

ASANSÖR GÖREVLİLERİ

Bu ufak bir fabrikadaki şans eseri olan bir durum değil, McKinsey’in 2017 yılındaki raporuna göre 2030 senesine kadar, 400 ile 800 milyon arası iş, otomatize edilebilecek. Düşünebiliyor musunuz, yüz milyonların işsiz kalmasını? Bu insanları daha nitelikli işlere hazırlamayıp, yaşam kalitelerinin düştüğünü hayal edin. Burada bir parantez açmak isterim: Eskiden asansör düğmesine basan asansör operatörleri varmış. Gideceğiniz katın ayarını onlar yapıyorlarmış. Hatırlarsanız, telefon operatörleri de vardı, aramak istediğiniz numarayı belirtince, kablo bağlantılarını değiştirip sizi arayacağınız yere bağlarlardı. İşte bu meslekler artık yok. Neden yok? Çünkü teknoloji gelişti ve artık bu işlemleri bilgisayarlar otomatik halde yapıyorlar. Bu insanların yaptığı işi, artık asansör firmaları farklı kişilere farklı şekilde yaptırıyorlar. O operatörler elektronik mühendisi yüzünden işlerini nasıl kaybettilerse, bu ufak kasabadaki insanlar da işlerini öyle kaybettiler. Esasında işlerini kaybetmediler, işleri artık gereksiz olduğu için şirket onlara ihtiyaç duymuyor artık ve gelen yabancılar esasında yerlilerin işlerini almadılar, yeni yaratılmış ve tanımlanmış işleri aldılar. Ancak insan psikolojisi sorumluluğu kabul etmeyi sevmez. Eğer kendi bir şey yapamadı ise, dış etmenler, eğer başkası yapmadıysa, o iç etmenler sorundur. Aynı mantıkla: Ben işe geç kaldıysam, sorun trafik, hava durumu, bozuk çalar saattir. Başkası geç kalınca sorun o adamın işi sevmemesidir, işini kalitesiz yapmasıdır, sorumsuzluğudur. Aynı hikaye burada da geçerli. Kendi işinin artık gereksiz olduğunu kabul etmek istemeyen orta veya yaşlı yerli insan, yeni gelen olmazsa işini kaybetmeyeceğine kendini inandırmak ister. Suç kendisinde değil, dışarıdan gelendedir. Böyle düşünmesi için zaten politik kalkan da vardır: Irkçı parti de düz mantıkla açıklamalar ve ispatlar sunmaktadır.

VATANDAŞLIK GELİRİ VE VERGİLER

Dolayısı ile, artık eskisi gibi iş sahibi olamayanlar ve işten çıkarılanlar, sonradan Avrupa'ya gelenler için sıkıntılı yasalar çıkmasını isteyen partileri desteklerler. Yabancıları öcü olarak gösterenleri desteklerler. İşin içinde mantık da aramazlar. İngiltere’de bir video vardı: "Neden göçmenleri istemiyorsunuz?" diye soruyorlardı. "Gelip çalışmadan sistemden geçiniyorlar, hem de bizim işlerimizi alıyorlar" minvalinde yanıtlar veriliyordu. Sunucu sordu: "Gelip çalışmıyorlarsa sizin işinizi nasıl alıyorlar?" Cevap yok. Çünkü mantık yok. Birinin suçlanması ve vicdanların rahatlatılması yeterli. Akla ve mantığa uymasa da olur!

Peki otomasyon onca kazanım sunarken yaşanacak sorunları nasıl çözeceğiz? Çeşitli çözüm önerileri var: Daha nitelikli insanlar yetiştirmeye çalışacağız. Belki de, vatandaşlık geliri diye anlatılan bir sisteme geçebiliriz. Bu da her vatandaşın belli bir temel gelire, ne yaparlarsa yapsınlar otomatik olarak sahip olması demek. O gelir, temel ihtiyaçları giderecek ve insanların gerçekten istedikleri alanlarda çalışmalarını, istedikleri alanlarla ilgilenmelerini ve dolayısı ile mutlu ve yaratıcı olmalarını sağlayacak. Daha adil vergi sistemi getirilebilir. Firmalar otomasyon ile daha çok kazanabilirler, vergi cennetlerinde vergiden kaçmadıkları ve paylarına düşen vergileri ödedikleri müddetçe toplum için sorun olmaz ki!

Bu verdiğim örnek, çözüme yönelik örneklerden sadece biri. Bunun gibi birçok konu daha tartışılabilir. Eğer örgütler ve devletler, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirip gerekli sosyal destekleri sağlamazlarsa, otomasyon çok büyük sosyal sorunlara sebep olacak. Ana siyasi partiler de, ırkçı parti yükseliyor diye oy devşirmek için onların politikalarını kısmen de olsa uygulamaya başlamak yerine, sorunun temeline odaklanmalılar. O partilere oy verenlerle, o partilerle dalga geçmemeli, esas sorunu anlamaya çalışmalılar. Yoksa, eskiden sosyal demokrat ve ya solcu bildiğiniz partiler de, oy uğruna ırkçı partilerin politikalarını uygulayan kuklalara dönüşürler ya da hasbelkader ırkçı partiye oy verenleri, o partilerin demirbaşı yaparlar.

Herkese daha iyi bir yaşam vaat ettiğini iddia eden teknoloji, gelecekte belli bir azınlığın elinde kalarak o vaadi gerçekleştiremez. Ana siyasi hareketlerin ve örgütlerin, teknolojinin toplumu nasıl etkilediğini, kapitalizmin teknolojiyi nasıl kullandığını anlamaları ve ona göre alternatif çözüm yolları bulmaları gerekiyor. Bu konuda siyaset ve örgütler yeterli çalışmaları ve çabaları gösteriyorlar mı? İşte bundan tam emin değilim.

Referanslar:

Vatandaşlık maaşı: https://citizensincome.org/

McKinsey raporu: https://www.mckinsey.com/featured-insights/future-of-work/jobs-lost-jobs-gained-what-the-future-of-work-will-mean-for-jobs-skills-and-wages