TeHaYe6 pilot grubu: THY Türkiye gibi, siyasî kayırmacılık liyakatten önce geliyor

Düzenledikleri anket sonuçlarına göre THY'nin model olarak Türkiye gibi yönetildiğini söyleyen TeHaYe6 grubundaki pilotlarla konuştuk. Pilotlar, THY'de kayırmacılık olduğunu ifade ettiler.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının haklarının gasp edildiğine yönelik tartışmalar sürerken şirket, 2022-2023 dönemi için çalışanlara enflasyona ek olarak yüzde 60 zam yapıldığını açıkladı. Ancak Twitter adresinden ulaştığımız TeHaYe6 isimli bir pilot grubu, THY yönetiminin söylediğinin tersine, “zam” olarak açıklanan miktarın maaşlarından yapılan kesintinin “iadesi” olduğunu söylüyor.

TeHaYe6, 3 perde halinde hazırladığı animasyon videolarla THY’de “zam” adı altında verilen artışların nasıl hesaplandığını anlatırken, çalışanların yaşadığı sorunlarla ilgili farkındalık yaratması için “THY Uçuş Ekipleri Memnuniyet Anketi” başlıklı bir de anket düzenledi. Yoğun ilgi gören ankete bin 614 pilot ve 905 kabin memuru katıldı. THY çalışanlarına özgü tasarlanan anketin sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 83’ü THY’de üst kademe yöneticisi olabilmek için liyakat sisteminin dikkate alınmadığı, diğer yüzde 80’i ise THY yöneticilerinin görevlerinin gerektirdiği bilgi, birim, yetenek ve donanıma sahip olmadıklarına işaret ediyor. Buna ek olarak, ankete katılan büyük bir çoğunluk THY’de siyasi kayırmacılık ve ahbap-çavuş ilişkisinin liyakat sisteminden önce geldiğini ifade ediyor.

Twitter adresinden ulaştığımız TeHaYe6 grubundaki pilotlarla 2022 yılı maaş zam oranlarını, şirket çalışanlarının yaşadıkları mağduriyetleri ve anket sonuçlarını konuştuk.

‘KESİNTİLERİN GEÇİCİ DEĞİL KALICI OLDUĞU BİLİNMİYORDU’

TeHaYe6 grubu kimdir? Böyle bir grup kurmak hangi ihtiyaçtan doğdu?

Grup, THY içerisinde görev yapan pilotlardan oluşuyor. Aslında bizler isimlerimizle öne çıkmak isterdik ancak THY'de yönetimin hoşuna gitmeyecek gerçekleri söylediğinizde kendinizi kapının önünde bulursunuz. Bu yüzden şirkette yapılan haksızlıklarla ilgili farkındalık yaratmak isteyen bu grup anonim olarak kalmak zorunda.

Pandemi ile birlikte en çok etkilenen sektörlerin başında havacılık geliyor. Bu sürecin THY’ye yansımaları nasıl oldu?

Pandeminin başlaması ve tüm uçuşların neredeyse durma noktasına gelmesiyle birlikte herhangi bir bilgilendirme yapmaksızın ilk etapta 60 yaş üzeri ve normal şartlar altında uçabilen fakat lisansında sağlık durumu sebebiyle kısıtlılık olan pilotlar 3-4 ay süreyle ücretsiz mecburi izne çıkarıldı. Yüksek riskli pandemi şartları altında kargo uçuşlarını yapan pilotlara cüzi miktarlar ödenirken, uçuş yapmayan diğer pilot grubuna ise kısa çalışma ödeneği ödenmesi durumu 2020 Eylül ayına kadar devam etti.

Pilotları temsil ettiğini iddia eden Hava-İş Sendikası, THY yönetimi ile anlaşarak toplu iş sözleşmesi (TİS) ile verilen ücretlerin kalıcı bir şekilde kesilmesine razı oldu. Bu anlaşma ile en yüksek kesinti oranı pilotlardan yüzde 50 olmak üzere, kabin görevlilerinden yüzde 35 ve yer çalışanlarından da yüzde 30 kalıcı olmak şartı ile maaş kesintileri yapıldı. Pilotları temsil eden Hava-İş sendikası, TİS ve hukuka aykırı bu kesintiyi kabul etmeyen 40’a yakın pilotun işten atılmasına göz yumdu. THY çalışanları yapılan kesintiyi şirketin geleceği için bir fedakârlık olarak görürken, kesintilerin geçici değil kalıcı olduğu bilinmiyordu. Havaalanlarında süresiz park edilmiş uçaklarımızın manzaraları, uçuş ekipleri olarak hepimizin yüreklerini dağlıyor; bu süreçte maaşlarımızdan yapılan ciddi kesintilere katlanarak şirketimizin tekrar eski gücüne döneceği günler bekleniyordu.

İlerideki aylarda “zam” adı altında verilecek olan artışlar bu kesilen ücretler üzerinden hesaplandı. 2021 yılının temmuz ayında şirket çeşitli mecralarda kargo uçuşlarının yüzde 77 arttığını ve işlerin iyiye gittiğini, Avrupa’da en çok uçan havayolları arasında 2. sırayı aldıklarını şükürlerle açıkladı. İşlerin iyiye gitmesine rağmen maaşların neden iade edilmediği sorulduğunda ise her seferinde 2019 yılı rakamlarına henüz ulaşılamadığı gibi mesnetsiz bir argüman öne sürüldü. Bununla birlikte çalışanlara yapılan ücret ödemesinde 2019 yılındaki TL üzerinden verilen maaşlar referans alındı -ki bu çok abes bir durumdur-.

Pandemi başladığında THY'nin Avrupa’daki tüm rakipleri hükümetlerinden çok büyük kurtarma yardım paketleri aldılar. Bu dönemde CNN Amerika ile yapmış olduğu röportajda İlker Aycı bu kurtarma yardım paketini niye almadığı sorulduğunda “kendi yağında kavrulmayı” tercih ettiğini açıkladı. Ancak bu kararla şirket çalışanlarının neredeyse tamamı 6 ay boyunca ekonomik ve bunun sonucunda sosyal mağduriyetler yaşadı.

Grubun yaptığı anketten bir sonuç.

 

‘THY, BU SÜREÇTE ÇALIŞANLARI KADERİNE TERK ETTİ’

Peki, şirket çalışanlarının yaşadıkları mağduriyetler neler?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, yaşam standardı kişilerin kazançlarıyla doğru orantılıdır. Bu bağlamda 6 aydan daha fazla bir süre normal maaşını alamayan THY çalışanlarının çoğunluğu ev ve arabalarını satmak zorunda kalırken bazıları çocuklarını okullarından almak zorunda kaldı, bazıları kiralarını veremedi, bazılarına ise hacizler yapıldı, bazıları da geniş ailelerinin yanına taşınmak zorunda kaldı. Kimi ailelerde de bu ekonomik darboğaz boşanmalarla sonuçlandı.

Bütün bunların yanında uçucular git gide artan uçuşlarda aynı belirsizlikle ve benzer ekonomik şartlarda görevlerini yaparken, bu sorunlar kokpitlerde büyük birer uçuş emniyeti riski yarattı. Burada özellikle altını çizmek gerekir ki, Türkiye’deki diğer şirketlerin aksine THY bu süreçte çalışanları ile herhangi bir iletişimde bulunmadı. Onların sosyal yaşamlarını idame ettirebilecekleri bir planlama yapmadı ve tabir-i caizse onları kaderlerine terk etti. Bu süreç içerisinde biz TeHaYe6 grubu olarak bir şeyler yapma ihtiyacı duyarak anonim bir anket hazırladık.

‘ÖNCE İADE, SONRA ZAM’

Siz maaş iadesinden bahsediyorsunuz ama pek çok basın organında 1 Ocak 2022’den itibaren enflasyona ek yüzde 60 zam yapıldığı haberleri yer aldı. Hangisi doğru?

Bugüne kadar THY zam adı altında çalışanlarına enflasyon farkı ve iadeler yaptı. 1 Ocak 2022 itibari ile de çalışanlarına her ne kadar tüm medya mecralarında ve havacılık çevrelerinde yüzde 60’lık bir zam olarak lanse edilse de aslında bu bir ZAM değil iadedir. Yüzde 25,47 oranında Türkiye gerçeklerini yansıtmayan enflasyon oranı birlikte üst üste eklenerek yüzde 85,47 oranında çalışanların ücretlerine yansıtılacaktır. THY ve Hava-İş Sendikası aslında burada da bilerek haksızlık yapıyorlar. İADE ve enflasyon oranlarını toplayarak maaşlara tek kalemde yansıtmak yerine yüzde 60 oranındaki İADE’nin enflasyon oranından önce maaşlara yansıtılması gerekiyordu. Bu artıştan sonra maaşlara enflasyon farkı eklenseydi çalışanların maaşları yüzde 8 ila yüzde 11 arasında bir artış daha gösterecekti, ki pandemide büyük bir özveri ile çalışan THY personelinin böylesine bir iyi niyet gösterisini hak ettiğini düşünüyoruz.

THY ve Hava İş sendikası her medya ortamında özellikle pilotlardan yüzde 50 oranında kesilmiş maaşlar üzerinden yapmış oldukları bu iadeyi zam olarak gösteriyor. Son iadeden sonra özellikle pilot maaşları kabin ve yer çalışanları yanında yüzde 30, 2019 maaşlarına oranla da yüzde -2 aşağıdadır. Dolayısıyla bundan sonra yüzde 2 ve üzerinde yapılacak her türlü ödemeyi ve artışı zam olarak kabul edebiliriz. Bizler, sosyal medya üzerinden yayınlamış olduğumuz tüm paylaşımlarımızda bu amaçla “Önce İade, Sonra Zam” sloganımızı kullandık.

Grubun yaptığı anketten bir sonuç.

 

‘AÇIKLANAN KAR İÇERİSİNDE ÇALIŞANLARDAN KESİLEN ÜCRETLER VAR’

Peki, yine basında yüzde 60 zam aldığınız haberlerinin yanında THY ve Turkish Cargo’nun sürekli kâr açıkladıklarını duyuyoruz, bu haberlerin aslı nedir?

THY; artan bilet fiyatları, uçuş ve yolcu sayısı, yüzde 77 oranında artan kargo ve döviz gelirleri ile geçtiğimiz dönemde kâr elde ettiğini açıkladı. Ancak bu kâr içerisinde çalışanlardan kesilen ve hâlâ ödenmeyen hak ve ücretler de var. İlker Aycı Habertürk kanalında yapmış olduğu röportajında Turkish Cargo marka değerinin şu andaki THY marka değerinden daha değerli olduğunu açıklarken, kurulacak olan kargo şirketinin yüzde 20-25 hissesinin satılması durumunda Hazine'ye doğrudan sermaye girişi getireceğini ifade etti. Bizler, böylesine kâr elde eden değerli bir markanın hisselerinin neden satılması gerektiğini anlamış değiliz ve bunun nedenlerini sormak isteriz.

İlker Aycı, marka değeri yüksek olan Turkish Cargo’nun satılabileceği haberini verdiğinde program moderatörünün “Kârlı bir şirketi neden satıyorsunuz?” şeklinde sormak yerine “Yeter yani…daha ne olsun” şeklindeki talihsiz ifadesine şaşkınlığımızı belirtmek isteriz. Anket sonuçlarından elde ettiğimiz çıkarımlarla birlikte THY'nin da aynen Türkiye gibi yönetildiğini söyleyebiliriz.

‘THY YÖNETİMİ ÇAĞRILARIMIZA HİÇBİR ŞEKİLDE YANIT VERMEDİ’

Bize biraz da anketten bahsedebilir misiniz? Anketin konusu ve amacı neydi?

Uçucu ekiplerin ekonomik zorlukları aile yapısını bozmuş, sosyal problemler baş göstermişti. Tüm bunların bilinmesine, artan memnuniyetsizlik ve şikayetlere rağmen THY şirket yönetimi çalışanları ile sağlıklı ve ikna edici bir iletişim kurmaktan imtina etti ve halen de imtina ediyor. Sözü geçen dönemde ülkemizde faaliyet gösteren diğer havayollarının yöneticileri ise çalışanlarını belirsizlikten kurtarmak amacıyla sürekli bilgilendirip, olası durum senaryolarına göre planlama yaparken; THY yönetiminin başarısız iletişim politikaları nedeniyle uçuş ekipleri, kendilerini ilgilendiren her türlü istihdam, maaş gibi bilgileri ne yazık ki havacılık internet sitelerinden öğrenmek zorunda kaldılar.

İşte “THY Uçuş Ekipleri Memnuniyet Anketi” de THY yönetimine genel durum hakkında bir ışık tutması ve acil iyileştirme tedbirleri alınması amacıyla hazırlandı. Şirketimizin esenliği ve uçuş emniyetinin idamesi amacıyla hazırlanan bu anket, 2 bin 500 üzeri uçuş ekibinin samimi duygu ve düşüncelerini yansıtıyor. Herhangi bir arka plan motivasyonu veya muhalif grup manipülasyonu asla söz konusu değil. Bununla birlikte anketimiz herhangi bir dernek, vakıf veya sendikanın, koordinasyonu, desteği veya yönlendirmesi olmaksızın tamamen bağımsız olan TeHaYe6 grubu tarafından hazırlanarak katılıma açıldı; sonuçları objektif bir şekilde değerlendirilerek erişime hazır hale getirildi. Anketimizin tüm bu sayılan değerlendirmeler ışığında güvenilirliğini pekiştiren birçok kriterine rağmen THY, anket sonuçlarını ciddiye alıp değerlendirmemiş ve iyileştirici önlemler almamıştır.

Amacımız bu anket sonuçlarını THY yönetimine göndererek genel durum hakkında bir ışık tutmak ve acil iyileştirme tedbirleri alınmasına yardımcı olmaktı. Anket sonuçları çıktığında THY yönetimine bu sonuçları iletmek istediğimizi defaten bildirdik. Ancak THY yönetimi çağrılarımıza hiçbir şekilde cevap vermedi.

Grubun yaptığı anketten bir sonuç.

 

‘ŞİRKET ADINA SON DERECE OLUMSUZ SONUÇLAR ALDIK’

Peki, bu anketten ne gibi sonuçlar çıktı? THY yönetimi anket sonuçlarını neden dikkate almadı?

Bin 614 pilot ve 905 kabin memurunun katıldığı bu anket, katılım oranı itibari ile geniş bir kitleye ulaştı. Bu rakamlar THY bünyesinde çalışan pilotların yüzde 38’ini, kabin memurlarının ise yüzde 8’ini kapsıyor. Tabii bu rakamlar aynı zamanda anketin inandırıcılığı ve gerçekçiliği bağlamında da son derece önemli. Başka bir deyişle, her 10 pilottan 4'ünün katılım gösterdiğini söylemek mümkün. Bugün çeşitli kamuoyu yoklamalarının, 84 milyonluk ülkemizde 3-5 bin katılımcı ile anket yaptıkları dikkate alındığında, anketin güven aralığının son derece yüksek olduğunu görebilirsiniz.

Anket sonuçlarını ilk elden görmek istemeyen THY yönetimine web sitemiz olan tehaye.com ve değişik mecralardan bu sonuçları sunmak zorunda kaldık. Anket sonuçları bizler için sürpriz olmadı özellikle iletişim ve yönetim becerileri, iyi niyet, liyakat, aidiyet, Hava-İş Sendikası, maaşlar ve ekip planlama ile eğitim borçları başlıkları altında şirket adına son derece olumsuz sonuçlar aldık. Düşüncemiz, esas hareket noktamız olan THY yönetiminin çalışanların haklarını koruma konusu gibi tüm şirket çalışanları tarafından hakkında düşünülen ve paylaşılan gerçekleri öğrenmekten imtina ettiği yönünde. Sonuç itibari ile gerçekler, daha önce de anketimizin sonuçlarında sunduğumuz yönetim zafiyetleri, başarısız iletişim politikaları, liyakat gibi sorunların gündeme gelmesi ve hatta olumlu düzenlemeler getirilmesini gerektirir. Model olarak Türkiye gibi yönetildiğini düşündüğümüz THY'de bu değişiklikleri yapmaya istekli bir yönetim olduğunu düşünmüyoruz, sonuçların dikkate alınmamasının en önemli nedeni budur.

‘BEYİN GÖÇÜNE TÜRKİYELİ PİLOTLAR DA EKLENECEK’

Eskiden THY çalışanları görece diğer şirketlerden çok daha iyi durumdaydı ve THY’ye geçişler olurdu. Sizin gerçekleştirdiğiniz anket sonuçlarına baktığımızda şimdi tersi bir durum söz konusu mu?

İnsanlar şirketlerini değil yöneticilerini terk edermiş! Anket başlığı sonuçlarında bu gerçeği çok net olarak görebiliyoruz. Anketimizdeki aidiyet başlığı sonuçlarımızda ankete katılanların yüzde 56’sı THY markası ile gurur duyarken yüzde 84’ü başka bir iş buldukları takdirde THY’de çalışmayacaklarını, yüzde 74’ü de meslektaşlarının THY için çalışmalarını tavsiye etmediklerini dile getirdiler.
Halihazırda ülkemizde emeklerinin karşılığını bulamadıklarından yurtdışına göçe zorlanan doktor, mühendis, bilim adamı, sanatkarların başlattığı bu beyin göçüne ne yazık ki Türkiyeli pilotlar da eklenecek ve ülkemizin havacılığı yabancı pilotlara muhtaç kalacaktır.

TeHaYe6 grubu olarak yaptığımız çalışmalar ve söylemekten çekinmediğimiz gerçekler esasında THY ve liyakatsizliğin baş gösterdiği çoğu kurumu adreslemektedir. Çalışmalarımıza yüz çevrilmesi, görmezden gelinmesi ya da perde arkasında karalanması ne yazık ki şirket ve Türk havacılığı için bir şeylerin olumlu yönde değişmesine sebep olmayacaktır…Aksine çarpık bir biçimde kurulu bu düzen devam edecek ve daha çok gasplar olacaktır…