Taşgetiren: CHP muhafazakar seçmenle ne yapacak?

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, CHP'nin yeni yönetiminin değişim iddiasının, Türkiye'nin partisi olma yolunda önemli olduğunu ifade etti.

Fotoğraf: Sosyal Medya
Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, 31 Mart seçimlerinden galip çıkan CHP'nin Türkiye'nin pyartisi olma yolunda muhafazakar kesim ile ilişkisinin de önemli olduğuna dikkat çekti, Özgür Özel'in seçim sonrası yaptığı konuşmanın bunun için iyi bir başlangıç olduğunu belirtti, "İzmir’e ve Diyarbakır’a aynı dille hitap etmenin önemi neyse, Konya ya da İzmir’e hitap ederken sözlerinizi savunmak zorunda kalmamanız aynı önemi taşıyor." diye yazdı. 

Taşgetiren'in "CHP ne yapacak?" başlıklı yazısının bil bölümü şöyle: 

Özgür Özel seçimden sonra yaptığı konuşmada ’Sosyal demokratlar’ yanında ’Milliyetçi demokratlar’, ‘Muhafazakâr demokratlar’ ve ‘Kürt demokratlar’la iletişime önem vereceklerini söyledi.

Bunu tüm bu toplumsal alanlarla iletişim sürdürecekleri ve bu alanların duyarlılıklarına dikkat edecekleri şeklinde okumak mümkün.

Partinin öne çıkan isimlerinden Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş başta olmak üzere, pek çok adayın böyle bir kesişme noktasında siyaset yaptığı söylenebilir. Üstelik bu alanda yadırgatıcı bir davranışlarına da bugüne kadar tanık olunmadı. Bunu, CHP’li siyasetçinin bu alanlarda bir şey sergilemesi söz konusu olduğunda genellikle ’potlar kırılması’na alışkın olduğumuz için söylüyorum.

CHP’den Balıkesir Büyükşehir Belediye başkanlığına seçilen Ahmet Akın, seçimi kazandığı gecenin sabahında tarihi Zağanos Camiinde şükür namazı kaldı.

Nasıl karşılanmıştır bu olay CHP dünyasında?

Aslında Türkiye gibi ’Halkı Müslüman’ diye bilinen bir ülkede, siyasetçi hangi sosyo – kültürel zeminde bulunuyor olursa olsun, ’dindar’ diye niteleyeceğimiz bir insan gibi 5 vakit olmasa bile, bazı namazlarda toplumla kaynaşıyor olmasından daha tabii bir şey olmamalı. Cuma namazları, bayram namazları, -cenaze namazlarına zaten iştirak ediliyor- ülkesinin halkıyla ortak duyguları paylaşmanın tabii iklimleridir.

(...)

CHP yola din konusunda radikal tavırlarla çıktı. Taa başlangıçta… Devrimler 'Dini yeniden biçimlendirme' iradesi taşıyordu sanki. CHP’de laikliğin 'özgürlükçü' yorumundan bahsetmek için taaa Ecevit zamanlarını beklemek gerekti. Onun bile Merve Kavakçı olayında nasıl hırçınlaştığını biliyoruz. Sonra da mesela başörtüsü konusunda 'CHP direnişi' devam etti gitti. Kılıçdaroğlu bir açılım yaptı bu konuda CHP dünyasında…

Şimdi seçim meydanında İmamoğlu ile başörtülü kadınlar arasında kurulan iletişim, ister istemez siyasi yorumcuların dikkatini çekiyor. Neden? Çünkü bu fotoğraflara dün rastlamak mümkün değildi.

Bu memlekette Müslümanlık var, milliyetçilik var, Kürt kimlik duyarlılığı var, Alevi kimlik duyarlılığı var, modernlik var, laik duyarlılık var…. Bunlardan tek bir alanda yoğunlaşan bir siyasi parti olmak mümkün, ama Türkiye’nin bütününe hitap etmek, daha ötede ulaşmak istiyorsanız ister Ak Parti olun, ister CHP, tüm bu alanların duyarlılığını bilmek durumundasınız. İzmir’e ve Diyarbakır’a aynı dille hitap etmenin önemi neyse, Konya ya da İzmir’e hitap ederken sözlerinizi savunmak zorunda kalmamanız aynı önemi taşıyor." 

(HABER MERKEZİ)