Sultanahmet esnafı: Dayanacak gücümüz kalmadı
Sultanahmet esnafı, restoranların paket servisine dönmesine tepki gösterdi. İktidarın süreci yönetemediğini belirten esnaf, devlet yardımları dağıtılırken de ayrımcılık yapıldığını söyledi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın pazartesi günü duyurduğu 'tam kapanma'ya ilişkin önlemler Sultanahmet'te turizm sektörünün temsilcilerinin tepkisini çekti. İrfan Orcan, 33 yıldır turizm sektöründe. Türkiye'nin korona virüsle mücadelede sınıfta kaldığını söylüyor. Sultanahmet'in, Ayasofya'nın cami oluşuyla birlikte büyük bir kayıp yaşadığını belirten Orcan şöyle konuşuyor:
“Esnaf bitmiş durumda. Herkes son haddesini yaşıyor. İnsanlar mart ve nisana kadar kredi çektiler. Kredilerini bu aylara göre ayarladılar. Ama işler o kadar kötü ki insanlar bırakın dükkanların kiralarını ödemeyi, işçilerinin sigortasını dahi ödeyemeyecek duruma geldi. Bilinçsiz yapılan hareketler, büyüklerimizin tutarsız davranışları yüzünden, Almanya ile kötü, Rusya ile kötü, İspanya ile kötü; herkesle kötüyüz. Sultanahmet'i ayakta tutan tek Ruslar'dı. Bizi duman etti. Perişan etti. Yakında burada çalıştırabileceğimiz işçiyi bırakın, mekanlar kapanabilir. Sultanahmet gibi güzide bir yer maalesef çok zor durumlara düşecek."
Yardımlar dağıtılırken ayrımcılık yapıldığını ileri süren Orcan "Devletimiz de sınıfta kaldı. Çünkü halkına bakmıyor. Hiçbir şekilde yardımcı olmuyor. 9 aydır sosyal hizmetlere başvuruda bulunup kuruş almayan bir insanım. Burada da bir ayrımcılık yapılıyor. Herkes yandaşlarını tutuyor. Bugüne kadar verilen desteklerin hiçbiri bize ödenmedi. Dört kere, beş kere alanı tanıyorum. Neden bu ayrımcılık?" ifadelerini kullandı.
'BİZ SADECE RESTORANLARA GEM VURUYORUZ'
Orcan, perşembe günü başlayacak olan tam kapanmaya da tepkili. Restoranların aket servise uygun olmadığın belirten Orcan, nedenini de şöyle anlatıyor: “Paket servise dönün diyorlar. Sultanahmet'te bulunan hiçbir restoran paket servis yapmıyor. İnsanlar geliyor, oturuyor, yemeğini yiyor ve gidiyor. Biz dönerci, dürümcü ya da bir lokanta değiliz. Bizler restoranız. İnsanlar buraya geldikleri zaman birasını, şarabını içecek. Mezesini alacak, yemeğini yiyecek. Kimse gelip bana balık paket yapar mısın demez. Paket servise geçmek demek, turizmi tamamen bitirmek demek. İnsanlar 'Ben Türkiye'ye otelimde paket servisi hizmetinden yararlanmak için mi gideceğim?' diyecek. Yunanistan'a, İspanya'ya gidecek. Bugün virüs sadece restoranlarda mı var?”
'MAKARNAYI KENDİLERİ YESİNLER'
Mehmet Cansever ve Erol Kılıç, sokak müzisyenliği yapıyorlar. Onların tek geçim kaynağı restoranlardaki müşterilerden aldıkları bahşişler. Mehmet Cansever 6, Erol Kılıç ise 4 aydır kiralarını veremiyorlar. Restoranların kapanması ve paket servise dönmesi, onları da etkiliyor. Birçok dilde şarkı söyleyen Cansever ve Kılıç, turist olmayınca evlerine ekmek götüremiyor. İntihar eden meslektaşlarına dikkat çeken Kılıç ve Cansever, şunları söylüyor: “Biz bir seneden beri evde yatıyoruz. Mağduruz. Bazı arkadaşlarımız intihar etti. İnsanlar bunalımda. Hükümet buna bir çare bulsun. Perişan haldeyiz. Soğan patates vermekle olmuyor bu. Bir ekmek iki lira. Makarna vereceklermiş. Alsınlar kendileri yesinler. Niye yemiyorlar? Yemezler tabi. Bir şişe su alıyorsun 4 lira. Gel de yaşa. Devlet büyüklerine sesleniyoruz. Bize, yoksullara yardım etsin. Tamam kapanalım, biz de istiyoruz bu hastalık bitsin. Bitsin ama bir senedir evde yatıyoruz. Ne olacak, ne olacak bu halimiz? Ne yapalım?”
'BİR AÇIP BİR KAPATIYORSUN, KUMANDA DÜĞMESİ Mİ BU?'
Sultanahmet'te otel işleten M. Özel, restoranların kapanmasının otelleri de etkilediğini belirtti. Son haftalarda turist hareketliliğinin yaşandığını belirten Özel, şunları söyledi: “Bu hareketlilik bize hem moral veriyordu hem borçlarımızla baş edemesek de en azından ateşin yükselmesine engel oluyordu. Ancak Rusya'nın kapıları kapatmasının ardından belimiz kırıldı. Birden ortada kaldık. Olan da kaçmaya başladı. Paket servisle bu iş olmaz. Restoranların sadece paket servis yapabilmesi bizi de olumsuz etkiliyor. Müşteri o zaman hiç odasından çıkmasın. Çıksın beş dakika gezsin sonra tekrar odasına çıksın. Sen olsan böyle bir ülkeye gelir misin tatil için? Böyle tatil olmaz. Buna bir çare üretsinler. Bi açıyorsun bi kapatıyorsun, kumanda düğmesi mi bu? Kapatacaksan tam kapat, bitene kadar açma. Bitsin bu işkence kardeşim. Ama kime söylüyorsun? Boş yani. Çok yazık gerçekten. Artık üzülme duygumuzu da kaybettik. Böyle şey olmaz."