YAZARLAR

Suçludan metaya; efsanevi moonshiner Popcorn Sutton’ın hikayesi

Hayatı imbik başında geçmiş bu adam devlete göre azılı bir kaçakçıydı. Öte yandan alkol damıtma işine sevdalanmış ve bunu hayat tarzı olarak seçip yerleşik düzene kafa tutmuş bir modern zaman asisi olduğunun da hakkını teslim etmeliyiz. İçki üretmeyi doğal hakkı olarak gören, devlet ve kurumlarıyla olan meselesini var oluş biçimi üzerinden halletmeye çalışan bir oyun bozan olarak göçtü bu topraklardan Popcorn Sutton.

Mühendislik yıllarımın başlarında yazdıklarını okumaktan, anlattıklarını dinlemekten çok keyif aldığım bir hocamın söylediği cümle hâlâ hafızamdadır. Az sayıda katılımcının olduğu bir seminerde sevgili hocamız; ‘’Dünya tarihini enerji kaynaklarının paylaşım serüveni üzerinden okumak mümkündür’’ demiş ve bu görüşünün mühendislikle ilintisini anlatmıştı uzun uzun. İlerleyen yıllarda fark ettim ki dünya ve insanlık tarihini pek çok katman üzerinden okumak ve anlamlandırmak mümkün. Alkol de bu katmanlardan birisi. Biranın üretimine dair varsayımlar on bin yıl öncesine dayanıyorsa varın siz bir pay biçin bu görüşe.

Alkol üretimi ve tüketimi her zaman gerilimli bir konu olmuş bu kadim tarihte. Özellikle yüksek alkollü içkilerin üretilmeye başlanmasının ardından artan alkolizm sorunu bugün bile çözülebilmiş değil. Yasaklar, savaşlar, toplumsal histeriye varmış alkol karşıtlıkları, aşırı vergiler hatta halk hareketine dönüşmüş isyanlar var alkol tarihinde. Bir de hemen hemen her coğrafyada kendi içkisini kendisi yapanlar ve bunların oluşturduğu bir alt kültür var. Mesela boğma rakı geleneğini sürdürenlerin uzak diyarladaki karşılığı olan moonshiner’lar ki alkol tarihinde müstesna bir sayfa oluştururlar.

Kelime ay ışığı anlamına gelen moonshine’dan türetilmiş. On dokuzuncu yüzyılda önce İngiltere’de kullanılmaya başlanmış ama Amerika’da ruh bulmuş. Üretilmesi yasak ya da ruhsata bağlı olan yüksek alkollü içkiler yakalanmamak için dağlarda ve özellikle geceleri üretilir olunca, ay ışığının aydınlatıcı etkisi imdada yetişmiş ve damıtımcılara görüş sağlamış. Düz bir çeviriyle, ay ışığı damıtıcımları gibi bir karşılığı olan moonshiner terimi günümüzde de ruhsat almadan damıtım yapanlara karşılık geliyor. Ay ışığının yerini mutfak ve bahçe aydınlatması alsa da motivasyon büyük bir değişikliğe uğramadı.

Özellikle Tenessee, Mississippi, Alabama, Karolina gibi Güney Amerika eyaletleri moonshiner alt kültürünün iç savaş yıllarından bu yana yaşandığı yerler olagelmiş. George Washington getirdiği vergilere direnen ve isyan çıkaran viski üreticilerinin üzerine ordu göndermekte bulmuş çareyi. Kendilerini alkolle mücadeleye adamış Hıristiyan Kadınlar Birliği’nin lobisinin de etkisiyle 1919-1933 yılları arasında ‘’Volstead Yasası’’ olarak bilinen ‘’Yasak-Prohibiton’’ dönemi yaşanmış. Alkollü içkilerin üretimi, satışı, ithalatı ve tüketimi yasaklanmış yasaklanmasına ama bu yasaklar kağıt üstünde kalmaya mahkum olmuş. Kısa sürede ülke moonshiner’ların imbiklerinin altından yayılan dumana boğulmuş. En meşhurlarının Al Capone olduğu mafya grupları tüm ülkedeki içki üretim ve satışını organize ederken giderek siyaseti de rehin almış.

Hikayesini anlatacağım kişiyse yasakların kalkmasının üzerinden 13 yıl sonra dünyaya gelmiş Marvin Sutton. Namı diğer Popcorn Sutton. Nevi şahsına münhasır bir kişilik olan Sutton tüm kariyerini moonshiner olarak inşa etmiş birisi. İskoç ve İrlandalı kökenine atfen moonshiner’lığı bir ata mesleği ve var oluş biçimi olarak gördüğünü söylüyor söyleşilerinde. Öte yandan kaçak alkol üretim işinin çok yaygın olduğu ve çeşitli mitlere sahip olan Appalachia bölgesinde yaşamış olması da bu savını destekliyor.

’İsa suyu şaraba çevirdi ben de liköre’’ diyen Sutton, sistem karşıtlığını kendi diline tercüme ediyor bir anlamda. (Buradaki likör yüksek alkollü içkilere verilen genel ismi ifade ediyor.) Bozuk bir mısır patlatma makinesini parçalamasından sonra Popcorn lakabını alan Sutton’ın yolu pek çok kez polis ve mahkemeyle kesişiyor. Yıllar sonra kendi yolunu takip etmek isteyenler için kaleme aldığı ‘’Me and My Likker – Ben ve Likörüm’’ adlı rehberini ve VHS kasedini bastırıp satmaya başlayınca yavaş yavaş ünlenmeye de başlıyor. Neal Hutcheson’ın günümüzde kült haline gelmiş ‘’This is the Last Dam Run of Likker I'll Ever Make’’ filmi sonrasında da televizyon yapımcıları olaya dahil oluyor. History Channel yapımı Gerçek Hikaye serisinde yer alıyor. Hutcheson’nın 2007 yılında Sutton üzerine çektiği ikinci film olan The Last One’ı ise Güneydoğu Emmy Ödülü’ne layık görülüyor. Discovery Channel’in ses getiren serisi Moonshiners’ta da boy gösteriyor. Başından çıkarmadığı şapkası ve tulumu, zor anlaşılır dağ lehçesi ve uzun sakallarıyla ikonik bir fenomene dönüşmesinin yolu da böylece açılmış oluyor.

Evinde çıkan yangın sonrası 650 galon viskiyi yakalatması gibi pek çok adli vakadan ve hayat tarzından yorulmuş olsa gerek ki çevresine son parti malını satıp emekli olacağını söylüyor. Bu hayaline eriştiğini zannederken, son parti alıcısının federal ajan olduğunun ortaya çıkması ve 18 ay ağır hapis cezasına çarptırılması Sutton için bir yolun sonu oluyor. Kansere yakalanmış ve 62 yaşına ermiş bir insan olarak cezaevinde sürünmek yerine, ölmeyi tercih ediyor ve ocağını yakıp kendisini karbon monoksitin tatlı ve yavaşça öldüren etkisine teslim ediyor.

Hayatı imbik başında geçmiş bu adam devlete göre azılı bir kaçakçıydı. Öte yandan alkol damıtma işine sevdalanmış ve bunu hayat tarzı olarak seçip yerleşik düzene kafa tutmuş bir modern zaman asisi olduğunun da hakkını teslim etmeliyiz. İçki üretmeyi doğal hakkı olarak gören, devlet ve kurumlarıyla olan meselesini var oluş biçimi üzerinden halletmeye çalışan bir oyun bozan olarak göçtü bu topraklardan Popcorn Sutton. Göçerken de herkese nanik yapanlar arasına yazdırdı ismini.

Peki ailesi ne yaptı dersiniz, bir viski firmasına isim hakkını ve reçetesini satarak kapitalizmin şaşmaz sularına yelken açtı. Yıllardır görüşmediği kızı bir kitap yazarak ortalarda dolandı bir süre. Popcorn Sutton artık suçlu değil beyaz şişesi, hediyelik şapkaları, tişörtleri ve tulumlarıyla bir arzu nesnesi olarak varlığını sürdürüyor.

Boğma rakının bir gelenek oluşturduğu bizim buralarda da yerel Popcorn Sutton’lar vardır elbet. Öte yandan ay ışığı yerine yüz mumluk mutfak ampulü altında damıtım yapan isimsiz bir sınıf oluştu son demlerde. Bu kesim araştırıyor, deniyor, tadıyor ve damıtım işine giderek gönül veriyor. İçkiye ucuza erişme adına çıktıkları bu yol nerdeyse hepsinin iyi birer ‘’burun’’ olmasıyla sonuçlanacak böyle giderse. Hazır alkolden rakı benzeri ürün yapanlar ile bu kesim arasında ciddi bir fark var. Moonshiner tarzı üretimden ölümcül düzeyde metil alkol oluşması pek mümkün olmadığı için son günlerdeki ölümlerle bir ilgileri yok. O daha ziyade hazır alkolü alarak karışım yapmaya çalışanların ya da simsarlardan elde edenlerin başına geldi. Öte yandan üretim süreci zahmetli ve kapasitesi düşük olduğu için çok büyük çoğunluğu kendi tüketimleri kadar üretebiliyordur muhtemelen.

Popcorn Sutton gibi yerli moonshiner’lar da kanun ve yönetmeliklerde izin verilmeyen bir şeyi yaptıkları için suçlu sayılıyorlar. İçki üzerindeki vergiler acilen düşürülmezse şimdilik isimsiz olan bu kesimin içinden de metaya dönüşenler çıkabilir. İktidarların niyeti ne olursa olsun insanlar içmek istiyorlarsa içeceklerdir. İdeolojik dayatmalarla, yüksek vergilerle, yasaklarla bu sorunun çözülmeyeceğinin anlaşılması gerekiyor. Örneğin moonshiner’ları da sistem içine almak bugünün koşullarına uygun bir çözüm gibi gözükmekle birlikte, buraya varacak yolun bir hayli meşakkatli olduğunu söylemek gerekir.

Ezcümle işler daha da sarpa sarmadan ‘’içki’’ sorununun çözülmesi elzem hale geldi.


Grand Korçi Kimdir?

Grand Korçi İstanbul’da dünyaya geldi, haliyle birtakım okullarda okudu ve kimya mühendisi oldu. Akademiden kopmamak ve askerlik vecibesini ertelemek için iki ayrı yüksek lisans yaparak bir süre hem mühendislik yaptı hem de keyif çattı. O dönemlerde fotoğraf ve sinemaya olan ilgisi nedeniyle mühendisliği bıraktı ama bu alanlarda tutunamayarak eğitimini aldığı mesleğine geri döndü. Haliyle birtakım işlerde çalıştı. Alkollü içki sektörüne yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar sırasında ve sonrasında alkolün üretimi, kültürü ve tarihine yönelik ilgisi giderek arttı. Hobileri arasında golf, modern dans, yoga hiçbir zaman yer almadı ancak ‘’kişisel gelişim yolculuğunu’’ bir çilingir müdavimi olarak sürdürüyor. Halihazırda bu çilingirlerde yeşerip hayata geçen işlerine cilingirsohbetleri.com adresinde yer veriyor.