Şampiyon judoka Habibe Afyonlu: Türkiye'de sesimizi duyuramıyoruz

Milli judoka Habibe Afyonlu, Dünya Ümitler Judo Şampiyonası'nda altın madalya elde etti. Türkiye'de kadın sporcu olmanın gurur verici ama bir o kadar da zor olduğunu söyleyen sporcu, “Ülkemizde kız çocukları okutulmak dahi istenmiyor. Bizlerin başarısı gelecek nesillere umut oluyor” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Beden eğitimi dersinde futbol oynarken keşfedilen Habibe Afyonlu, başta istemediği judoda şimdi tarih yazıyor. Yurt içi ve yurt dışında birçok başarıya imza atan sporcu, Türkiye şampiyonlukları ve Avrupa kupalarında sayısız madalya elde etti. Bu sene önüne Avrupa, EYOF ve Dünya Şampiyonası hedeflerini koyan Afyonlu için Avrupa ve EYOF'ta işler istediği gibi gitmese de sıkı bir çalışma ve motivasyon sonucu son hedefi olan dünya şampiyonluğuna ulaştı. Kazakistan'da gerçekleşen Dünya Ümitler Judo Şampiyonası'nda kadınlar 63 kiloda müsabakaların en hızlı ipponunu finalde Japon Airi Yazawa karşısında 23 saniyede yaparak altın madalya elde etti. Şimdiki hedefinin 2024 Olimpiyatları olduğunu söyleyen sporcu ile serüvenini konuştuk.

Sözü kendisine bırakalım...

Şampiyon judoka Habibe Afyonlu

Serüveninizin en başına dönelim. 11 yaşında Beden Eğitimi dersinde futbol oynarken keşfedilmişsiniz. Futbola merakınız nereden geliyor?

Abimle sürekli evde akşamları teke tek futbol maçı yapardık. Bu bana keyif verdiği için her beden eğitimi dersinde de erkek arkadaşlarımla oynardım.

'BAŞTA İSTEMEDİM, SONRA ÇOK SEVDİM'

Bu ilgi nasıl bir dövüş sporu olan judoya evrildi?

Okuduğum okula seçmelere şu anki judo antrenörüm geldiğinde beni futbol oynarken gördü. Dikkatini çekmişim, beni yanına çağırdı. “Gel seni judocu yapalım” dedi. İlk başta istemedim ama tanıdığım bir ablam da judocuydu. O sebeple merak edip gitmek istedim ve devamında da hiç bırakmadım. Çok hoşuma gitti.

Kendinize futbolda devam etseydim nerede olurdum diye soruyor musunuz?

Hiçbir yerde olamayacağımı biliyorum.Çünkü onu profesyonel anlamda hiçbir zaman oynamayı düşünmedim.

'Sporda cinsiyetçilik' önyargılarına karşı başarılı bir kanıtsınız. Bir kadın olarak dövüş sporunu temsil ediyor olmanız nasıl karşılanıyor?

“Ne yapıyorsun?” diye sorduklarında “Judocuyum” dediğimde “Aaa bundan korkacaksın”, “Tehlikeli” gibi sözler kullanıyorlar.

'TÜRKİYE'DE SESİMİZİ DUYURAMIYORUZ'

Judo halk tarafından yeterince biliniyor mu? Sizi sokakta yürürken tanıyorlar mı?

Genellikle Türk halkımız judoyu tam anlamıyla bilmiyor. O yüzden böyle bir şey pek mümkün olmuyor. Türkiye'de bireysel sporlar çok önemsenmiyor. Bugün ben Dünya şampiyonu oldum ve benim dışımda diğer sporlardan da şampiyonlar çıkıyor fakat Türkiye’ye sesimizi duyuramıyoruz. Ama futbolda bırakın Dünya şampiyonluğunu Balkan şampiyonu olunsa tüm Türkiye ayağa kalkar. Hepimiz bayrağımız için mücadele ediyoruz ama sonucunda eşit şeyler göremiyoruz.

Türkiye'de kadın sporcu olmak nasıl?

Türkiye'de kadın sporcu olmak aslında çok gurur verici ama bir o kadar da zor. Ülkemizde kız çocukları okutulmak dahi istenmiyor. Bizlerin bu anlamdaki başarısı gelecek nesillere umut oluyor. İnşallah ben de bir kalbe dokunup onun hayatını değiştirmeye sebep olmuşumdur.

'JUDONUN FELSEFESİ BİZİM KÜLTÜRÜMÜZE ÇOK UYGUN”

Judonun felsefesiyle ilgili neler söylersiniz?

Ju; yumuşaklık,esneklik,kibarlık ve nezaket. Do; yol,prensip ve düşünce anlamlarını taşıyor. Bizim kültürümüze de çok uygun bir spor çünkü saygı bizim için işin en önemli kısmı. Mesela judo salonuna girdiğimizde salon boş dahi olsa selamımızı verip gireriz bu bizim kültürümüzdede boş odaya girdiğimizde Allah’ın selamını verip girmemiz gibi örneklendirilebiliyor.

Judo doğru hamleleri seçmek adına satranca benzetilebilir mi?

Kesinlikle benzetilebilir, çünkü judo akıl işi. Eğer maç esnasında rakibinin tutuşundan veya duruşundan sana gireceği tekniği tahmin edebiliyorsan ona göre hamle yapabiliyorsun. B anlamda satranç gibi değerlendirilebilir.

Sizi judoda avantajlı kılan özellikleriniz neler?

Benim özel tekniğim rakibim bana teknik döndüğünde onu geriye doğru atmak. Adı “Uranage” olarak geçiyor. Rakiplerim kendi özel teknikleri olan öne teknikleri yapamıyor olmaları ve benim öne teknikle kolay kolay düşmüyor olmam çok iyi bir avantaj.

Peki ya kendinizde eksik gördükleriniz...

Kondisyonumla alakalı biraz sağlık, biraz da psikolojik açıdan sorunum vardı. Ama onu hem doktorum, hemde psikoloğumla birlikte hallettim.

'OLİMPİYAT HASRETİNE SON VERECEĞİZ'

Judo Türkiye'de dünyaya göre nerede?

Şu an çok iyi bir konumdayız. Son 4 yıldır Avrupa, dünya gibi birçok uluslar arası müsabakalarda madalya sayımız oldukça fazla. Ve bu sene benim kategorimde takımlarda Avrupa, Eyof (Gençlik Olimpiyatları) şampiyonu ve Dünya 3'üncüsü olduk. Şu an camia olarak ülkemize Olimpiyat madalyası hasretini çektiriyoruz fakat 2020 olimpiyatlarında inşallah bu hasreti sona erdireceğiz ve devamı da 2024 Olimpiyatlarında olacak.

Eksik gördüğünüz yönler var mı? Şöyle olsa daha iyi olur dediğiniz?

Tabi ki illa eksik olan bir şeyler vardır fakat benim açımdan eksik olan bir şey yok.

Gelelim Ümitler Dünya Judo Şampiyonası'na... Nasıl bir deneyidi? Yarış öncesi psikolojiniz nasıldı?

Ben 2019 sezonuna başlarken kendime 3 hedef koydum. Avrupa Eyof ve Dünya şampiyonası olarak. Bu müsabakalara katılabilmek için Uluslar arası Avrupa kupalarında madalyalar almam gerekiyordu. Ben Antalya,Berlin ve Romanya’da yapılan kupalarda madalya aldım bunların sonunda. Haziran ayında Avrupa şampiyonasına katıldım. İkinci maçımda yenildim ve elendim. Temmuz ayında Eyof'a gittim orada da 3'üncük maçında yenilerek 5'inci oldum. Son bir maçım kalmıştı ve hepsinden çok daha önemliydi. Dünya şampiyonası için kendimi fiziksel ve psikolojik olarak çok iyi hazırladım. Maçımdan 3 gün önce fikstürlerimiz çekildi. Benim grubumda ilk maç yapacağım kız Asya şampiyonu ikincisi Eyof şampiyonu. İkinci Eyof 2'ncisi yarı final atacağım ise Avrupa şampiyonu olan kızdı. Ama hiç bir zaman gözümü korkutmadı bunlar. Onları yenebileceğime inandım. Kendimi hiç “Ya yenilirsem” psikolojisine sokmadım. Yarı finale kadar hep kendimi düşündüm fakat yarı finali alıp finale yükselince orada bayrağımı düşündüm. Tüm herkese İstiklal marşımızı okutmanın hayalini kurup final maçına hazırladım kendimi ve okutturdum da şükürler olsun.

Nasıl bir his Dünya Şampiyonu olmak?

Final maçımı aldıktan sonra ilk olarak göğsümde taşıdığım bayrağı öptüm ve tekrardan daha çok gururlandım. O bayrağı göğsümde taşıyıp göndere çektirdiğim için...

'RÜYADA GİBİ HİSSETTİM'

Şampiyona sonrası Türkiye'ye döndüğünüzde Balıkesir'de ve okulunuzda coşkuyla karşılandınız. Bu konuda neler söylersiniz?

Herkese çok teşekkür ederim. Benim bu sevincime ortak olup beni böyle güzel zamanda yalnız bırakmadıkları ve destekledikleri için. Rüyada gibi hissettim kendimi o anlarda.

Peki bu şampiyonluk kariyerinizi nasıl şekillendirecek?

Bu saatten sonra benim için her şey daha profesyonel olacak çünkü hedef 2024 Olimpiyatları inşallah.