Son Sovyet vatandaşı uzayda mı unutuldu?
Krikalev’in inişi de son derece ilginçtir. Üzerindeki kozmonot tulumunun kolunda Sovyetler Birliği bayrağı olmasına karşın artık dünyada öyle bir ülke yoktur. Hatta iniş yaptığı Arkalykh çevresi de bağımsız Kazakistan Cumhuriyeti toprağı olmuştur. Memleketi Leningrad ise Saint-Petersburg’dur artık. Sadece sembolik ya da siyasi değil aynı zamanda maddi bir değişim de göze çarpmaktadır.
Düşünün, ülkeniz beklenmedik bir şekilde 15 ayrı parçaya bölünüyor. Ekonomik ve ideolojik bir çöküşün içerisine sürüklenen toplum, yarının belirsizliği içerisinde yaşıyor. Geçmişin idealleri yerini kaosa bırakıyor. Doğduğunuz kentin ismi bir anda değişiyor. Cebinizdeki pasaport ise ikinci el pazarlarda satılacak bir hatıraya dönüşüyor.
İşte tüm bunlar olurken kendinizi bir de ‘uzayda’ hayal edin: Yerküre ayaklarınızın altında sessizce kayıp gidiyor. Yukarıdan bakıldığında her şey hâlâ huzur dolu. Yaşanan gelişmeleri sadece iletişim hatlarından peyderpey öğrenebiliyorsunuz. Üstelik planlanan dünyaya geri dönüş tarihinizin ‘maddi olanaksızlıklar’ nedeniyle ertelendiği bilgisi veriliyor. Bu durumda insan sağlığı için olumsuzluklar yaratabilecek ‘belirsiz’ bir zaman dilimini uzayda geçirmeniz gerekiyor.
Bahsettiğimiz kişi, Sovyet kozmonot Sergey Krikalev. ‘Son Sovyet vatandaşı’ olarak bilinen Krikalev’in hikayesi bugün biraz çarpıtılarak ‘uzayda unutulan kozmonot’ olarak yansıtılıyor. Böyle bir başlık sahiden de çekici fakat gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Gelin Krikalev’in ilginç öyküsünü inceleyerek meselenin aslını öğrenelim.
*
Leningrad’lı makine mühendisi Krikalev, 1985 yılında kozmonot olarak seçilir. Alması gereken eğitimleri tamamlar ve 1991 yılının Mayıs ayında Sovyetler Birliği’nin uzay üssü MIR’e mürettebat olarak gönderilir. Sovyet Kozmonot Anatoli Artsebarski komutasındaki Soyuz TM-12 modülünde İngiliz Astronot Helen Sharman ile birlikte bulunan Krikalev’in planlanan dönüş tarihi ekim ayı olarak belirlenir.
Bu görev değişimlerinin olağan olduğunu hatırlatmak gerekiyor. İstasyona ulaşan modüller, genelde bir önceki misyonun mürettebatını, ya da kısa süreli görev alan kozmonotları/astronotları alarak geri döner. Örneğin İngiliz şirketlerce desteklenen Sovyet-İngiliz ortak misyonu kapsamında uzaya gönderilen Sharman bir hafta içerisinde dünyaya geri döner.
İşte Krikalev’in aldığı eğitim de planlanan dönüş tarihine göre hesaplanmıştır. Ancak Krikalev’in beş aylık görev süresince Sovyetler’de bir askeri darbe girişimi yaşanır. Ağustos ayında başarısızlıkla sonuçlanan askeri darbenin ardından Sovyetler’in dağılma süreci hızlanır.
Yaşananlar hakkında Krikalev şu ifadeleri kullanır: “Bizim için tam anlamıyla bir sürprizdi. Nelerin yaşanmakta olduğunu anlayamadık. Üzerine konuşurken, yaşananların uzay endüstrisini nasıl etkileyeceğini tartışıyorduk.” Planlanan uçuş gerçekleşmeyince Krikalev’e dönüşe yetecek bütçenin var olmadığı söylenir ve 33 yaşındaki genç kozmonota uzayda biraz daha kalması gerektiği bilgisi verilir. ‘Biraz daha’ ifadesinin muğlaklığı, bir ay sonra yine aynı yanıtı almasıyla birlikte kesinleşir.
Bir dergiye verdiği söyleşide Krikalev, kendisine söylenenleri “Benim için zor olacağını, sağlığım için hiç de iyi olmayacağını söylediler. ‘Fakat şimdi ülke bunca zorluğun ortasındayken parayı elde tutmanın birincil öncelik olduğu’ dile getirildi” ifadeleri ile aktarıyor.
Dolayısıyla bir sonraki mürettebat değişiminde Krikalev istasyonda kalır. Yaygın kanının aksine tek başına değildir, Ekim ayında Artsebarski döner ve onun yerine Aleksandr Volkov gelir. Krikalev’in dönüşü Artsebarski’nin istasyonda aylarca tek kalması anlamına gelir. Gerek iş yükü gerekse uzmanlık gereği MIR istasyonunu tek kişi çekip çeviremeyeceği için bu ihtimal dışıdır. Yani “Krikalev geri dönemez” yerine “yerine biri gelemediği için kalmak zorundadır” demek daha doğru olur.
Peki ama neden Krikalev’in yerine biri gönderilmemiştir? Aslında meselenin bir açıklaması, o dönem hızlanan ‘bağımsızlık’ hareketleridir. Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti içerisinde bulunan Baykonur Uzay Üssü, Sovyetler Birliği’nin uzay programı için olmazsa olmazdır (Hâlâ dünyadaki en önemli uzay üslerinden biridir). Kazakistan’dan çıkan bağımsızlık seslerini bastırmak için Moskova’nın MIR’e gidecek olan modüldeki bir koltuğu bir Kazak kozmonota ayırdığı ve bu yüzden Krikalev’in nöbeti devredemediği dile getiriliyor.
Fakat ruhen belirsizliği kaldırsa da Krikalev fiziken bu görevin üstesinden gelip gelemeyeceği konusunda şüphelidir. Öyle ki uzayda planlanandan daha fazla bir zaman geçirme kozmonotlar/astronotlar için çeşitli fiziksel problemlere kapı aralar. Kas erimesi, radyasyon, kanser riski, düşen bağışıklık sistemi her geçen gün Krikalev’in sağlığını tehdit eder. Tüm bunlara göğüs gererek belirsizlik içerisinde MIR’deki görevine devam eder.
Nihayet Krikalev’in uzaya çıkışından on ay sonra kendisinin dönüşü için bir bütçe sağlanır. Almanya’nın 24 milyon dolara bir uzay misyonuna katılmak üzere Klaus-Dietrich Flade’yi göndermesiyle birlikte Rus kozmonotun yerine geçecek personel de istasyona ulaşır. Böylece Krikalev tüm risklerle burun buruna uzayda 311 gün geçirir ve istemeden de olsa bir dünya rekoruna imza atar.
Ancak Krikalev’in inişi de son derece ilginçtir. Üzerindeki kozmonot tulumunun kolunda Sovyetler Birliği bayrağı olmasına karşın artık dünyada öyle bir ülke yoktur. Hatta iniş yaptığı Arkalykh çevresi de bağımsız Kazakistan Cumhuriyeti toprağı olmuştur. Memleketi Leningrad ise Saint-Petersburg’dur artık. Sadece sembolik ya da siyasi değil aynı zamanda maddi bir değişim de göze çarpmaktadır: Ülkesi ekonomik krizin pençesinde boğulmakta, ruble korkunç bir değer kaybı yaşamaktadır. Uzaya giderken maaşı 600 rubledir -ki o tarihlerde bir bilim insanı için iyi bir rakamdır. Ancak döndüğünde bu rakama çalışan herhangi bir memur bile kalmamıştır.
Krikalev daha sonra tekrar uzaya gidecek hatta NASA mekiği ile uçan ilk Rus kozmonot olacaktır. 2007’de kozmonotluktan emekli olduktan sonra 2009-2014 yılları arasında Yuri Gagarin Kozmonot Eğitim Merkezi müdürü olur.
*
Krikalev’in hikayesine baktığımızda, uzaya çıkan ilk insan Yuri Gagarin ile aynı kahramanlık halesini görmüyoruz. Fakat bu durum yine de Krikalev’in başına gelenleri son derece ilginç kılıyor. Çünkü onun hikayesi, insanlığın bir trajedisini ortaya koyuyor. Gagarin’in yüzüne baktığımızda insanlığın geleceğine dair ufkumuz genişlerken Krikalev bize başka bir ihtimali anlatıyor. Belki Gagarin kadar iyimser bir tablo yaratmıyor ancak gerçeğin kötümserliğiyle madalyonun ters yüzünü gösteriyor. Dünya sermayenin arsızlığıyla bir yok oluşun içerisinden geçerken madalyonun hâlâ ters yüzünün bize baktığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla ‘uzayda unutulan’ yerine Krikalev için ‘zamanımızın bir kahramanı’ yakıştırmasını yapmak gerekiyor.
Kaynaklar ve daha detaylı bilgilerin yer aldığı adresler
https://www.discovermagazine.com/the-sciences/the-last-soviet-citizen
https://www.rbth.com/history/330415-last-soviet-citizen-cosmonaut
Kavel Alpaslan Kimdir?
1995'te İzmir'de doğdu. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü'nde eğitim gördü. Gazeteciliğe 2014 yılında Agos’ta başladı. Gelecek/Umut Gazetesi’nde çalıştı. 1+1 Express Dergisi’nde yazıyor. 2016 yılından bu yana Gazete Duvar’da yazı ve haberleri yayınlanıyor. "Aynı Öfkenin Çocukları: Dünyadan Devrimci Portreleri" kitabı 2023 yılında Sel Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.
Direniş ekspertizleri 02 Ekim 2024
'İsrail yalnız silahların dilinde konuşur, silahların dilinden anlar' 30 Eylül 2024
Lübnan’ın güneyinde işbirlikçi bir kum torbası 28 Eylül 2024
İzmir’de Sovyet izleri: Kültürpark’ı Moskova’ya mı borçluyuz? 18 Eylül 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI