Somalı madencilerin hak arayışı 15 yıldır sürüyor

Bağımsız Maden İş Sendikası Başkanı Tahir Çetin ve madenci Ali Faik İnter'in vefatının ardından yeniden gündeme gelen Soma'daki madencilerin hak mücadelesi 15 yıldır sürüyor.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Manisa'nın Soma ilçesinde bulunan Uyar Madencilik şirketten tazminatlarını alamayan işçiler tazminatları için ekim ayından bu yana direnişlerini sürdürüyor. İşçiler 15 yıldır ölüm ve iş kazası tazminatlarını, maden ocağının kapatılmasının ardından da 9 yıldır maaş ile kıdem ve ihbar tazminatlarını alamıyor.

Hükümet yetkililerinin verilen sözleri yerine getirmemesi üzerine en başında söz verdikleri gibi Ankara yürüyüşüne başlayan madenciler, bu kez de kent girişinde durduruldu. Haklı mücadelelerine rağmen kente girmelerine dahi izin verilmeyen madenciler 5 günlük bekleyişlerinin ardından Soma'ya hareket etti.

Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin ve tazminat mağduru madenci Ali Faik İnter'in bulunduğu araç, Manisa’nın Kırkağaç ilçesine bağlı Bakır Mahallesi kavşağında kaza yaptı. Kazada Çetin ve İnter vefat etti.

Yaşanan kazanın ardından Çetin ve İnter'in cenazeleri bugün memleketlerinde toprağa verilirken, kamuoyunda madencilerin adalet ve hak mücadeleleri merak konusu oldu.

BABASINI KAYBEDEN İNTER, 2002'DEN BERİ HUKUK MÜCADELESİ VERİYOR

Vefat eden Ali Faik İnter madenci olan babasını 2002 yılında Soma Holding'e bağlı bir madende meydana gelen kazada kaybetti. Babasını kaybeden İnter, 19 yıldır hukuk mücadelesini sürdürürken, Uyar mağduru işçilerden Ali Kandemir'in 2006 yılında madendeki patlamada gözlerini kaybetmesi sonrası verdiği hak mücadelesi ise 15 yıla dayanıyor.

EKİM 2013: UYAR MADENCİLİK'TE 28 İŞÇİ GÖÇÜK ALTINDA

2013 yılının Ekim ayında Azim Uyar’ın sahibi olduğu Uyar Madencilik’in Darkale Kömür Ocağı'nda patlama yaşandı.

Patlama sonucu 28 işçi göçük altında kalırken, göçük altındaki işçilerden Yunus Göçlü öldü. Bu, Azim Uyar'ın sahibi olduğu bu ocakta yaşanan ilk kaza da değildi. 2013 yılında yaşanan bir başka kazada bakanlık müfettişleri tarafından aynı ocak, 15 gün süreyle kapatılmıştı. Ardı arkası kesilmeyen kazaların ardından madenciler can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle iş bırakma eylemine başladı. İşveren ise 888 işçiyi işten çıkardı. İşçiler o günden beri ne ücretlerini ne de tazminatlarını alabildi.

İşçilerin tazminat ve hak mücadelesi bu şekilde başlarken, bu kez de Uyar ailesine ait başka bir kömür madeni katliama sahne oldu. 28 Ekim 2014'te Karaman'ın Ermenek ilçesine bağlı Pamuklu köyü yakınlarındaki kömür madeninde su baskını meydana geldi, 18 işçi madende mahsur kalarak vefat etti.

Yaşananların hemen ardından Soma Holding’e bağlı Eynez işletmesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma maden faciası yaşandı. Soma Holding’de çalışan 2 bin 831 işçinin de işten atılması üzerine Uyar Madencilik’le Soma Holding işçileri Türkiye Kömür İşletmeleri’nden (TKİ) rödevansla iş yapan bu iki şirkete karşı birlikte mücadele etmeye başladı. 

UYAR İŞÇİLERİ TAZMİNAT DÜZENLEMESİNDE KAPSAM DIŞI BIRAKILDI

Soma faciasının ardından Temmuz 2020’de kazanım sağlandı. Işıklar, Atabacası, Geventepe ocaklarında çalışan işçilerin tazminatlarının TKİ tarafından ödenmesini öngören yasa Meclis'ten geçti.

Ancak Uyar Madencilik’te çalışan işçilerin bu yasa kapsamına alınmaması üzerine Soma ve Ermenek’te Uyar Madencilik tazminat mağduru işçiler direnişe başladı. 12 Ekim 2020 tarihinde Bağımsız Maden İşçileri Sendikası öncülüğünde Ankara'ya yürüyüş başlatan madenciler, Soma çıkışında kolluk kuvvetleri tarafından durduruldu. Yürüyüşlerine izin verilmeyen madenciler Soma faciasında vefat eden 301 madencinin mezarları başında günlerce bekleyişlerini sürdürdü.

'ÖYLE Mİ ALAY KOMUTANI...'

Maden Şehitliği önünde 5 gün oturma eyleminin ardından bir gece barikatları aşarak Ankara yürüyüşlerine devam eden madenciler bu kez de Salihli ilçesi sınırlarında jandarma ve polis ekipleri tarafından durduruldu. Gece geç saatlerde etrafları sarılan madenciler gözaltına alındı.

Salihli İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülen 31 madenci, ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, gözaltı işlemi öncesi sendika örgütlenme uzmanı olan Kamil Kartal'ın kolluk güçlerine yönelik konuşması hafızalara kazındı. Kartal, kendilerini gözaltına almak isteyen kolluk kuvvetlerine şu sözlerle seslenmişti:

"Sanki hırsızlığı, namussuzluğu, arsızlığı biz yapmışız gibi hesabı bizden sormaya çalışıyor devlet. Bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet, gücünü bizde sınayacak. Öyle mi alay komutanı? Burdayız biz, şimdi bize güç göstereceksiniz ha! Ve biz bu güçten korkacağız öyle mi? Vallahi de korkmuyoruz, billahi de korkmuyoruz sizden!"

15 OCAK'TAN 1 TEMMUZ'A: ÇÖZÜM YOK

Madenciler serbest bırakılmalarının ardından Ankara yürüyüşlerinin bir sonraki durağı olan Uşak'a doğru hareket etmeye hazırlanırken, 17 Kasım günü madencilerden oluşan bir heyet, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştü. 

Görüşmede Soylu'nun "Bana ocak ayının 15’ine kadar süre verin. Ben söylüyorum. Bu süreye varmadan mutlaka bir çözüm üreteceğiz" demesi üzerine madenciler eylemlerine ara verdiğini açıkladı.

15 Ocak'ta ise Uyar Madencilik işçileri, Ankara'da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ikinci bir görüşme gerçekleştirdi. Madencilerin avukatı Mürsel Ünder, 888 işçinin sorununun gerekirse kamu kaynağı kullanılarak çözüleceğine dair söz alındığını açıkladı.

Haziran ayına gelindiğinde ise devlet yetkilileri tarafından madencilere verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Yeniden direnişe başlayan madenciler haftalarca Soma Cengiz Topel Meydanı’nda hak arayışlarını sürdürürken, Meclis'teki siyasi partilerin grup başkanları ile görüştü.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ile iki kez görüşen madencilere Elitaş, sorunun çözümüne dair 1 Temmuz'da kesin olarak bilgi vereceğini söyledi. Bu görüşmeden de herhangi bir sonuç çıkmaması üzerine madenciler 4 Temmuz günü Ankara yürüyüşlerine kaldıkları yerden devam etti.

ELİTAŞ'TAN MADENCİYE: BANANE, BANA MI ÇALIŞTIN...

Soma'dan otobüslerle Ankara'ya hareket eden madencilerin önü bu kez de Ankara girişinde kesildi. Ankara’nın girişinde günlerdir bekletilen madenciler, TBMM’ye yürüme kararı aldı.

Taleplerinin karşılanmaması nedeniyle, “Köle değiliz haklarımızı istiyoruz” diyerek Meclis’e yürümek için hazırlanan işçiler polis tarafından tekrar engellendi. Ankara girişindeki dinlenme tesisinin önünde geceleyen ve kartonlar üzerinde uyumaya çalışan işçiler polisin engellemesinin ardından oturma eylemine başladı.

Daha önce kendileriyle görüşen ve söz veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslenen işçiler “İşçi Burada, Soylu Nerede?” diye sordu.

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu’nun aktardığı diyaloga göre, AK Partili Elitaş, haklarını istediklerini söyleyen madencilere “Bana ne, bana mı çalıştınız?” şeklinde karşılık verdi. Başaran Aksu’nun aktardığı o diyalog şöyleydi:

Madenci: Hakkımızı ödeyeceksiniz

Elitaş: Bana ne? Bana mı çalıştınız?

Madenci: TKİ’ye iş yapan firmada çalıştım. AKP üyesiyim. Oy verdim kesintisiz.

Elitaş: Bana ne? Vermeseydin…

ÇETİN VE İNTER, DİRENİŞİN EN BAŞINDAN BERİ MÜCADELE EDİYORDU

Günlerce Ankara girişinde bekletilen işçiler, yaptıkları görüşmelerden olumlu sonuç çıkmayınca Soma'ya geri dönme kararı aldı.

Dönüş yolunda 43 yaşındaki Çetin ve 26 yaşındaki İnter'in içinde bulundukları araç, sabah saat 04.30’da Manisa’nın Kırkağaç ilçesine bağlı Bakır Mahallesi civarında takla attı. Çetin ve İnter, bu kazada vefat etti.

Madencilerin 2013 yılından bu yana süren örgütlü hak arayışında Çetin ve İnter de mücadelelerini sürdürdü. Ayrıca Çetin ve İnter, 12 Ekim 2020'den bu yana madencilerin Ankara yürüyüşü sürecinde de gözaltına alınan, kolluk güçleri tarafından engellenerek darp edilen madencilerin arasındaydı.