'Güzel’ bir kabusu yaşamak

Safdie Kardeşler'in yönetmenliğini yaptığı, Uncut Gems, New York'ta elmas ticaretinin döndüğü bölgede geçen bir suç ve dram filmi. Safdieler’in bir önceki filmleri Good Time’ın ardından Uncut Gems de hikayesini kendi içinde çıkmaza giren ve gittikçe dibi gören bir karakteri başrolüne alarak ilerliyor.

Google Haberlere Abone ol

Kişi, eline para geçtiğinde durdurulamayacak bir arzu ve hevesle kumara yönelir ve elindeki her neyse, bitene kadar oynamaya devam eder. Kazandığı takdirde oyunun düşüşü ve geri dönüşü yoktur. Safdie Kardeşler’in yeni filmi Uncut Gems’in başrolü Howard Ratner’ı da bir kumar bağımlısı olarak tanımlayabiliriz. Howard, New York’ta kuyumcu dükkanı işleten bir Yahudi, aile babası ve kumar bağımlısı. Howard için kumar, kazanmak ya da kaybetmek değil, onu hayatta canlı tutan tek dalı...

İMKANSIZIN İÇİNDEKİ İMKAN

Howard, çevresindekilere yüklü miktarlarda borçlu ve bu borca batmış durumda, eşiyle ayrılmak üzere, çocukları tarafından sevilmiyor... Her ne kadar sonradan fark etsek de Safdie Kardeşler, Howard’a sempati beslemenin neredeyse imkansız olduğu bir karakter yaratabilmek için adrenalin bağımlılığı dışında hiçbir “ahlaki” sayılacak değer yazmamış.

Film, Howard’ın sipariş ettiği, kendini borçtan kurtaracak opalin bir madenden çıkartılmasıyla başlıyor ve ünlü NBA oyuncusu Kevin Garnett’ın kendisi olarak hikayede yer almasıyla işler değişiyor. Howard bu taşı satıp hayatını düzene sokma ihtimaline rağmen daha büyük bir adrenalin arıyor, Garnett ise işi şansa bırakmadan "işlenmemiş taşı" almak istiyor. Howard “imkansızın içindeki imkanı” görmeye çalıştığı için önüne ne zaman bir fırsat çıksa onu daha büyük fırsatlara dönüştürmeye çalışıyor, borçlarına yenilerini ekleyerek hayatını daha da güçleştiriyor ve finaldeki riski alıyor. Böylece, film boyunca tüm yaşananlar bir trajikomedi rollercoaster'ı tecrübesiymişçesine rahatsız edici bir gerginlikle ilerliyor.

Uncut Gems, Howard’ın bitmek bilmeyen, panik atak nöbetini andıran hayatını boşluksuz kurgusuyla aktarırken, izleyiciyi etkilemek için abartılı kullanılan rahatsız edici müziklerinin de katkısıyla, karakterin içinde yaşadığı stresi iliklerinize kadar hissettiriyor, haliyle de izleyiciyi yoruyor.

Safdie Kardeşler’in bir önceki filmi Good Time’da da ana karakterin sürekli biraz daha dibe çöküşüyle, Uncut Gems’deki Howard benzerlikler taşıyor. Safdieler, Good Time ile izleyicilere mükemmel bir deneyim yaşatırken, karakter inşasını bir adım daha ileri götürüyor. Safdie Kardeşler’in harika karakter çalışmasından bahsederken, başrolde yer alan Adam Sandler’da kariyerinin en iyi performanslarından birini ortaya koyarak, bir komedi oyuncusundan çok daha fazlası olduğunu izleyiciye bas bas bağırıyor.

Kısacası, Uncut Gems başlangıcından bitimine kadar izleyiciyi hipnotize eden ve içine alan bir senaryo harikası. Safdieler, filmin her saniyesinde karakterin her hareketiyle kendisine bir “Meksika açmazı” yaratmasını sunarken bir yandan da yorulan izleyicisine “Evet, hayat bu denli yorabiliyor!” diyor.