Sessiz bir yer: Söz gümüşse sükut altındır!

Bu kadar başarılı örülmüş bir senaryoda oyuncular da görevlerini layığıyla yapıyorlar. Filmin yönetmeni John Krasinski baba rolünde hem oyun gücüyle, hem de beden diliyle etkileyici bir performans sergiliyor. Filmin bir başka yüksek oyunculuk performansı ailenin küçük çocuğunu oynayan Noah Jupe’tan geliyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  John Krasinski’nin hem yönetmenliğini yaptığı, hem de başrollerden birini üstlendiği Sessiz bir yer, sadece korku-gerilim türü içinde çok başarılı bir örnek olmakla kalmıyor aynı zamanda da hem hikayenin işleyişi, hem de karakterler açısından klasik korku filmleri şablonlarının dışına çıkıyor. Hem türünün asli görevini tam olarak yerine getiren (yani korkutan ve geren) hem de bunu yaparken de basmakalıp karakterler ve bilindik bir hayalet öyküsü sunmayan Sessiz bir yer, özellikle korku filmleri tutkunu sinemaseverleri fazlasıyla memnun edecektir…

Üç çocuklu bir aile, dünyadan biraz kopuk bir şekilde, bir çiftlik evinde yaşamaktadır. Ancak ne eylemleriyle ne de konuşmalarıyla herhangi bir ses çıkarmamaları gerekmektedir. Çünkü bölgede çok tehlikeli ve kör ama sese duyarlı yaratıklar kol gezmektedir. Bu tehlikeden dolayı aralarında işaret alfabesiyle anlaşan aile bir yandan da hayatlarına bir yön vermeye çalışmaktadır. Ancak aldıkları önlemler belki de onlara sadece zaman kazandıracaktır.

Sessiz bir yer’i incelemeden önce, bizce filmin ortamını ve zamanını belirlememiz gerekiyor. Her ne kadar hikaye genelde belli bir yer ve etrafındaki alanlarda geçse de bizce filmin en başından seyirciye sirayet eden bir dönemi tahmin edememe havası ve distopik bir dünya bakış açısı söz konusu. Dolayısıyla sadece bir ailenin tehlikeli bir ortamda hayatta kalma öyküsünü değil, sessiz bir dünyada sessiz insanların çırpınışlarını izlediğimiz hissine kapılıyoruz. Bu atmosfer filmdeki ailenin niye uzak bir yere kaçmadığının cevabını da veriyor çünkü ailenin kaçacak bir yeri yok! Bütün dünya aynı tehlikeler ve yaratıklarla dolu gibi duruyor!

NEFES KESİCİ BİR BAŞLANGIÇ SEKANSI…

Birçok korku filminin seyirciyi korkutmak için iki yol izler: ya filmdeki asıl tehlike unsuru hikayenin sonuna kadar gösterilmez ve dolayısıyla seyirci tam neyle karşı karşıya olduğunu anlayamamaktan dolayı bir gerilim içine girer, ya da tehlike unsurunun belli olmasına karşın bu tehlikenin özellikleri film ilerledikçe ortaya çıkacaktır. Sessiz bir yer bunları bir kenara iterek daha en baştan son derece korkutucu ve trajik bir sekansla ailenin mücadele etmek zorunda olduğu düşmanı (yani yaratıkları) ve başkarakterlerin bu düşmana karşı kullanmak zorunda oldukları sınırlı ancak kritik bilgileri sunuyor. En baştan bizi hikayenin ortamına salan bu çarpıcı giriş, ana karakterlerle kolayca özdeşleşmemizi sağlayan ve ailenin içinde bulunduğu adeta bu cehennem çukurunu tam olarak hissetmemizi sağlayan bir sekans olarak duruyor.

Yönetmen bu ortamı kurduktan sonra basit bir kovalamaca ve mücadele sekanslarına sığınmıyor. Bu tarz sahneler kuşkusuz filmde var ancak filmdeki asıl korku unsuru, başta çok hızlı bir şekilde gördüğümüz yaratıklar kadar, onların nerede olabileceği üzerine de kurulu. Filmdeki yaratıkları sadece görmüyoruz, onların varlıklarını hissediyoruz.  Bazen dışardan gelen çalı hışırtılarından, bazen ise evin değişik yerlerindeki çatırtılardan, hep diken üstünde yaratıkların ne zaman saldıracağını bekliyoruz. Ancak bu bekleyiş rastgele ve sadece seyirciyi zıplatmayı hedefleyen bir bekleyiş değil. Çünkü yönetmen sadece korkutmak değil aynı zamanda da gerilim yaratmak istiyor. Krasinski, Hitchcock üstadın bu türde yaptığı en iyi şeyden ilham alıyor yani ne olacağından ziyade ne zaman olacağına ilişkin gerilimi filmin içine zarif bir şekilde yediriyor.

SES ÇIKARMAK YASAKTIR!

Filmdeki karakterlerin ses çıkarma yasağı da güzel bir şekilde işlenmiş. Bu durumu basit bir ‘Aman gürültü yapmayalım, gelirler!’ söylemiyle geçiştirmek kolaylık olur! Tabii ki yaratıklara karşı en önemli nokta bu ve ses çıkarma yasağı belki karakterlerin hayatta kalma şansını arttırıyor ancak bu suskunluk aynı zamanda herkesin yaşayabileceği, acıdan, yardım istemekten ve şaşkınlıktan doğabilecek bütün diğer seslere de set çekiyor. Film boyunca en az ses çıkarmaya çalışan, yalınayak yürüyen, en ufak sesi bastırmaya çalışan bu aile en zor durumlarda bile bütün duygularına içlerine atmak, bastırmak zorunda kalıyorlar. Bu durum ister üstüne basılan bir çivi olsun, ister kazara devrilen bir lamba olsun isterse de doğum yapan bir anne olsun, yasak değişmiyor, değişemiyor.

Ailenin büyük kızları Regan’nın da gerçekten sağır olması da olaya başka bir anlam katıyor. Sessizliğe gömülmüş bir ortamı herkesten daha iyi tanıyan Regan hikayede değişik bir denge noktası oluşturuyor. Babasının yaptığı duyma aletleriyle engelini aşmaya çalışan bu karakter, sanki işaret diliyle anlaşan, adeta ayakuçları üzerinde yürüyen bu ailenin en deneyimli üyesi. Can derdinden dolayı kendisiyle aynı seviyeye gelen diğer karakterler kadar çaresiz dursa da birçok açıdan onların yaşadığı sorunlarla daha iyi bir şekilde başa çıkabiliyor. Zaten kullandığı duyma aleti de filmin kilit noktasını oluşturuyor! (sürprizi bozmamak için fazla detaya girmiyoruz!)

Bu kadar başarılı örülmüş bir senaryoda oyuncular da görevlerini layığıyla yapıyorlar. Filmin yönetmeni John Krasinski üstlendiği baba rolünde hem oyun gücüyle, hem de beden diliyle etkileyici bir performans sergiliyor. Aynı şekilde, bizce fena halde Kate Winslet’e benzeyen Emily Blunt da iyi bir oyunculuk performansı sergiliyor. (O kadar ki bazen Winslet’i seyrettiğimiz hissine kapıldık!). Bir de bizce filmin bir başka yüksek oyunculuk performansı ailenin küçük çocuğunu oynayan Noah Jupe’tan geliyor. Biraz geri planda kalsa da bu yaşta bu kadar inandırıcı olmak kolay bir iş olmasa gerek!

Sessiz bir yer, seyirciyi geren, sürekli diken üstünde tutan dolayısıyla hedefine tamamen ulaşan ancak bunu yaparken de asla klişeler başvurmayan ve bizce türünde önemli veya en azından hatırlanacak bir yer tutacak yüksek düzey bir korku filmi. Türe meraklı olan sinemaseverler bir an önce sinema salonlarında yerlerini alsınlar!

Yönetmen: John Krasinski

Oyuncular: John Krasinski, Emily Blunt, Millicent Simmonds; Noah Jupe, CadeWoodward, Leon Russom…

Ülke: ABD