Çocuk işçi Ahmet Şekirê Pembû'de yaşayacak

Yönetmen Ozan Takış, pres makinesine sıkışarak ölen çocuk işçi Ahmet Yıldız anısına 'Şekirê Pembû (Pamuk Şeker)' adında kısa film çekti. Kürtçe çekilen film ulusal ve uluslararası festivallerde izleyicilerle buluşacak.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Yönetmen Ozan Takış’ın 2013 yılında pres makinesine sıkışarak hayatını kaybeden çocuk işçi Ahmet Yıldız’ın anısına çektiği 'Şekirê Pembû' filmi ulusal ve uluslararası birçok film festivalinde yarışacak.

Kürtçe çekilen film, Adana’nın Karataş ilçesinde pamuk toplayan iki çocuk işçinin zorlu çalışma şartlarıyla kentsel ve kırsal alanda yaşadıkları çelişkilerin hikâyesini anlatıyor.

'AHMET'İ NASIL YAŞATABİLİRİM?'

Pres makinesine sıkışan çocuk işçi Ahmet Yıldız'ın hikâyesini ilk duyduğunda çok etkilendiğini söyleyen yönetmen Ozan Takış, "Ahmet'in başına gelenleri duyduğumda bir şeyler yapmam gerekiyor dedim. Üzüntümü dile getiremiyordum. 13 yaşında pres makinesine sıkışarak hayatını kaybeden çocuğun dertlerini anlatmam, unutturmayıp yaşatmam gerekiyordu" diye konuştu.

Çocuk işçi Ahmet Yıldız'ın ölümünün ardından olayın 30 bin TL ile kapatılmasının üzüntüsünü hâlâ hissettiğini söyleyen Takış şöyle devam etti: "Binlerce çocuk, binlerce işçi var bu durumda. Bir çocuğun bu kadar basit unutulması çok acıydı. 'Ahmet'i nasıl yaşatabilirim' üzerinden kısa film hayata geçti. Hem dünya hem ulusal festivallere yaptığımız filmi gönderip çocuk işçilerin yaşadığı çelişkileri anlatmak gayesindeyim."

Yönetmen Ozan Takış toplumsal meselelere odaklanacağı birçok film hayata geçireceklerini söyledi.

'YAPTIKLARI İŞİ OYUN SANIYORLAR'

Şekirê Pembû filminin arkasında çok büyük bir emeğin olduğunu söyleyen yönetmen senaryoyu yazmasının ardından Adana'nın Karataş ilçesine gitti. Bir ay boyunca bölgede mekân arayışına giren yönetmen bu bölgede çalışan en yoğun grubun Kürtler ile Suriyeliler olduğunu gördü.

Özellikle çocuk işçileri gözlemlediğini söyleyen Takış, "Bölgedeki çocuk işçileri gözlemledim. Artık onlar için bu yaşadıkları normalleşmiş, alışılmış bir şeye dönüşmüş. Yaptıkları işi bir oyun sanıyorlar. Yoruluyorlar ve bazılarının sağlık sorunları da var. 'Çocukların yaşaması gereken buymuş' gibi hayatlarına devam ediyorlar. Yaptıkları pamuk toplama işi ağır bir iş. Onlar için bu iş bir oyuncağa dönüşmüş durumda. Hepsi kırsala inanılmaz hakimler ama kenti bilmiyorlar" diye konuştu.

'BUNU KIRMAK NASIL MÜMKÜN BİLMİYORUM'

Filmin gerçeklikle ilişkisini güçlendirmek adına filmini Kürtçe çekmesinin ardından farklı tepkiler aldığını söyleyen Takış eleştirilere şu yanıtı verdi: "Uluslararası festivallere başvurularımız devam ediyor fakat şöyle bir algı var, bunu kırmak nasıl mümkün bilmiyorum, bir Kürtçe film yapıldığı zaman 'burada yine ajite var, yine bir dram var, dram izleyeceğiz' gibi ön yargıyla filmlerden söz ediyorlar. Filmi izlemeden böyle bir şey asla konumlanmamalı. Yaşadığınız yerin insanını ve sıkıntılarını sinemaya aktarıyorsanız böyle yapmanız gerekiyor. Burada yaşayanlar Kürt işçiler, ben bunun dışında anlatamazdım. ‘Filmi neden Türkçe yapmadın?’ gibi tepkiler aldım. Gidelim o zaman Latin Amerika'ya... Oradaki kültürü anlatmak için Türkçe film mi çekelim?"