Suriye savaşı: İnsanlığın öteki yüzü

Kaurismaki’nin son filmi Umudun Öteki Yüzü bizi gerçekten etkileyen, bütün karakterlerin duygularını ve parmak bastığı konuyu bize iliklerimize kadar hissettiren büyük bir yapım. Film, sadece, bahsettiğimiz konulara militan veya fazla çekimser bir bakış sunmamasıyla bile izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Usta yönetmen Aki Kaurismaki’nin son filmi Umudun Öteki Yüzü, sinemacının kendisine has olan karakterlerindeki incelik, anlatımındaki sadelik, sosyal analizlerinin kıvamında oluşu gibi sinemasal özellikleri barındıran ancak aynı zamanda da son derece güncel bir konuya yani Suriye savaşı ve bunun sonuçlarına parmak basan, güçlü, sağlam, nefes alan bir yapım…

Ülkesindeki savaştan kaçan Suriyeli Khaled ( Sherwan Haji), Halep’te neredeyse bütün ailesini yitirmiş ve kız kardeşiyle yollara düşmüş bir göçmendir. Yol sırasında, Romanya sınırında kız kardeşi Meryem ile ayrı düşmüşler ve birbirlerini kaybetmişlerdir. Zorlu bir yolculuğun sonunda Finlandiya’ya ulaşmayı başaran Khaled hem sığınma başvurusundaki zorlukları aşmaya hem de kız kardeşinden haber almaya çalışır. Bu arada yolu yeni bir restoran açmış soğuk ve sert Finlandiyalı Wickstörm ( Sakarin Kuosmanen) ile kesişir.

ESKİ HAYATLARINDAN KAÇAN İKİ AYRI KARAKTER

Yönetmen Kaurismaki filminin sosyal boyutunu açıp, bu alanı eşelemeden önce, filmin başında iki ana karakterini bizlere sunuyor. Karısını ve eski işini ( gömlek toptancısı) arkasında bırakan orta yaşlı Wickstörm ile ülkesini arkasında bırakan Khaled’in görünürde hiçbir ortak noktası bulunmuyor. Hem sosyal sınıfsal, hem milletçe hem de din açısından tamamen ayrı olan bu iki karakter sadece bir şeyleri arkalarında bırakma isteği açısından bir noktada benzeşiyorlar. Ancak buluştukları bu noktada da bir bakış açısı farkı var çünkü Wickstörm eski hayatından çıkmayı yeni bir dünya kurmanın yolu gibi görürken, Khaled Helsinki’de bulunmayı yeni bir hayata başlama yeri gibi değil uzun yolculuğundaki bir ‘nefeslenme’ yeri gibi görüyor. Khaled ‘in öncelikli amacı para kazanıp başının çaresine bakmaktan ziyade ailesinden kalan tek üyeyi yani kız kardeşini bulup, yanına getirebilmek.

Bunu zaten göçmen bürosundaki bir konuşma esnasındaki ‘ Ben önemli değilim ama kız kardeşim…’ lafından da anlıyoruz. Başka bir deyişle iki ana karakterin eski hayatlarını bırakma tarzı da, sonraki amaçları da farklı. Biri eski hayatından sıkılıp hatta nefret ederek kendi isteğiyle ayrılan ve (para getiren) yeni heyecanlar ararken diğeri nefret etmeden ancak zorunluluktan eski yaşamını terk edip, hayatındaki önceliği kendisine tanımadan bir çıkış yolu arıyor.

AVRUPALILARIN KAPALI GÖZÜ TUTUMU 

Umudun Öteki Yüzü filminin bir de çok geniş bir sosyal yönü var. Yönetmen, ülkelerindeki savaş yüzünden kaçan göçmenlerin ne kadar zor şartlarda yaşadıklarını, nasıl bir muameleye maruz kaldıklarını, hangi bürokratik engellere takıldıklarını ve Finlandiyalılar üzerinden Avrupalıların onlara karşı ne kadar vurdumduymaz ve kaba olduklarını gösterirken yapılması bizce çok zor bir şeyi başarıyor yani bu göçmenlere asla üstten bakmıyor, onlara acımamızı sağlamaya çalışmıyor. Asla duygu sömüresine girmeden yaşadıkları süreci ve düştükleri durumu bütün çıplaklığıyla bize sunuyor. Başka bir deyişle yargıyı seyirciye bırakıyor.

Avrupa ülkelerinin bu insanlara bakış açısı, onları anlayamamaları ve çok da uzaklarında olmayan bir savaşın ciddiyetini kavrayamamaları bize hiç bir zaman karikatürize kötü adam bakışıyla nakledilmiyor. Bizce bu kadar hassas ve güncel bir konuyu hiçbir duygusal tuzağa düşmeden seyirciye iletmek de büyük bir yönetmenlik başarısı…

DUYGUSUZ YÜZLER, DUYGULU KARAKTERLER 

Yönetmen Kaurismaki’nin ta 1996 yılında çektiği Sürüklenen Bulutlar filmini izlediğimizden beri gözümüze çarpan özelliklerinden biri de karakterlerinin karşılaştıkları hayatın zorlukları karşısında sağlam gibi durmaları ancak aslında ne kadar kırılgan olduklarını bize hissettirebilmeleri. Aynen filmdeki Khaled’in son derece düz bir şekilde bütün ailesini savaşta kaybettiğini anlattığı sahnede veya Vickstörm’ün yıllar sonra çok sert bir şekilde bıraktığı karısını tekrar gördüğünde yüzünde oluşan belli belirsiz yüz ifadelerini gördüğümüz sahnede olduğu gibi. Yönetmenin karakterleri yaşadıkları acıyı dışa vuran ve dillendiren karakterler değil bu acıları hazmetmiş en azından hazmetmeye çalışan, kanlı canlı insanlar. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi. Yüzlerinde maske gibi duran donuk ifadeler aslında onları hayata bağlayan ve acılarını hafifletmeye çalışan kalkanlar görevi görüyor.

Kaurismaki’nin son filmi Umudun Öteki Yüzü bizi gerçekten etkileyen, bütün karakterlerin duygularını ve parmak bastığı konuyu bize iliklerimize kadar hissettiren büyük bir yapım. Film, sadece, bahsettiğimiz konulara militan veya fazla çekimser bir bakış sunmamasıyla bile izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor. Bizce hiçbir sinemasever kendisini Kaurismaki’nin dünyasından mahrum bırakmamalı…

Yönetmen: Aki Kaurismaki

Oyuncular: Sherwan Haji, Tommi Korpela, Sakarin Kuosmanen, Janne Hyytiainen, IIka Koivula, Kati Outinen, Kaija Pakarinen

Ülke: Finlandiya, Almanya