Emojiler… Ailemizin yeni üyeleri…

Emoji filminin bütününe bakarsak, herkes için eğlenceli bir animasyon olduğu halde, filmin özellikle yaşı nispeten genç olanlara, ergenlere ve hatta 'büyük çocuklara' hitap ettiğini söyleyebiliriz. Bunun nedeni kesinlikle konunun basitliği, karakterlerin tekdüzeliği, konuşmaların minimum düzeyde olması gibi negatif yönler değil.

Google Haberlere Abone ol

Tony Leondis’in yönetmenliğini üstlendiği Emoji filmi, giderek hayatlarımızın iletişim merkezini oluşturan akıllı cep telefonlarını ve onların sanal platformlarının ayrılmaz bir parçası haline gelen emojilerin maceralarını anlatan eğlenceli bir animasyon. Ancak karşımıza sunulan yapım, basit bir tür ‘sevimli küçük yaratıklar’ (mesela Şirinler) konulu bir film değil. Emoji filmi son derece güncel bir konu ve karakterleri, bunun yanında başta ergenler olmak üzere insanların neredeyse kendi dünyalarından daha çok önem verdikleri sanal dünyaya olan bağımlılıklarını usulca eleştiren bir bakış açısı barındırıyor.

Akıllı telefon kullanıcılarının sık sık başvurduğu emojiler bir mesajlaşma uygulaması olan Textopolis’te yaşamaktadırlar. Her emojinin yükümlü olduğu yüz ifadesi tekdir ancak bunlardan biri olan 'Gene' sorumlu olduğu bezgin yüz ifadesinden çok daha değişik ifadeler göstermektedir. Bu durumundan dolayı Textopolis’te büyük bir kazaya neden olan Gene ‘normal’ olabilmek için yakın arkadaşı emoji Hi-5 ( el hareketinden sorumlu emoji) ile usta bir kod kırıcı emoji olan Jailbreak’den (Asi kız) yardım ister. Ancak bu arada telefonun sahibi, lise öğrencisi Alex bu düzensizlikten memnun değildir ve bütün emojiler birden bire silinme tehlikesiyle yüzleşmek durumunda kalırlar.

RUHU OLAN DİSNEYLAND GİBİ...

Filmin giriş sekansını kapsayan emojilerin şehrini temsil eden Textopolis’in tanıtımı ve bu şehirdeki düzeni anlatan sekanslar gerçekten eğlenceli ve değişik bir hava estiriyor. İnsanların her gün birçok kere başvurduğu bu emojilerin sürdükleri hayatı ve düzenlerini göstermek gerçekten filme derinlik katan bir bakış açısı. Hayatımızın yanında değil içinde olan bu emojiler kendi görevlerini günlük hayatlarına tamamen yedirmiş ve görevlerini çok ciddiye alan yaratıklar. Ancak emojilerin bu düzenini, ilkokul kitaplarında bulunan ‘Ali git’ karakteri sadece ‘giden’ bir karakterdir!’ esprisine indirgemek biraz haksızlık olur. Kuşkusuz bu filmde de bahsettiğimiz mizahi öğeye paralellik taşıyan bir durum yer alıyor fakat bunun dışında emojiler arasında ciddi bir hukuk ve popüler olan, olmayan, unutulan emojiler gibi değişik sınıfları oluşturan farklılıklar mevcut. Bu tıkır tıkır işleyen düzeni sekteye uğratan başkarakter Gene adlı emoji ise başkaldıran bir karakter yani bir tür anarşist değil. Aksine ailesinden kendisine kalan (annesi ve babası halen görevde olan emektar bezgin yüz ifadeleri) görevi yerine getirmeye çalışan, yani farklı değil sıradan ve normal olmaya çalışan bir emoji. Sonuç olarak o ve benzerleri Efendilerine yani telefonun sahibi Alex’e en eksiksiz bir şekilde hizmet vermeye çalışan varlıklar daha doğrusu uygulama öğeleri. Gene’in asıl farklılığı bu dünyada en yapmaması gereken şeyi yapması yani istemediği halde kendisine ait bir bilinç barındırıyor olması.

CEP TELEFONSUZ HAYAT, HAYAT DEĞİL!

Hikayenin ana merkezi Gene’in ve arkadaşlarının telefon uygulamaları arasında geçen maceraları olsa da, aynı zamanda bu maceraların Alex’in hayatındaki dalgalanmalarını da gözlemliyoruz. Günümüzde birçok insanın yaptığı gibi hayatındaki iletişim yollarının çoğunu hatta diğer insanlara olan duygularını aktarmak için telefonunu kullanan Alex karakteri kötü gösterilmese de, akıllı cep telefonuna bağımlılığından dolayı eleştirel gözle resmedilen bir karakter. Telefonundaki aksamadan dolayı sınıfında hoşlandığı bir kıza açılmakta zorlanan Alex adeta her geçen sene, sanal dünyada daha çok boğulan bütün bir genç jenerasyonunu temsil ediyor. Scream filmi (1996) nasıl bu eleştirel bakışı modern bir korku filminin içine yedirdiyse, Emoji de bu eleştiriyi, ama bu kez çok daha uslu bir şekilde eğlenceli bir animasyonun alt metnine yerleştiriyor.

Filmin merkezinde tabii ki asıl Gene’in sanal dünyadaki maceraları var. Normal hayatına daha doğrusu gerçek şekline dönmek için uygulamadan uygulamaya zıplayan ve çok değişik sanal tehlikeler yaşadığı sekanslar gerçekten inanılmaz bir hayal gücü barındırıyor. Günümüzde elimizden düşürmediğimiz bir cihazın içindeki hayali varlıkların mücadelesini ve boğuşmasını mantıklı bir çerçevede ve gerçek dünyada izlerini bulabilir bir şekilde anlatabilmek, bizce bu tür filmlerde çok sık rastlanan bir durum değil.

DAHA ÇOK GENÇLERE VE ÇOCUKLARA...

Emoji filminin bütününe bakarsak, herkes için eğlenceli bir animasyon olduğu halde, filmin özellikle yaşı nispeten genç olanlara, ergenlere ve hatta 'büyük çocuklara' hitap ettiğini söyleyebiliriz. Bunun nedeni kesinlikle konunun basitliği, karakterlerin tekdüzeliği, konuşmaların minimum düzeyde olması gibi negatif yönler değil. Konunun çok güncel olması ve sanal dünyada geçmesi ilginç ancak yaş olarak bu dünyayı geç yakalayan veya biraz uzak olan kişiler animasyonun senaryosundaki mekanlar ve etaplar konusunda biraz yabancılık çekebilirler. Dolayısıyla bu sanal çağı doya doya yaşayan, hatta bu çağın içinde doğan kişiler bizce filmden daha farklı bir tat alacaklardır.

Sonuç olarak Emoji filmi, ilginç senaryosu, hoş diyalogları (ne yazık ki bu animasyon da Türkçe dublajlı gösterime giriyor!) ve incelikli eleştirel bakışıyla benzerleri arasından sıyrılan düzeyli bir animasyon. Dediğimiz gibi filmin dünyasına çok yabancı olmamak şartıyla sinemaseverleri memnun edecek bir tercih…

Yönetmen: Tony Leondis

Seslendirenler: T.J Miller, James Corden, Anna Faris, Maya Rudolph, Jennifer Coolidge, Jake T. Austin, Partick Stewart, Sofia Vergara…

Ülke: ABD

Etiketler Emoji Disneyland Gene